İYİ Parti Ankara Milletvekili ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın yılbaşından bu yana para bastığını ancak bu paranın ne şekilde kullanıldığının bilinmediğini belirtti.
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, işsizlik fonundaki paranın nakit değil, hazine kağıdından olduğunu belirtirken Küçükkaya’nın “Merkez Bankası para basıyor mu?” şeklindeki sorusuna, “Şu anda biz para basıyoruz. Rezerv para 205 milyardan 270 milyara çıktı. İşsizlik Fonu’nun bankaların elindeki kağıtları Merkez Bankası tarafından satın alınıyor. Yani Merkez Banası para basıyor ama bu paranın nereye nasıl gittiği konusunda bir bilgimiz yok” şeklinde yanıt verdi.
FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi:
‘2. DÜNYA SAVAŞINA BENZER BİR DURUM SÖZ KONUSU’
‘Ekonomiye baktığınız zaman ne görüyorsunuz?’
Ekonomiye baktığımda şunu görüyorum; ekonomi giderek daralıyor. Sıkıntılar giderek artıyor. Bu sadece Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bir sorun değil. Bütün dünya ekonomilerinin karşı karşıya olduğu bir sorun. Bugüne kadar karşı karşıya kalınan sorunlar, genellikle ekonominin kendi bünyesindeki içsel sorunlardı. Şu anda tamamen ekonominin dışında, dışsal bir sorunla karşı karşıyayız. Bu konuda çok fazla bir tecrübemiz yok. Eğer şu anda yaşamakta olduğumuz krizi bundan önce yaşamakta olduğumuz herhangi bir krizle kıyaslayın derseniz, aslında kıyaslamak son derece zor.1929 ekonomik buhranına, İkinci Dünya Harbi’ne benzeyen bir ekonomik sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız.
İşsizlik Fonu’nda 131 milyar dolar var mı, yok mu?
Bu para nakit olarak yok. İşsizlik Fonu’na işçilerden nakit olarak kesilen bir katkı var. İşverenlerden yapılan bir katkı var. Hükümetin, devletin yaptığı katkı var. Aylık bazda ücretler ödenirken yapılan kesintiler üzerinden nakit olarak fonda birikiyor bu para. Dolayısı ile fon yönetimi bu parayı hazine ihalelerine katılarak devlete borç veriyor. Devlete verdiği borcun karşılığında devletten hazine tahvili alıyorlar ve dolayısı ile de oradan faiz geliri elde ederek fonu büyütmeyi çalışıyorlar. Ama bunun yüzde yüzünü devlete borç vermiyor, hazine kağıdına yatırmıyor. Bir kısmını nakit olarak hesabında tutuyor.
‘FONDAKİ 130 MİLYAR NAKİT OLARAK DEĞİL, TAHVİL OLARAK VAR’
Dolayısı ile bugün itibariyle bu fondaki 130 küsur milyar lira para nakit olarak harcanabilir değil devlet tahvili olarak var. Merkez Bankası geçen hafta aldığı bir takım tedbirler çerçevesinde elinde fonun yatırımlarından oluşan hazine kağıdı olan bankalara bu kağıtları merkez bankasına satabileceklerini ve dolayısı ile arada nakde dönebileceklerini söyledi. Fonda para var, para nakit değil, hazine kağıdından.
Merkez Bankası para basıyor mu?
Biz para basıyoruz efendim. Yılbaşından bu tarafa Merkez Bankası’nın yaptığı faaliyetlere baktığımızda şunu görüyoruz. Rezerv para dediğimiz, yani parasal taban dediğimiz ekonomide toplam para arzının özünün esasını teşkil eden rezerv para yüzde 30 artış gösterdi. 205 milyar TL’den 270 milyar TL’ye çıktı. Bu arada tabi yılbaşından bu tarafa Ocak Şubat Mart aylarındaki enflasyon yüzde 3.2.Dolayısıyla enflasyonun 10-15 katı kadar para basılmış durumda. Bu para ne gidiyor derseniz, burası son derece önemli. Basılan bu paranın nereye gittiğini görebilmemiz için başa dönüp karşı karşıya olduğumuz sorunların boyutunun ne olduğunun tespit edilip, buna göre de ihtiyaç tespit edilip buna göre de ne yapılması lazım geldiğinin belirlenmesi gerekir. Aslında bütün dünya şunu biliyor. Ne yapılması gerektiğinde tereddüt yok. Fakat nasıl yapılacağı konusunda ülkeler ülkelere farklı farklı şeyler düşünüyorlar.
‘MERKEZ BANKASI PARA BASIYOR AMA NEREYE GİTTİĞİNİ BİLMİYORUZ’
Şu anda biz para basıyoruz. Rezerv para 205 milyardan 270 milyara çıktı. İşsizlik Fonu’nun bankaların elindeki kağıtları Merkez Bankası tarafından satın alınıyor. Yani Merkez Banası para basıyor ama bu paranın nereye nasıl gittiği konusunda bir bilgimiz yok. Sayın Maliye Bakanı “Ülkeyi nereye sürükleyeceği belli olmayan söylemler duyuyorum” dedi. Yani “Para basarak bu işi halledin” deniliyor ya, bunu bakan ülkeyi nereye sürükleyeceği belli olmayan söylemler olarak nitelendiriyor.Aslında sayın bakan, ülkeyi nereye sürükleyeceği belli olmayan söylemlerden de öte geçerek, eylemlere başladı. Fakat açık değil, net değil, şeffaf değil, hesap verebilir değil.”Kronosnews