“Makamı Temkin” iman ve Kur’an hizmetinin kıyamete kadar devam etmesine vesile olan yüce bir makamdır.
İmam Gazali ve pek çok büyük âlime göre, bu makama ulaşmak için başta peygamberler, sonra Allah’ın sevgili kulları zulüm ve belalara karşı sabrederek derecelerine göre ermişlerdir. İhya’da konu şöyle geçer:
Abdülkâhir b. Abdülâziz çok muttaki biriydi. Bu zat İmam Şâfiî’ye şu suali sordu: ‘Sabır mı, mihnet mi yoksa temkin mi daha üstündür?’
İmam şöyle cevap verdi: Temkin peygamberlerin derecesidir. Temkin derecesine ancak mihnet’ten sonra varılır. O hale eren kimse, imtihana çekildiği zamanlarda sabreder.
Sabrettiği zamanlarda ise temkine varmış olur. Ey Abdülkâhir! Görmezmisin?
Allah Teâlâ, kulu ve Rasûlü İbrahim’i (a.s) önce denedi. Sonra da Temkin mertebesine ulaştırdı. Hz. Musa’yı da önce imtihan etti, sonra Temkin derecesine vardırdı.
Hz. Eyyûb’u da önce imtihandan geçirdi, sonra Temkin’e vardırdı.
Yine Hz. Süleyman’ı da imtihan ettikten sonra Temkin derecesine vardırdı ve kendisine mülk ihsan eyledi.
Demek oluyor ki; Temkin derecelerin en üstünü ve en efdalidir. “İşte Yusufu böylece Mısır’a (temkin edip) yerleştirdik!’ (Yusuf: 21).
ZİNDANLAR BEBEKLERLE DOLDU
Yusuf (as) kardeşleri tarafından kuyuya atıldıktan sonra ve yıllarca hapishanede kaldıktan sonra o makama erdi. Bütün büyük âlimler ve dine hizmet eden gruplar zulüm ve belalara karşı sabrederek derecelerine göre Temkin Makam’ına ulaşmışlardır.
Hizmet yediden yetmişe çok büyük bir zulüm gördü. İlkokullarda dahi çocukları teröristlerin çocukları diye çağırdılar, muamelede bulundular.
Zindanlar yaşlı, bebek, kadınlarla dolduruldu. Milyonlara ‘bir tas su vermeyeceğiz’dediler ve vermemek elinden gelen her şeyi yaptılar.Hizmet dört defa çapına göre imtihanlarla karşılaştı. İlk üç imtihanda zorlandı, fakat aştı. Her zorluktan sonra çok inkişaf etti.
Şimdi ise küfür, nifak ve haset ittifakından dolayı çok şiddetli bir imtihan yaşıyor ve sabrediyor. Bununla Temkin Makamı’na kavuşacak. Ziyadar bir nazarla bakarsak, tıpkı geçmişte bu imtihanı yaşayıp sabreden selefi salihin, büyük veliler ve gruplar gibi kıyamete kadar hizmeti devam edecek inşallah.
TÜRKİYE KORONA DA ÇEYREK FİNALDE!
1999 yılında Haziran fırtınasından sonra, 17 Ağustos’ta malum 7.4 şiddetinde büyük deprem olmuş yaklaşık 20 bine yakın insan hayatını kaybetmişti.
O günlerde başörtüsü zulmü devam ediyor, ehli dünya, Kızılhaç ve misyoner örgütlerine yardım için izin verirken, Türkiye’deki Müslüman kuruluşların depremzedelere yardım etmesini yasaklamışlardı.
Siyasi meşrepten başı kapalı bir üniversite talebesi, ‘7.4 yetmedimi’ diye protesto pankartı kaldırmıştı.
Bugün ehli haset rüesasının kılıcını sallayan bazı gazetecilerin, kızcağıza bir sinli kaflı küfretmedikleri kalmıştı.
Biz her ne kadar zulüm de görsek, müspet hareket etmeyi öğrendik. Biz “Korona yetmedimi demiyeceğiz ve şöyle dua edeceğiz.
“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla! Adımlarımızı sağlamlaştır ve hakikati inkar edenlere karşı bize yardım et!” (Ali İmran: 147), “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edermisiniz Allah’ım? (Araf: 155).
Siz bu yazıyı okurken Türkiye, Korono virüsündeki çeyrek finalde olacak.
Tabi ki eğer resmi rakamlar doğru ise. Yakında da yarı finale kalacak gibi. Çünkü siz insanlara iki saatlik bir zaman dilimi verip yüzbinlerin hatta belki de bir milyonu alışveriş merkezlerine saldırtırırsanız, sonucun ne olacağını dağdaki çoban dahi söyler.
Günde iki saat evradü ezkarı olmayan siyasetçinin ve idarecinin kalbi, ifsat olur.
HANGİ KARARINIZIN KAÇTA KAÇI DOĞRU?
Artık kararların çoğunda isabet edemez.
Son 10 yıldır bakın hangi kararlarının kaçta kaçı doğru çıktı.
Suriye ve Libya kan gölü.
Ekonomi, dünya faiz lobilerinin merhametine kalmış. Eğitimde reform dediler sonuca bakın. Bir dost akademisyen söyledi.
Geçen yıl Türkiye uluslararası makale yayınlanmasında yaklaşık %28 geriledi. İlk beşyüze 6-7 tane üniversite sokan Türkiye, Suudlar’ın, Ürdün’ün, Katar’ın ve hatta Mısır’ın gerisinde kaldı.
Yani üniversiteler lise gibi oldu. İsterseniz “ünilise” diyebilirsiniz.
Evet çeyrek finale dönelim. Şahsen maç filan izlemeye zamanım yok. Ama şu korona yayılması istatistiklerine baktım.
Türkiye son iki hafta içinde en az 15 ülkeyi geride bıraktı ve ilk sekize girdi!
Konunun uzmanı değilim.
Fakat yüzbinlerin belki bir belki milyondan daha fazla insanın alışveriş yapması için iki saat müddet verirseniz, yüz binlerce kişi daha virüse yakalanacak demektir.
Peki koronanın yarı final ve finaline kim girecek? Bence rakamları gizlemezlerse bir kaç hafta içinde Türkiye, İran, İngiltere ve ABD girecek. Niye bu dört ülke. Onu da siz okuyucular düşünsün. Finali de siz tahmin edin.
Son sözüm ‘Allah bu vebadan bütün insanlığı muhafaza buyursun’.