Yâ ilâhenâ, yâ seyyîdenâ, yâ mevlânâ, yâ Rabbenâ !
Rabbimiz sensin, sana sonsuz şükürler olsun, seni bütün eksiklerden tenzih ediyor, ellerimizi sana açıyoruz…
Resul-ü Ekrem’ini (sav) vesîle ederek senden diliyor ve dileniyoruz…
Allâh’ım yeni bir bayrama giriyoruz, kaç Ramazân, kaç Kurbân geçirdik, gönlümüz kırık, gözümüz yaşlı, bütün düşüncelerimiz altüst, hissiyâtımız yerleyeksan.
Allâhım biz biliyoruzki senin gazâbını çekecek yanlış bir şey yapmadık…
Âbilerimiz, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız tertemiz. Sâdece senin ismini dünyânın her tarafına duyurabilmek, niyet, arzu ve isteği ile gayret ettiler.
Allâhım, senin kulların, senin için, kimsenin gitmeye cesâret edemeyeceği yerlere, yol bilmeden, iz bilmeden, dil bilmeden, genç yaşlarında gittiler.
Yâ Rabbi sâdece gidenler değil, memlekette kalanlarda sâdece ve sâdece Sen’in için, Sen’in isminin, Resûlünün isminin duyulması, dünyânın her yerine ulaştırılması için, kardeşlerine destek verdiler.
Allâhım bu insanlar talebesiyle, esnafıyla halisâne, muhlîsâne sana, sâdece sana hizmet ettiler.
Evet, yol uzun, sular derin, geçit yok, dert çoktu, ama yâ Rabbi Sen vardın, Sen’in Resulün’ün derdi, dâvâsı, Sen’in dîninin ilâsı vardı…
Geri adım atmadılar, biliyorsun Allâhım…
Yâ Rabbi içlerinde en zayıf ben olduğumu itirâf ederek, kardeşlerim adına şehâdet ederim ki, bütün gayretlerinin sebebi sana olan imânları, hizmete olan inançları ve Büyüğümüz’e olan itimâdlarıdır.
Bizi mahzûn etme Allâhım.
Rabbimiz, yıllardır kardeşlerimizin emek, say ve gayretlerini görüyorsun.
Kardeşlerimiz yıllardır ne iş, ne aş, ne eş düşünmediler.
Kimileri âilelerini, kimileri işlerini, kimileri mal-menâl ve makamlarını, kimileri nefislerini fedâ ettiler.
Acaba Efendiler Efendisi’nin (sav) verdiği müjdeyi, ya da hedefi yakalayabilir miyiz ? dediler.
Yâ Rabbi biliyorsun, ardlarına bakmadan yollara düştüler.
Ne olur Allahım ! Güldür kardeşlerimizin yüzünü, ne olur Allah’ım güldür Hocamız’ın yüzünü.
Ne olur Allâhım, mahzûn, mükedder bırakma bizi.
Bizlere hızla ferec ve mahrec ihsân eyle.
Adâyı ıslâhları kâbil ise ıslâh, eğer değilse imhâl etmeden imhâ eyle yâ Rabbi.
Şu ifritten dönemde derdinden kanser olmuş, psikoloji bozulmuş, hapse düşmüş, işkence altında, tasallutla, tahakkümle yurdundan sürülmüş senin kullarını, kurda kuşa yem etme Allâhım !
Bize Bayram yaşat, bizim kardeşlerimiz bayramı hak ediyor Allahım !
Balkonlardan atılanlar, işkencede can verenler, derdinden hasta olup vefât edenler, hapishânede mağdur, mazlûm olanlar, hicrette, sürgünde, evlâd-ı iyâlden, anadan, babadan, evlâttan ayrı olanlar, dönmediler yolundan Allâhım.
Sen’in izninle ve bu kararlılıkla yine dönmeyecekler, ne olur güldür yüzümüzü Allâhım.
Her şeyimiz sana âyan-beyân, sana hiçbir şeyin gizli kalması, saklı olması mümkün değil.
Allâhım karşımızdaki cephe esirdikçe esiriyor, köpürdükçe köpürüyor, verdikleri zarâr bir değil, bini, binleri aştı, yetmiyor gücümüz, izin verme Allâhım.
Bütün düzenlerini yık, bütün oyunlarını başlarına geçir Allâhım.
Ezilen, sürülen, zulüm gören senin kullarındır, yardım eyle Allâhım.
Kestiğin fermâna boynumuz fedâ, ammâ Efendiler Efendisi’nin (sav) dediği gibi “Eğer bu kullarını mahzûn, mağlûb edersen, senin dînine, diyânetine kim destek verecek, kim sâhib çıkacak”
Aç yollarımızı Allâhım…
Allâhım ne olur dünyânın her yerindeki mazlûm, mağdûr, mescûn, mehcûr kullarını muhâfaza buyur, aydınlat bahtımızı Allâh’ım.
Bir bayrama daha girerken gözyaşlarımızı dindir, yüzlerimizi güldür, zâlime fırsat verme Allâhım…
Senden başka gidecek kapımız yok, senden başka elimizi tutacak yok, sâhibimiz sensin Allâhım.
Tut elimizden Allâhım.
Hatâlarımıza rağmen, günâhlarımıza rağmen tut elimizden Rabbimiz.
Kardeşlerimizin isyânı yoktur, olamaz. Benim isyânıma rağmen, meccânen bizleri avfet, merhamet buyur Allâhım…
Bizleri dünyânın her yerine serpip, birer tohum gibi atıp, dertle sulayıp, gözyaşı ile besleyip, kalbimizi gönlümüzü yepyeni diyârlara açtın, saçtın savurdun Allâhım.
Hayırla nevş-u nevâ bulmayı, hayırla sana hizmet etmeyi, hayırla gönüllere girmeyi, hayırla yepyeni insanlar bulmayı, hayırla, onlarla Sen’in arandaki perdeleri kaldırmayı, hayırla sana kul olmayı, bizlere nasîb eyle Allâhım.
Rabbimiz canlarımız gırtlakta, kalbimiz, gönlümüz pür heyecân, ellerimizi açtık sana, yalvarıyoruz.
Ekstra inâyetinle bizi kurtarmanı bekliyoruz.
Sebepler senin elinde, sebepleri lehimize çevir Allâhım…
Yokluk içinde varlık ihsân eyle, yardım eyle Allâhım.
Ne olur bu bayramda, güldür yüzümüzü Allâhım…
Kapından ayırma, yolundan çevirme, hizmetimizi durdurma…
Aç yollarımızı Allâhım…
Rabbimiz, isminin hürmetine, Efendimiz (sav) hürmetine, dininin izzetine, kitâbının kıymetine, izzet ve celâlin için, bizlere yardım eyle…
Güldür yüzümüzü Allâhım…
Allâhümmerhâm Ümmet-i Muhammed…
Allahümmağfir li Ümmet-i Muhammed…
Allâhümme ferecen ve mahrecen li ümmet-i Muhammed…
Amin !
Elfü elfi âmiin…
mansurturgutk@gmail.com