• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

Hz. Hızır masum bir çocuğu niçin öldürüyor?

Nisan 10, 2020
in YAZARLAR
40
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Soru: “Hz Hızır (a.s.) ile Hz Musa (a.s.) yolculuğu esnasındaki çocuğun öldürülmesini nasıl anlamalıyız? İlgili ayette Hz. Hızır ben bunları kendiliğimden yapmadım dediğinden Allah’ın muradını sorgulamak yanlışına düşmek istemiyorum. Öte yandan bir baba ve modern hukukun işlediği bir dünyada büyümüş biri olarak henüz suç olan bir fiili islememiş bir çocuğun öldürülmesini nasıl anlamam gerektiğini de bilemiyorum. Yardımcı olabilir misiniz?” (Süleyman Akar)

Müsadenizle sorunuzu Üstad Hazretleri’nin şu hayatî ölçüsü çerçevesinde cevaplandırmaya çalışalım:

“Her hadisede iki sebep vardır: Biri zâhirîdir ki, insanlar ona göre hükmeder ve çok defa yanlış sonuca varmakla zulmederler. Diğeri hakiki sebeptir ki, Kader-i İlâhî ona göre hükmeder ve aynı hadisede beşerin zulmünün altında adalet eder.” (26. Söz, 1. Mebhas)

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Evet, her hadisenin biri görünen ve insanlara, onların tercih ve fiillerine bakan sebebi, bir de ancak akla görünen, hakikî ve kadere bakan sebebi vardır. İnsanlar, daha çok zahirî sebebe göre hükmeder ve çok defa da yanılırlar.

Mesela, bir kişi iftiraya uğrayıp işlemediği bir suçtan dolayı hapse atılabilir. Hakim, iftira olduğunu bilmez ve elbette şahide göre hükmeder. Bu hükmüyle hakim zulmetmiş olmaz, fakat verilen hüküm, hükmün sebebi açısından zulümdür. Fakat kader, buna müsaade etmiştir. Çünkü bu kişinin gizli kalmış bir suçu vardır ve kader, onu bu suçu dolayısıyla cezalandırmış ve adalette bulunmuştur.

Yani kader, hem sebep, hem de netice noktasında daima adalet eder. İnsan, kaderin adaleti altında zulmederken kader, insanın zulmü altında adaleti yerine getirir.

Bu gerçeği Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Musa (a.s.) ve Hz. Hızır (a.s.) kıssasında apaçık görürüz. Kur’ân-ı Kerim, bu kıssa ile pek çok gerçeklerin yanı sıra bu önemli gerçeği de anlatır. Söz konusu kıssa, Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın bir yolculuğu hakkındadır.

Hz. Musa (a.s.), insanlık âleminin zâhirinde, Hz. Hızır (a.s.) ise bâtınında vazifelidir. Hadiseleri anlamak ve doğru yorumlamak zâhir ile bâtını birlikte görmeyi gerektirdiği için Cenab-ı Allah (c.c.), Hz. Musa’ya bâtında yolculuk, bir bakıma seyr u sülûk veya miraç yaptırır.

Bu yolculukta Hz. Hızır, bindikleri gemiyi deler; masum bir çocuğu öldürür; yıkılmakta olan bir duvarı doğrultur ve karşılığında ücret almaz. Yapılan bu üç işten birincisi sahibinin izni olmadan yapıldığı, ikincisi mutlak manâda dinin zâhir hükümlerine ters olduğu, üçüncüsünde ise emek ücretsiz kaldığı için Hz. Musa, Hz. Hızır’ın bu üç davranışına da itiraz eder.

Oysa Hz. Hızır (a.s.), gemiyi sağlam gemileri gasp eden kraldan kurtarmak ve böylece geminin sahipleri elinde kalmasını sağlamak için delmiş; masum çocuğu ise o çocuk büyüdüğünde şerli biri olup hem kendisinin ebedî helâkini hazırlayacağı ve hem de anne-babasını yoldan çıkaracağı için öldürmüş ve böylece hem çocuğun, hem anne-babanın dünyası da âhireti de kurtulmuş, bunlara ek olarak Cenab-ı Allah, o anne-babaya salih bir oğul lûtfetmiştir. Hz. Hızır (a.s.), yıkılmakta olan duvarı da onun altında iki yetime ait hazine bulunduğu ve yetimlerin büyüyünce bu hazinelerine sahip olmaları için doğrultmuştur.

Söz konusu üç hadisenin cereyan ettiği Hz. Musa-Hz. Hızır kıssasının maddî âlemde geçtiğini düşünmek biraz zordur. Çünkü Hz. Hızır’ın yaptıklarından özellikle ilk ikisi dinin zâhirî hükümlerine terstir ve bundan dolayı da Hz. Musa (a.s.), haklı olarak itiraz etmiştir.

Dolayısıyla bu yolculuk -Allahu a’lem- kader ve/veya maneviyat ya da misal âleminde yapılmış bir müşahede olmalıdır. Müşahede sâdık rüyalara benzerse de rüya uykuda iken görülmesine karşılık müşahede, uyanıkken cereyan eder. Rüyalar gibi maddî âlem ölçüleri içinde o da çok kısa sürebilir.

Bu âlem-i misal yolculuğunu yapan birinin yanında, maddî dünyada o anda başkaları da bulunsa bile bunlar, o yolculuktan habersizdirler. Bu sebeple Hz. Musa ile Hz. Hızır bu esrarengiz yolculuğu birlikte yaparlarken Hz. Hızır ile buluşacağı yere kadar Hz. Musa’ya yoldaşlık yapan genç yol arkadaşı, bu yolculukta yoktur.

Cenab-ı Allah (c.c.), manevî yönden büyük mertebe sahibi olmayan mü’minlere de müşahede bahşedebilir. Dolayısıyla Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın yolculuğu sadece ruhî bir müşahede olma­nın da ötesinde, Hz. Musa’nın bedeninin o anda ruha yakın, belki ruhun kılıfının sahip olduğu bir şeffafiyet kazanmasıyla, ruh-beden birlikte gerçekleşmiş olması da mümkündür.

Sorunuza gelecek olursak; Hz. Hızır’ın (a.s.) masum bir çocuğu gelecekte şerli biri olacağı için öldürmesi, dinin zahirine göre tamamen terstir. Nitekim dine göre, gerçekleşmeyen bir suçtan dolayı birini öldürme, açıkça katle girer. Dolayısıyla, arz edildiği üzere, Hz. Musa (a.s.) ve Hz. Hızır (a.s.) yolculuğunun maddî âlemde geçmiş olduğunu kabul etmek zordur.

İkinci olarak, maddî âlem açısından o çocuğu öldüren, Hz. Hızır olmasa gerektir. Nasıl maddî âlemde ölümün hastalıklar, kazalar, cinayetler gibi maddî-zahirî sebepleri vardır ve bunların ötesinde canı Hz. Azrail (a.s.) alır, hatta onun da ötesinde Mümît olarak ölümü Cenab-ı Allah (c.c.) yaratır. Bunun gibi söz konusu masum çocuğun ölmesinde Hz. Hızır (a.s.), Hz. Azrail’in fonksiyonunu yerine getirmiş ve çocuk maddî âlem açısından yine bir sebeple ölmüş veya öldürülmüş olmalıdır. Aksi halde Hz. Hızır haksız yere insan öldürmüş olur ki, bunu düşün­mek ve kabul etmek, mümkün değildir.

İşte hayatta meydana gelen veya kişinin yaşadığı her hadisenin insanlara ait görünür bir se­bebi ve manâsının yanı sıra, bir de baş gözüyle görülmez, Cenab-ı Allah’ın küllî hikmetinin gerektirdiği ve kadere bakan asıl se­bebi ve manası vardır.

Hz. Musa ile Hz. Hızır arasında geçenlerden anlıyoruz ki, Hz. Hızır’ın misyonu, eşya ve hadiselerin görünmeyen iç yüzüyle, yani kaderî boyutuyla ilgilidir. Fakat biz dünyada görünür se­beplere bakarak hükmederiz. Tabiî ki bu hiçbir zaman, mese­lenin gerçeği araştırılmayacak demek değildir.

Ama geleceğe, gelecekle ilgili beklentilere veya tahminlere bakarak hüküm vermeyiz. Hatta hadisenin gelecekte alacağı şekille alâkalı güçlü tahminlerimiz ve bilgilerimiz olsa bile yine de bu, hukukî karar­larımızda gerekçe teşkil etmez. Dolayısıyla, Hz. Musa (a.s.) Hz. Hızır’a itiraz ederken Şeriat açısından haklıdır ve her defasında ikaz edilmesine rağmen her üç hadisede de hemen itiraz etme­si, O’nun hakperestliğini gösterir.

Bu sebeple, gemi zahiren bir başka sebeple veya başkası tarafından delinmiş, çocuk, az önce ifade ettiğimiz gibi bir başka sebeple ölmüş veya zahiren baş­kası tarafından öldürülmüş olabilir. Fakat nasıl zahirî bir sebeple ölen her insanın canını alan Hz. Azrail veya yardımcılarından biri, hatta bunlar da birer sebep olarak ölümü gerçekten yaratan Cenab-ı Allah ise, Hz. Hızır (a.s.), masum çocuğun ölmesinde Hz. Azrail’in fonksiyonu türünden bir fonksiyon görmüş olma­lıdır. (Ali Ünal, Külli Kaideler, 2/234)

Burada konumuz açısından önemli olan ise hadiselerin görünen yüzü ve sebebinden başka görünmeyen, kadere bakan ve hikmet yüklü boyutları ve sebepleri vardır. Hadiselerin bu boyutunda tamamen adalet, daha da öte bilhassa mü’minler için rahmet söz konusudur. Dolayısıyla hadiselerin zâhirine bakarak Cenab-ı Allah’tan ve kaderden şikâyetçi olmak, -hâşâ- onlarda haksızlık ve çirkinlik görmek, çok büyük hata olur.

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Özgürlük Bayramı

SONRAKİ HABER

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘terörist Erdoğan’ kavgası

BENZER HABERLER

Sınırsız kontenjan
Manşet

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Hizmet’in isimsiz kadın kahramanları!

Aralık 3, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Konumun hakkı

Aralık 1, 2025
Bahçeli; rest mi çekiyor, blöf mü yapıyor?
Manşet

Bahçeli, Kürtlerden oy alabilir mi?

Kasım 30, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Ülke basın özgürlüğünde de nal topluyor: Türkiye, 180 ülke arasında 159. sırada
Gündem

Dosya sessizce kapatıldı: Erdoğan, ‘Akbil davası’ndan 26 yıl sonra nasıl beraat etti?

by adminzaman
Aralık 13, 2025
0

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında İBB Başkanlığı dönemine ilişkin açılan Akbil davasının raftan indirilerek beraatle sonuçlandırıldığı ortaya çıktı. DW Türkçe’den Alican...

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Aralık 13, 2025
ABD, Gazze’de savaş suçu kanıtlarını görmezden gelmiş

BM’den İsrail kararı: Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına izin verin

Aralık 13, 2025
16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

Aralık 13, 2025
“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi

“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi

Aralık 12, 2025
Üst üste akademik rekor: Sirius Koleji Üniversite sınavında Victoria’da yine zirvede

Üst üste akademik rekor: Sirius Koleji Üniversite sınavında Victoria’da yine zirvede

Aralık 12, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM