HAFTANIN YORUMU
Fişlediler…
Dişlediler…
Dışlarken her yolu denediler.
Yuvaları basıldı.
Evleri yıkıldı.
Sokakta tartaklandılar.
Mal mülkleri talan edildi.
Evlatlarıyla zindanlarda çürütülüyorlar.
Kısacası Melek gibi insanların kanatlarını kırdı, ülkeyi esir alan şeytanî kafa.
Kalpleri tarumar ettiler, zırvandan çıkmış bu hasta ruhlar…
Güvercin kalpli annelerin yüreğini dağlıyorlar.
*Melek İpek…
*Melek Çetinkaya…
*Fatma Yurt…
*Hayriye Demir ve daha niceleri…
İsmiyle müsemma Melek Anne’den başlayalım.
Memleket evladına okul, yurt ve yuvalar hazırladığı için.
Servetini hayır işlerinde harcadığı için bedel ödüyor, Melek İpek…
Bu zulmü reva görenlerin pek çoğunu evinde ağırladı, yüreğini açtı Melek Hanım ve evlatları….
Dün eşiğine yüz sürdükleri evi, önce dozerlerle yıktılar, şimdi gasp edip talan ediyorlar, bin bir hamasetle, yalan-dolanla…
Gelip konakladıkları evi çok gördüler annemize, emsaline nadir rastlanır bir gaspı yaşadı misafirhane…
Hem de Ankara’nın göbeğinde dünyanın gözü önünde.
Kötülüğün nirvanasına, azgınlığın zirvesine işaret eden bir resim.
Bu ayıbın ve bu utancın resmi çakıldı zihinlere.
Çivisi çıkan memlekete katkı sunmanın bedeli olsa gerek.
Yazık ki, ne yazık…
HUKUKUN CAN ÇEKİŞTİĞİ SALONDAKİ SAVUNMA!
İşlediği bu vahim suçtan! ötürü, Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor.
Koza Holding’in sahibi Akın İpek’in Nur yüzlü Melek Annesi, tarihe geçen savunmalar yaptı hukukun can çekiştiği salonlarda.
“Hâkim bey!” diyerek, sözüne başlayan Melek İpek, on beş yaşından beri, ev ev, gecekondu gece kondu dolaştığını, ülkedeki öksüz çocuklara ve hastalara, hayatı boyunca yardım elini uzattığını söyledi.
Sütçü İmam’ın hem-şehirlisi Melek Anne, duruşmada:
“Maraşlıyım, vatanseverliği çok iyi bilirim.
Gaziler, şehitlerimiz var.
Babam 3 kurşunla topal gitti.
Onun evini istila ettiler.
Maraş işgal edildiğinde hiç kimsenin özel malına el koyulmadı.
Binlerce insana burs verdim.
Kötü insan da tanımadım.
Aman Ya Rabbi neler varmış, bu dönemde.
Benim 40 yıllık dostum otele göz koymuş.
Dört senedir sefa sürüyor.
Hâkim bey, suçlu suçsuz evinden yurdundan oldu insanlar.
Oğlum Cezaevinde rahatsızlandı.
Dört yıldan beri, dört duvarın arasında yavruları onu görmeden büyüdü.
İnancım var Rabbime…
Sırf sizlerin, devletin adaletini görmek için direniyorum.
AK Parti’den biri, ‘Çeşme yaptıracak hayırsever bulamıyoruz Melek abla’ diye.
Çünkü hayır yapmaya korkar oldu insanlar.
Vatansever ve hayırsever olmanın bedeli… ”
MASUMLARA ‘TERÖRİST’ DİYEMEM
Bir başka feryat…
Melek Çetinkaya, Harbiyelilerin Melek Annesi.
Her iki meleğin ortak özelliği:
Diktatör rejimin mağduru oluşları…
İkisinin de evladı, kaç yıldır hürriyetleri ellerinden alınmış durumda.
O da rejimin mağduru…
Bununla hıncını alamadılar, kimini yargılamakla kimini cezaevine atarak, türlü zulümleri yaşatıyorlar…
Darbeye teşebbüs iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı, 19 yaşındaki oğlu Furkan.
Tutsak tüm Harbiyeli öğrenciler için ‘adalet’ diye sokak sokak haykırdı.
Defalarca gözaltına alındı.
Yarde sürüklendi.
Tartaklandı kadın, erkek (!) polislerce.
Dört yıldan beri çekmediği kalmadı.
Kapısı tekmelendi.
Evi basılarak taciz edildi, iktidarın “bekçileri!” tarafından.
Emniyette saatlerce ayakta yüzü duvara dönük bekletti “dindar” iktidarın polisleri!
Sabah saatlerinde, kapısı kırarcasına yumruklanmıştı.
Masumlara “terörist” diyemem diye ifade etmişti, iktidarın kirli kanalı Akit TV’de.
Cemaat okullarında okuyanlara “terörist” diyenlerin yüzüne, Damat Beratları, İ.Melih’in ve Boz Bekir’lerin çocuklarının nerede okuduğunu sordu, Havuz ’un Anchorman’nıne:
Tuzak sorularla ve kurulan kumpasla tutuklandı.
Şimdi oğlu Furkan gibi; zindana tıkıldı partinin Yargıçları, tarafından!
Hangi birini sayalım ki?
Kalbi kırılan, ahı alınan sadece iki Melekle sınırlı değil ki…
Fatma Yurt 63 yaşında, 4 aydan beri Manisa’da tutuklu.
Tek suçu(!)
Mukabele ile Kur’an okumak.
Ülke Başbakanı ile bugünkü AKP’li Cumhurbaşkanlarının açılışına katıldığı bankaya hac parası yatırmak.
O da Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.
SEGBİS ile ifadesi alınabiliyorken…
Geçen günlerde, İstanbul’a kadar eli kelepçeli, ring arabasıyla götürülerek acı çektirildi, eziyet edildi.
Çatlak koluna kelepçe, 9 saat aç ve susuz yolculuk yaptırıldı.
Ayasofya zincirini kırmakla övünenler, binlerce anneye bunu reva görüyor.
‘Analar ağlamayacak’ diye yola çıkan ‘Melek’ düşmanları, tarihte görülmedik acı, işkence çektiriyor Annelere.
Bir başka Anne feryadı Diyarbakır’dan yükseliyor…
70 yaşında…
Hayriye Demir’i, Lice ilçesinde gözaltına aldılar…
Ablukaya alınan evi, çok sayıda asker, ağır silah, zırhlı araçlarla baskına uğradı.
Gazze’yi, Ramallah’ı aratmıyor görüntüler…
İsrail askerlerinin, Filistinliler ‘in evlerini dağıttığı manzaraları hatırlatıyor yaşananlar…
Evleri ve eşyaları dağıtılarak.
Hayriye Demir’in oğlu da tutuklu.
Müebbetlik ceza aldı.
İşte Meleklerin memleketteki hali ve şeytanların tutum ve davranışları.
ECNEBİ ÜLKESİNE SIĞANAN MELEKLERİN DURUŞU
Zulümden yakasını sıyırmış temiz ruhlu birinin, ecnebi ülkesinde sergilediği güzel bir duruşla bitireyim yazımı.
İblislerin şerrinden kaçan bir öğretmenin sıcak hikâyesi…
Almanya’da sığınma kampında.
Yolda yürürken bir cüzdan bulur.
Cüzdana dokunmadan, emniyete götürür.
Almanca bilmeyen sürgündeki muhacir Muallim, tercüman aracılığı ile cüzdanı yolda bulduğunu ifade eder.
Dialog şöyle:
Polis:
“Cüzdan kime ait, içinde kimlik var mı, ne kadar para var?”
Öğretmen:
“Açıp bakmadım. Kime ait ve içinde ne kadar para olduğunu da bilmiyorum.”
Polis:
“Niçin açıp bakmadın?”
Öğretmen:
“Bana ait olmayan bir şeye bakmam doğru olmaz.”
Bunun üzerine Polis cüzdanı açar, içinden 2300 € nakit para çıkar.
Almanya’da adettendir, bulunan paranın yüzde 10’u bulana verilir.” diyerek 230 €’yu öğretmene uzatır.
Öğretmense:
“Kabul edemem. Bana ait olmayan bir şeyi teslim etmem gerekirdi ve ben de bunu yaptım.”
Polis, öğretmene;
“Cebinde ne kadar para var” diye sorar.
Öğretmen: “6 €.”
Polis, Hizmet Hareketini kastederek, “şu şu sebeplerden dolayı Almanya’ya gelenlerden misiniz?” diye sorar.
Öğretmen: “Evet” diye cevap verir.
Alman yetkililer, takdirini ifade ediyor, hayranlığını gizleyemiyorlar.
“Örneği kendinden” bir camianın mümessilleri ile Harramilerin farkını görüyorlar.
İşte bu nedenle dünya, bu masumlara “terörist” diyen yobazlara inanmıyor.
Elmas kalplilerin, kömür ruhlulardan ayıran “Berlin duvarı gibi” kalın duvar, Everest dağı gibi yüksek bir fark.
Kur’an’lar, mealler, hadis kitapları, Fıkıh Ansiklopedisi, dua kitab ve Kütübi Sitteyi suç materyali olarak, teşhir etme aymazlığıyla, “terörist” görüntüsünü verme şarlatanlığı.
Kılıç kalkan hutbe okutarak açılış gösterilerinin yapıldığı Ayasofya’da okutulan ayetin mealiyle bitirelim yazımızı:
“Kendilerinden sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, şehvetlerinin peşine düştüler. İşte bunlar da yakında Cehennem gayyasına yuvarlanacaklardır.” e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com.au