• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

Çile ve Izdırap

Mayıs 17, 2019
in Manşet, YAZARLAR
İmkanları Değerlendirme Fırsatı
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tutuklu İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş’ın yanındayız”

NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne engel

10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında İstanbul’da eylem çağrısı

Çile ve ızdırapsız bir hayat; büyük çoğunluk itibâriyle aksiyon ruhundan, aşk ve şevkten, vefâ ve sadâkattan uzaktır. Çiledir toprağın altındaki tohuma, sert toprak ve taşları delerek meyvedâr ağaç olmasını sağlayan.. Çiledir  anneyi, doğum sancıları içinde kıvrandıran ve neticede ciğerpâre yavrusunu kucağına aldıran..
    Çile ve ızdırapdır  ilim adamlarına; Allah’ın yarattığı bir canlıyı model almak sûretiyle, beyin çatlatırcasına gayretler neticesinde, uzakları yakın eden uçakları, tren ve arabaları îcat ettiren..
    Çile ve ızdırabdır  Hak dostu olan Allah’ın velî kullarına; gecelerini gündüz yaparak, gözyaşlarıyla hakka susamış insanların kurumuş  gönüllerini yeşerten ve meyvedâr hâle getiren, âhiret hayâtını dünyâ hayâtının  önüne geçiren ve gözleriyle  görmüş gibi cennetü’l firdevse tâlip kılan..
      Çile ve ızdırapdır  mes’uliyet duygusu ve sorumluluk endişesi içinde kıvranan gönül erlerine; îmandan mahrum  küfür ve dalâlete, nefis ve şeytana esir olmuş, Cehennem namzedi  insanların îmanlarının kurtulması için gayret ettiren..
     Ve nesillerin kafalarını ilimle, kalplerini  îman, ahlak ve fazîletle donatmaları uğruna, yurdunu yuvasını, çoluk çocuğunu bırakarak muhtaç gönüllere hakîkatleri duyurabilmek  adına,  tanımadığı ve bilmediği ülkelere fedâkarca gitmelerini sağlayan ve  ‘Allahım! Seni tanıtabilmek ve sevdirebilmek  için gidiyorum’ sözünü dedirten..
     Çile ve ızdırapdır  yiğitleri; master ve doktorasını bitirip üniversitelerde veya şirketlerde yüksek maaşlarla çalışma imkanları olmasına rağmen, ‘Ben dünyada hizmetin olmadığı, Rabbimin tanınmadığı bir ülkeye gitmeye talibim’ diyerek gitmeye sevkeden..
    Gittikleri ülkelerde, yollarına ölüm tuzakları kurulduğu, evlerinin şakîler tarafından basıldığı, ölümle tehdit edildikleri halde, yılmadan ve geriye adım atmadan ölümü göze alıp sabrettiren, fedâkarca gayretlerle bedevî kavimlerin çocuklarını medenî insanlar olarak yetiştiren kolejlerin açılmasını vesîle kılan..
    Çile ve ızdırapdır  fedâkar kahramanların; kara ve hava yolu olmayan, sâdece nehir üzerinden uyduruk bir kayıkla  ormanların içindeki bir bedevî kâbileye, tehlikeleri göze alarak kurban ve yardım götürmelerine neden olan ..
   Bu ihlas ve samimiyetle, yapılan yardımlar neticesinde onbinlerce insanın, topluca şehâdet getirip müslüman olmalarına, orada açılan okulda binlerce çocuğun medenî insanlar olarak yetişmelerine sebep olan..
    Çile ve ızdırapdır  Üstad’a;  îmansızlığın, küfrün ve dalâletin ruhları sardığı, Allah adının ve kelâmı Kur’ân’ın yasaklandığı, bin yıllık mâzisi olan bir milletin, Allah adına hasret kaldığı bir dönemde, ömrünü hapishanelerde, sürgünlerde, rahat hayat şartlarından mahrum, sıkıntının her türlüsünü yaşatıp, ömrünün sonuna kadar hep tâkip ve kontrol altında yaşamasına rağmen hizmet ettiren..
   Böylece milyonların îmanının kurtulmasına vesîle olan Risâle-i Nurlar’ı, kuş sesinden başka kimsenin olmadığı Barla dağlarında yazdıran,  ‘Saçlarım kadar başım olsa, hergün birini koparsalar küfrü mutlaka bu başı teslim  etmem’ ve ‘Milletimin îmânını selâmette görürsem Cehennem’in alevleri içinde yanmaya râzıyım’ sözlerini söyleten..
    Çile, ızdırap ve dert sâhipleri olan, samîmi, hasbî, fedâkar Hz.Üstâd  ve âbilerimiz  (hepsini rahmetle anıyoruz), Medrese-i Yusûfiyeleri  ilim- irfan yuvaları hâline getirmişler ve milyonlarca insanın îmanının kurtulmasına vesile olmuşlardır.
    Anadolu’nun ‘gavur İzmir’ diye andığı bir  yerde, güneş ve ayların kaybolduğu, bir ışık emâresinin olmadığı, ırmak ve nehirlerin kuruduğu bir dönemde,muhlis  bir câmi imamı olan merhum İbrahim hocamızın gördüğü  sâdık bir rüyâda; Erzurum’dan çıkan bir nehir Ege bölgesi ve İzmir’e kadar geliyor, etrafını suluyor, her taraf yeşeriyor. Ne zaman Hocaefendi, İzmir’e teşrif buyurup başlattığı hizmet Ege bölgesine yayılınca, hâfızları dinleyen bu hocamız, ‘Benim rüyam gerçek oldu!’ diyerek bu rüyâsını  anlatmıştı.
      Hocaefendi; câmideki vaazlarıyla, akşama kadar talebelere dersleriyle irşad ve tebliğde bulunmanın yanında; odası yok, yatağı yok, aylarca merdiven altında uyduruk bir idâre odasında başını masaya koyarak istirahat eder, gece gündüz dâvâsının derdiyle ilgilenirdi. ‘Disiplin, sertlikle değil takip ile, tenkitle değil teklif ve istişâre ile elde edilir’ der ve uygulardı.
     Birgün bir talebe arkadaşım, kaçak sinemaya gitmiş. Yakalanmayayım diye yurdun başka bir yatakhânesine dönmüş olmasına rağmen, Hocaefendi onu gittiği yerde yakalamış ve ‘Sen hâfızsın, hoca olacak ve örnek olacaksın’ nasihatinde bulunmuş. Arkadaşım bana bu hikâyeyi anlatmış ve şöyle eklemişti:
     “Söz vermiş olmama rağmen, bir süre sonra nefsime uyup yine izinsiz sinemaya gittim. Bu defa yine yakalanma endişesiyle diğer üçüncü yatakhâneye girerken, Hocaefendi önüme çıktı ve bana sâdece , ‘hani bana söz vermiştin’ dedi. Ben de; ‘Hocam sen Allah’ın velî bir kulusun, söz veriyorum bir daha gitmiyeceğim’ dedim ve tevbe ettim.”
     Çile ve ızdırap insanları; ‘kavl-i leyyin’ ile gönüllere taht  kurar, hissî hareketlerle insanları kaçırmazlar. Ben idâreci olduğum dönemde birgün; nasihat dinlemeyen, arkadaşlarına kötü örnek olan bir talebe hakkında, ‘ne yapalım?’ diye sorduğumda;  Hocaefendi bana dedi ki, ‘Böylesine  kontrol altında düzelmeyen bir çocuk, dışarda hiç kontrol altına alınamaz. Ayaklarına kapan, ağla, gönlüne gir!’ buyurmuştu.
    Ben de öyle yapmış ve kendisiyle onbeş yıl sonra bir  lise öğretmeni olarak karşılaşmıştım. Beni görünce boynuma sarılıp ağlamıştı. Netice de,  ‘Hocam! Allah Hocaefendi ve sizden râzı olsun. Sizler o gün bizi şefkatle bağrınıza basmasaydınız, bize katlanmayıp dışarı atsaydınız; bu gün  -kimbilir- hangi bataklıklarda yok olup gidecek, belki milletin başına bela olacaktık’ demişti.
    Hz.Üstad, ‘Allah’ın yarattığı herşey güzeldir’ (32/7) âyetini şöyle tefsir ediyor: ‘Herşeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakîki bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki herşey, her hâdise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hâdiseler var ki, zahirî çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında, gâyet parlak güzellikler ve intizamlar var. (Sözler)
   Evet musîbet istenmez  ama, Müsebbibü’l esbab olan Allah takdir edince de katlanmak gerekiyor.  Onun için çile, ızdırap, dert gibi şeyler de, -sebeplere riâyetin neticesinde-  Müsebbibü’l Esbab’ın (cc) takdiri itibâriyle güzeldir.
     Bunun şuurunda olan Üstad, ‘Yetmez mi dert, derman sana’ demiş; Hocaefendi de, ‘En büyük derdimiz, dertsiz oluşumuzdur’ diyerek; dert, çile ve ızdırabın dirilişin merdiven basamakları olduğuna dikkatleri çekmişlerdir.
    En büyük ızdıraplı, dertli  ve çilekeşler, Allah’a en yakın olan Peygamberler’dir. Daha sonra da onlara yakın olanlardır. Ne kadar bahtiyarız ki;  Allah,  kâinatlar yüzüsuyu hürmetine yaratılan Nebîler Sultânı Efendiler Efendisine (sav) ümmet olma, dâvâsına vâris olma, dîn-i mübîn-i İslâm  emânetini taşıma şerefiyle şereflendirmiştir.
    Bu vazîfe, âhiret hayâtı adına öyle kıymetli bir hazînedir ki;   -canımız dâhil-  herşeyimizi kaybetsek yine azdır. Hepimiz her an dünyâdan ayrılmaya namzediz. Evet, her namazımızı son namaz, her günümüzü son gün gibi yaşamaktayız ama, bunun ne kadar farkındayız?
     Dert, çile ve ızdırap içinde kıvrananlar; âhiret hayatları adına kendilerine emânet edilen, paha biçilmez değerdeki maddî mânevî duygu ve latifelerini, mülkün hakiki sâhibi Allah’a (cc) yarın hesap verme niyet ve şuuruyla, üzerlerine düşeni yapmaya çalışmaktadırlar/ çalışmalıdırlar.
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

İmamoğlu’ndan Yıldırım’a: İçinde başka bir insan mı taşıyor, anlamış değilim

SONRAKİ HABER

16 Milyon seçmen oy kullanacak: Avustralya bugün, 46’ncı Parlamento üyesini  seçecek

BENZER HABERLER

Tutuklu İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş’ın yanındayız”
Manşet

Tutuklu İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş’ın yanındayız”

Ekim 10, 2025
NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne  engel
Avustralya

NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne engel

Ekim 10, 2025
Gar katliamında hayatını kaybedenler anıldı: Siyasi bir cinayet olarak apaçık ortada duruyor
Gündem

10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında İstanbul’da eylem çağrısı

Ekim 9, 2025
Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz
Dış Haberler

Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

Ekim 9, 2025
Enes Kanter’in “In The Name Of Freedom” kitabı Amazon.com’da satışa çıktı
Gündem

Enes Kanter’in “In The Name Of Freedom” kitabı Amazon.com’da satışa çıktı

Ekim 9, 2025
Kazakistan Devlet Başkanı Tokoyev’den önemli öneri: Siber Güvenlik adımı, yeni bir çağ başlatabilir
Dış Haberler

Kazakistan Devlet Başkanı Tokoyev’den önemli öneri: Siber Güvenlik adımı, yeni bir çağ başlatabilir

Ekim 9, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    • All
    • Manşet
    Tutuklu İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş’ın yanındayız”
    Manşet

    Tutuklu İmamoğlu: “Selahattin Demirtaş’ın yanındayız”

    by adminzaman
    Ekim 10, 2025
    0

    CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararına yapılan itiraza ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, “İktidarın samimiyetinin ölçüsü, Sayın...

    NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne  engel

    NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne engel

    Ekim 10, 2025
    Gar katliamında hayatını kaybedenler anıldı: Siyasi bir cinayet olarak apaçık ortada duruyor

    10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında İstanbul’da eylem çağrısı

    Ekim 9, 2025
    Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

    Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

    Ekim 9, 2025
    Enes Kanter’in “In The Name Of Freedom” kitabı Amazon.com’da satışa çıktı

    Enes Kanter’in “In The Name Of Freedom” kitabı Amazon.com’da satışa çıktı

    Ekim 9, 2025
    Kazakistan Devlet Başkanı Tokoyev’den önemli öneri: Siber Güvenlik adımı, yeni bir çağ başlatabilir

    Kazakistan Devlet Başkanı Tokoyev’den önemli öneri: Siber Güvenlik adımı, yeni bir çağ başlatabilir

    Ekim 9, 2025

    İLETİŞİM

    info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

    Sydney Ofisi telefonu

    +61 02 96496006

    27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

    AVUSTRALYA REHBERİ

     

      • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
      • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
      • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
      • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER

    Welcome Back!

    Login to your account below

    Forgotten Password?

    Retrieve your password

    Please enter your username or email address to reset your password.

    Log In

    Add New Playlist

    No Result
    View All Result
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER
      • UZAK DOĞU
      • AVRASYA
      • AVRUPA
      • AMERİKA
      • AİLEM
      • TEKNOLOJİ
      • KONUK YORUM