Edirne Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, AKP ve MHP’nin Meclis’e getireceği ‘İnfaz Yasası’nda ayrımcılık yapılmamasını vurgulayarak salgının cezaevlerinde toplu katliama neden olabileceğine dikkat çekti.
Türkiye’de koronavirüs salgının her geçen gün hızla yayılması cezaevlerindeki 300 bin tutuklu ve hükümlünün ailelerini endişelendirmeye başladı. AKP ve MHP’nin bu hafta TBMM’ye getireceği ‘İnfaz Yasası’ değişikliği ile ilgili ailelerin beklentileri yüksek olmasına rağmen hazırlanan taslak metninin terör suçlamasıyla içeride bulunan siyasetçi, gazeteci ya da aktivistleri kapsamayacağı ifade edilmesi toplumun birçok kesiminden tepki aldı.
TOPLUM BUNU KABUL ETMEZ
T24’de Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, “Hükümetin yaptığı çalışma, getireceği düzenleme insanlar arasında ayrım yapıyor olabilir ama salgın cezaevlerine girerse ayrım yapmayacak. Eğer ki böyle eşitsiz, gayri hukuki, gayri ahlaki, gayri insani bir düzenleme yapılacaksa toplum bunu kabul etmez.” dedi.
AÇIK BİR CİNAYET OLUR
“Böyle bir düzenleme, bir tür ölüm cezasıdır” diyerek tepki gösteren Demirtaş, “Zaten siyasi rehine olarak özgürlüklerinden mahrumlar yıllardır. Şimdi bir de hayatlarına saldırı olur bu. Açık bir cinayet olur, açık bir toplu katliam olur.” sözleriyle uyardı.“Demirtaş’ın talepleri nedir?” sorusuna cevap veren Demirtaş, “Kendisi için hiçbir talebi yok. Zaten bunu duruşmalarında birçok defa söyledi. Kendisi ve binlerce HDP’li, gazeteci, muhalif; sırf siyasi görüşleri, yazdıkları, çizdikleri, söyledikleri nedeniyle haksız yere cezaevindeler. Hemen, acilen, bir gün bile gecikilmeden hepsi tahliye edilmeli.” dedi.
CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ ÇIKAN HABERLERDE TEDİRGİN OLUYORUZ
“Çok zor zamanlardan geçiyoruz” diyen Demirtaş, “Uzun süreli haber alamamak hem onun için hem de bizim için çok zor. Biliyorsunuz, açık ve kapalı tüm görüşler durduruldu. Telefon görüşü hakkımız haftada bir defa, 10 dakikaydı, toplamda 20 dakikaya çıkarıldı. Her hafta Selahattin’le yüz yüze görüşüyorduk, şimdi görüşemiyoruz. Ve bu daha ne kadar sürer, belirsiz. Kızlarımız cezaevleriyle ilgili çıkan her haberde tedirgin oluyorlar. Selahattin’le en son cuma günü telefonla görüştük, anne ve babalarımızın ve bizim dışarıya çıkmamamızı özelikle belirtti. Herkes gibi cezaevi görevlilerinin de çok kaygılı olduğunu söyledi” şeklinde ifade etti.Cezaevlerinde salgına yönelik yeterli önlemler görmediklerini vurgulayan Demirtaş, “Cezaevi görevlileri üç vardiya şeklinde çalışıyor. Selahattin günde en az 12 görevliyle temas halinde. Mesaileri bitince de evlerine gidiyorlar. Onlar için de dışarıda ve içeride yaşam, tüm riskleriyle devam ediyor. Dolayısıyla da onlardan mahpuslara, mahpuslardan da onlara bulaşma riski çok fazla” dedi.
“SELAHATTİN’İN CEZAEVİNDE SAĞLIK DURUMU HEP KÖTÜYE GİDİYOR”
Selahattin Demirtaş’ın cezaevindeki sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Başak Demirtaş, “Selahattin’in sağlık durumu cezaevi sürecinde hep kötüye doğru gitti maalesef. 2016’da Trakya Üniversitesinde yapılan tetkiklerde Selahattin’e hipertansiyon tanısı konulmuştu. En son, cezaevinde bayıldıktan bir hafta sonra yine Trakya Üniversitesi Hastanesine götürülmüştü, oradaki tetkiklerde hiper tansiyon rahatsızlığının devam ettiği teşhis edildi ve ilaçlar verildi, o ilaçları kullanmaya devam ediyor” bilgisini paylaştı.“Teşhis ve tedavi süreçlerine dair ciddi kaygılarımız var” diyen Demirtaş, “Son bayılma atağının ve göğüs ağrısı şikâyetlerinin yeterince incelenmediğini düşünüyoruz, çünkü cezaevinde olan biri olarak sürekli doktorlara görünme imkânı yok ki. Dışarıdayken kendisine bakan doktorların görüşleri ve TTB’nin akademisyenlerden oluşan doktor heyetinin raporları bu kaygımızı artırmış durumda. İlgili yerlere başvurumuzda henüz bir sonuç vermedi” dedi.
Demirtaş’ın dışardayken ‘uyku apnesi sendromu’ olduğunu belirten Başak Demirtaş, “Bu hastalık, uzun vadede akciğer sorunlarına yol açıyor. Şöyle bir gerçek var, Koronavirüs salgını en fazla hipertansiyon hastaları ve kronik akciğer rahatsızlığı olanların bu durumdan daha ağır etkilenebileceğini gösteriyor. İtalya’daki verilere göre virüse yakalanan her dört hastadan üçü hiper tansiyon hastası. Dolayısıyla çok endişeliyim. Selahattin zaten dışarıda olsaydı belirttiğim hastalıkları nedeniyle büyük risk altında olacaktı. Üstüne bir de cezaevleri koşulları etkilenince kaygılarım iyice arttı.” şeklinde konuştu. BOLD