İLKER DOĞAN-TR724.COM
İsveç’te Kovid-19 testi pozitif çıkan Emrullah Gülüşken’i ambulans uçakla Türkiye’ye getiren AKP rejimi, cezaevinde iki kez ameliyat olan ve nihayet kansere yakalanan gazeteci Mevlüt Öztaş için kılını bile kıpırdatmıyor.
Şimdilik birinci evre pankreas kanseri Öztaş’ın rahatsızlıkları nedeniyle yaptığı bütün tahliye talepleri reddedildi. İsveç’ten Türkiye’ye getirilen Emrullah Gülüşken’in kızı Leyla’nın sosyal medyadan yaptığı çağrıyı duyan iktidar temsilcileri, gazeteci Mevlüt Öztaş’ın kızları Elif ile Büşra’nın feryatlarına kör ve sağır!
Adalet Bakanlığı devreye girmez ve Öztaş sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmezse tıpkı cezaevinde kansere yakalanan KHK’lı öğretmen Tacettin Toprak ve Engin Erol gibi hayatını kaybedecek. Kızı Büşra Öztaş, “Babam İsveç’te değil, Ankara’da… Pankreas kanseri yakalanan bir kişiden bile iyi bir şey duymadım. Geceleri uyuyamıyorum. Babamı kaybetmekten korkuyorum. Ne olur bize bu eziyeti yapmayın!” diyerek yetkililerden yardım istiyor. Diğer kızı Elif ise, ”Benim babam gazeteci. Katil değil, tecavüzcü değil, hırsız değil.. Yapmış olduğu haberle soruşturması başladı, tutuklu yargılanıyor ve cezaevinde kanser oldu..” diyor.
İsveç’te koronavirüse yakalanan Emrullah Gülüşken ve çocukları, Sağlık Bakanlığının ambulans uçağıyla Türkiye’ye getirildi. Gülüşken, Ankara Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Bu konuyla ilgili tweet atmayan bakan kalmadı. Hatta AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gülüşken’in ailesiyle telefonla görüştü ve bu diyalog haber olarak servis edildi. Devletin halihazırda yapması gereken bir tahliye, AKP için propaganda malzemesi haline getirildi.
LEYLA’NIN SESİNİ DUYANLAR, ELİF’E, BÜŞRA’YA SAĞIR!
Emrullah Gülüşken’in kızı Leyla’nın sosyal medyadan yardım talebi üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Sevgili Leyla, sesini duyduk. Ambulans uçağımız saat 06’da havalanıyor, İsveç’e geliyoruz.” şeklinde tweet paylaştı. Bakan Koca, bir sonraki tweet’inde, “Bir kız evlat, KOVİD-19 hastası babası için hiçbirimizin unutamayacağı bir şey yaptı. Ülkemiz harekete geçti.” ifadelerini kullandı. Binlerce km uzaktan yapılan çağrının duyulması önemli. Ancak aynı iktidar Türkiye’den, tutuklu babaları amansız hastalığa yakalanan evlatların yaptığı yardım çağrılarına kör ve sağır!
CEZAEVİNDE İKİ KEZ AMELİYAT OLDU
Gazeteci Mevlüt Öztaş, Şubat 2018’den bu yana tutuklu. İlk olarak Uşak E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Orada kasık fıtığı ortaya çıktı. Ailesine haber bile verilmeden ameliyat edildi. Ardından cezaevi şartlarından dolayı böbrek yetmezliği ortaya çıktı. Bu arada astım rahatsızlığı ilerledi. Hastalıklarından dolayı defalarca tahliye talep etti. Ancak bütün talepleri reddedildi. Hipertansiyon rahatsızlığı olduğu tespit edildi. Aylarca diyet yaptı. Yargılama sonucu mahkeme 9 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Tahliye de edilmedi.
AİLESİNE HABER BİLE VERİLMİYOR
Kendi talebiyle Afyon Cezaevine nakledildi. Burada ise kendisine sakalı uzun olduğu gerekçesiyle hücre cezası verildi. Korona sebebiyle bir aydır açık ve kapalı görüşler yasak. Bu nedenle ailesi de sadece telefonla görüşebiliyor. 3 Nisan’daki görüşmede ailesine acilen hastaneye kaldırıldığını, iç kanama dolayısıyla safra kesesi ameliyatı olduğunu, bir hafta hastanede kaldığını, daha sonra cezaevine döndüğünü ve karantinada olduğunu anlatıyor. Hastane yönetimi, Öztaş’ın ailesine haber bile vermiyor.
ANKARA’YA SEVK EDİLMİŞ!
Kızı Büşra Öztaş sonrası şöyle anlatıyor: “Babam bir sonraki hafta telefon görüşünde bizi aramadı. Çok telaşlandık. Cezaevini aradık. Revirdeki görevli babamın 8 Nisan 2020 Çarşamba günü hastaneye kaldırıldığını ve oradan da Ankara’ya sevk edildiğini söyledi. Ankara Dışkapı Hastanesi’ne kaldırıldığını öğrendik. Kanser olduğunu ise daha üç gün önce haber aldık.”
BABAMI KAYBETMEKTEN KORKUYORUM, LÜTFEN SESİMİZİ DUYUN
Mevlüt Öztaş’a pankreas teşhisi konulmuş durumda. Bugün test sonuçları çıkacak. Tümörün diğer organlara yayılıp yayılmadığı belli olacak. Acilen tahliye edilmesi gerekiyor. Kızı Büşra Öztaş, dün yine bilgi almak için hastaneyi aradıklarını ancak bilgi verilmediğini söylüyor: “Doğru düzgün bilgi alamıyorum. Mahkum olduğu için bilgi veremeyeceklerini söylüyorlar. Benim burda canımdan can gidiyor. Bize bu eziyeti yaşatmayın. Pankreas kanserine yakalanan bir kişiden bile iyi bir şey duymadım! Korkudan uyku uyuyamıyorum! Lütfen babamın yanında olmamıza izin verin. Benim babam İsveç’de değil dibinizde. Ankara’da. Lütfen babamın bu zor sürecinde yanında olmamıza yardımcı olun!”