ENES CANSEVER-HAFTANIN YORUMU
Avustralya halkı, kıtayı baştanbaşa saran bu son yangınla, tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşıyor.
Eylül’den beri başlayıp, genişleyen alevler, bir türlü dizginlenemiyor.
Ülkenin dört eyaletini dehşetle saran; yayılan, alazlanan bir canavara dönüştü adeta.
Kıta Ülkesi ’nin temiz havasını soluyan, ciğeri durumundaki ormanlar kül oldu.
Bir gerdanlık gibi turizm beldelerini çevreleyen farklı tonlardaki güzelim yeşillikler, adeta kömür şantiyelerine dönüştü.
Onlarca kasaba ve tatil beldesi boşaltıldı.
81 YIL ÖNCEKİ SICAKLIK DERECESİNİ BİLE GEÇTİ
Yangınlar, biyolojik yaşamı tehdit eder hale geldi.
Dünyanın kaygıyla izlediği bu tabi felaket devam ediyor, dur durak bilmiyor.
Yaz ile beraber, alıp başını giden kuraklık ve okyanus rüzgârları, yangın söndürme faaliyetlerini daha da zorlaştırıyor.
Çaresizlik, gün gün katmerli hal almaktadır.
Dahası, hava sıcaklıkları rekor seviyelerde, bir ara derece 49,. 50’yi gördü.
Bu rakam, Sydney’in 1939’dan beri ulaştığı en yüksek sıcaklık seviyesi olarak açıklandı.
Bundan 81 yıl önce ‘en yüksek sıcaklık’ 47,3 derece ancak olmuş.
Alevlerin yer yer 150 metreye yükseldiğini söylüyor, yangınla mücadele veren itfaiyeciler.
NASA’ya ait 3 boyutlu görüntülerde, dünya kamuoyunun gördüğü gibi; ülke adeta alev topuna dönmüş durumda.İki yıl önce Kaliforniya’da gerçekleşen büyük yangından 10 kat daha fazla. Orman yangını, mega yangınlar gerçeğini fark etmemizi sağladı.
İsle yayılan kokular ve yanan çam ormanlarının gökyüzüne yükselen kül kütleleri, şehri esir almış vaziyette.
Hatta bu kötü şartlar nedeniyle, birçok ülke büyükelçiliklerini ve temsilciliklerini geçici süreyle kapatma kararı aldı.
Komşu Yeni Zelanda’nın seması turuncuya evrilmiş, karlı dağlar, karalar bağlamış, akpak dağlardan eser yok sanki.
Dumanın önü, Brezilya’ya ulaştığı belirtiliyor.
Gönüllü insanlar ve itfaiye memurları, çaresiz bir o yana, bir bu yana koşuşturmakta, şefkatli bir güvercin çaresizliğiyle çırpınmakta adeta.
Öyle ya, bir arada yaşamayı çok iyi bilen, çevre duyarlılığı yüksek, belli bir şefkat eğitiminden geçen bu insanların çaresizliği bir başka aksediyor tüm dünyaya.
İnsana insan diye bakan, toprağa toprak diye basan, varlığa tüm inceliğiyle eğilen bu insanların pır pır eden yüreklerini ve bu yüreğin çırpınışlarını görmemek için kör ve vicdansız olmak lazım.
SSCB’NİN ‘DİLSİZ DÜŞMAN’ DEDİĞİ YANGINLAR
Rusların eskiden hüküm sürdüğü SSCB coğrafyasında “Dilsiz düşman” diye adlandırılan, ateşle gelen felaket…
Dilsiz düşman, gemi azıya alıp; nebatatı, hayvanatı, canlı ve cansızı adeta esir almış vaziyette.
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler azgın ateşin kollarında erimekte.
Feryatlar, iniltiler hakikaten yürek yakmakta…
Savunma Bakanı Linda Reynolds, ülke tarihinde ilk kez askerin ülke içi bir mesele için göreve çağrıldığını söyledi.
3 bin ordu mensubu yangınla uğraşıyor.
Bilanço ağır:
En az 28 insan hayatını kaybetti.
Dört ayda 10,3 milyon hektar alan zarar gördü.
2 bin ev küle dönerken, çok sayıda kent elektriksiz ve internetsiz.
Sigorta şirketlerinin şu anki verilerine göre zarar, 700 milyon dolar.
İnsanların, bin bir emekle, uzun yıllar biriktirdikleri birikimleri saniyeler içinde küle dönmekte.
Ülkenin en büyük iki Eyaleti olan Yeni Güney Galler (NSW) ve Victoria’da, felaket her gün yeni bir boyut kazanmakta ve felaketin seyri endişeleri artırmaktadır.
Turizm, ticaret, tarih ve aynı zamanda liman şehri Sydney’in ciğeri konumundaki güzelim ormanlar, yemyeşil dağ ve tepeler karalara boyandı.
Ahali kül ve is solukluyor.
Çevre bilimcilerine göre; yarım milyon canlı, bu ‘dilsiz düşman’ın eliyle yok oldu.
Öyle bir düşman ki, pek çok düşmanın yapamayacağını gözler önüne sermekte, ne menem bir amansızlığı bağrında taşıyabildiğini bizlere haykırmakta.
ALEVLERDEN KAÇIŞAN HAYVANLAR VE BÜYÜK DRAM
Alevlerden kaçışan Kangurular…
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya Koalaların, ateş topuna dönüşen iç yakan hareketsiz görüntüleri.
Bu sevimli hayvanları alevlerin içinden çeken itfaiyecilerin kucağında sıkın sıkıya kenetlenen Koalalar, hüzün veren tablolar. Bu sevimli hayvanların 8 bin 500’nün can verdiği belirtiliyor.
Uçuşan papağan kafileleri ve tespit edilemeyen çeşitli sürüngenler ve canlılar ayrı bir hazin durum…
Tüm bunlar, neredeyse, 40 katlı bir binadan daha yüksek alevlerden kurtulmaya çalışıyor.
CANLILARI YAŞAT Kİ, İNSANLIK DERS ÇIKARSIN
Dünya bu yangınlarla, Kangru’yu kucaklayan polisler ya da Koala’ya biberonla su veren itfaiye görevlilerinin şefkatine şahit oldu.
Asla abartı değil, bu tablo…
Hayvan sevgisi, dünya medyasına yansıyan bu görüntülerden ibaret değil.
Yakın geçmişte, Sydney’de sokakta yaşayan Chris isimli vatandaş, faresinin kaybolduğunu sosyal medyayla duyurmuştu.
Haber üzerine, Polis harekete geçti.
Evsiz Chris’in kediyi aratmayan büyüklükteki beyaz faresi bulunup teslim edilmişti.
Polisin paylaştığı görüntülerde, sahibinin “öp” demesi üzerine Lucy isimli fare, kader arkadaşı Chris’in omuzuna çıkarak onu öpmüştü.
Kıta Ülkesi halkı, tabiatla ve hayvanlarla iç içe yaşayan bir toplum.
Çizgi filmlerinde anlatılan yazılı ve sözlü masalların öznesi, asıl kahramanlarıdır hayvanlar.
‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ sözünün, ‘Canlıyı yaşat ki, insanlık ders alsın’ nev’inden…
Kabul etmeli ki, tüm dünyada bir duyarlılık oluştu bu felaket için.
Vicdanı nasırlaşmış insanoğlu, bu vesileyle insanlığını hatırladı.
Dileğimiz, bu ateşin daha fazla canlar yakmadan sönmesi.
DUA YARADANA DİLEKÇEDİR!
İbrahim’e, ateşi serin ve emniyetli kılan merhamet Sahibinin bu belayı, buralardan defetmesi…
Şüphesiz her şeyin dizgini Rabb’ın elinde, ateşleri serin, emniyetli kılan O.
Alazlanan, azgınlaşan felaketlere, gerçek manada dur diyecek de O.
Alevleri harlayan rüzgârlara tesir eden de yine O.
Duamız, bu dilsiz düşmanın, azgınlığını, arsızlığını bırakarak, yerini, serinliğe, güvene bırakması.
Uzak adayı terk etmesi…
Diller duada, yetebildiğince, yetkililer, vatandaşlar seferber…
Evet, dua en büyük dilekçedir Yaradana…
Onun için Eğitim Gönüllüleri de nakdi yardımla birlikte, bir nevi dua seferberliği başlattı.
Kuraklık ve canavara dönüşen alevler için.
Hz. İbrahim’e su taşıyan karınca misali, bir damla katkı…
Nazenin yaprakların, ateş saçan hararete ve kavurucu sıcaklara karşı…
Hz.İbrâhîm Aleyhisselâm’ın birer âzâsı gibi ve hep bereaber “Yâ nâru kûnî berden ve selâmâ” yani “Ey Ateş, serin ve selâmetli ol!” diyelim. e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com.au
Not; Yardım kampanyasına katıkta bulunmak isteyenler bu linkten yapabilirler.