Odatv: F..Ö bağlantısı yoksa 15 Temmuz gecesi “alarm tatbikatı, terör saldırısı ya da sıkıyönetim’ var diye kışlalara koşan askeri personel ‘darbeci’ sayılabilir mi ve darbeci oldukları gerekçesiyle bunlara “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” verilebilir mi?
Odatv, 15 Temmuz gecesi “alarm tatbikatı, terör saldırısı ya da sıkıyönetim ilanı’ gibi gerekçelerle birliklerine çağrıldıkları için kışlalarına koşan askerler arasında sadece Hizmet Hareketinen cemaati mensuplarının darbeden yargılanmaları, ‘Atatürkçüler’in ise darbeden yargılanmamaları gerektiğini savundu.
Odatv’de Emekli Albay Alican Türk tarafından yazılan yazıda ‘o kahrolası gece sona erip ortalık sükûnete kavuşunca, kışlalarda bulunan veya evinden kışlasına koşan bütün personel’in darbe suçlamasıyla tutuklanması eleştirildi. ‘İç Hizmet Kanunu’nda belirtilen “mutlak itaat” ilkesi gereği, emir gelince tereddüt etmeden kışlalarına giden askerler arasında Gülen cemaati ile ilgisi olmayan ‘Atatürk devrimlerine ve Cumhuriyet’e gönülden bağlı’ askerlerin darbe suçlaması ile yargılanmamaları istendi.
Yazıda, Gülen cemaati ile bağını gösterebilecek ‘ne okul geçmişi ne bylock ne de ankesörlü telefon vb. iletişiminde hiç bulunmayan, atılmış tek bir mermi dahi olmayan’ sanıklara derbeci denilemeyeceği öne sürüldü.
Yazıda şu görüşlere yer verildi:
‘1. O gece birliğine gelmiş olan, ancak o zamana kadar kendisinin veya eşinin F..Ö’yle bağlantısı, F..Ö’nün kullandığı bylock, ankesörlü arama ve / veya diğer iletişim yöntemlerini kullandığı, F,,Ö’yle bağlantılı herhangi bir kurum ya da dernekle ilgisi, KPSS veya askerî okul sınavlarında yardım gördüğü, 1 dolar meselesi ve tanık – gizli tanık beyanları da dahil F…Ö’cü olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamamış personel,
2. Terör saldırısı, alarm tatbikatı, sıkıyönetim ilanı veya komutanın emri vb. “konusu suç teşkil etmeyen ve askerî yasalar çerçevesinde mutlak itaati gerektiren” gerekçelerle birliğine gelip katıldığı kanıtlanan personel (Askerlik yapan herkes şunu pekâlâ bilir ki, er – erbaş ve uzman çavuşlar, astsubaylar ve – birliğin büyüklüğüne göre- teğmenden icabında albaya kadar hiçbir personel aldığı bir emri mütalâa edip gereğini yapmama şansına sahip değildir.)
3. Yine kışlasına gelmiş ve aldığı emir gereği “terör saldırısına karşı koymak” maksadıyla birlik dışına sevk edilen, ancak yolda durumu öğrenip geri dönen ya da ileri gitmeyip arazide kalan personel,
4. Doğrudan halka ateş etmemiş, silah kullanmamış rütbeli personel,
5. Askerî Lise, Astsubay Hazırlama Okulları ve Harp Okullarında okuyan öğrenciler,
6. Erbaş ve erler (başındaki komutanın açık emri ile halka ateş edenler dahil).
İşte tekrar soruyorum: Sayılan niteliklere sahip personel ‘darbeci’ sayılabilir mi ve darbeci oldukları gerekçesiyle bunlara “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” verilebilir mi? (DİKKAT! “Ceza verilebilir mi?” diye sormuyorum, “ağırlaştırılmış müebbet cezası verilebilir mi?” diye soruyorum.)”
Odatv’de yayınlanan yazıda ayrıca ‘Halk arasında, bu hain darbe kalkışmasından sonra TSK içinde Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlı birçok personelin de F..Ö’cülük bahanesiyle TSK’dan uzaklaştırıldığına yönelik yoğun bir algı var. Söylemedi demeyin!’ uyarısında bulunuldu.