‘Siyaset yapma iddiası olan herkesin Kürt sorunu konusunda tavır belirleme, AKP ve MHP iktidarının inkâr politikalarının Kürt halkının yanında tavır almaya çağırıyoruz.’
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kürt sorununu çözeceklerini söyleyen muhalefet partilerine çağrıda bulunarak “AKP ve MHP iktidarının inkâr politikalarına karşısında, Kürt halkının yanında tavır almaya çağırıyoruz” dedi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyareti hakkında da Beştaş “Sadece Diyarbakır’a giderek ‘Rojbaş’ diyerek güzel sözler söyleyerek Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Davutoğlu da Diyarbakır’a gitmiş ‘rojbaş’ diyerek bir kaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Ama Kürt halkının karnı tok.” diye konuştu.HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) 5 Ağustos’da açıkladığı raporla açıklamasına başlayan Beştaş, CPT’nin raporunda vahim tespitler olduğunu kaydetti. Beştaş, “CPT raporuna göre Türkiye cezaevlerinde kapasite fazlalığı, işkence, kötü muamele, tecrit resmi olarak uluslararası olarak CPT’nin raporu olarak kamuoyuna yansıdı” dedi.
CPT RAPORU
CPT raporunda işkencenin tespit edildiğini belirten Beştaş, işkencenin savunulduğu bir ülkede demokrasi ve hukuk olmadığını söyledi. CPT raporuyla İmralı’da bir kez daha işkence olduğunun yer aldığını dile getiren Beştaş, “Tecrit derken bu konuyu açmak gerekiyor. İmralı’da uygulanan tecrit sadece orada kalan mahpuslara ve Öcalan’a uygulanan bir tecrit değildir; bu barışın tecrididir. Çözüm yolunun kesinlikle önündeki en büyük engeldir aynı zamanda. Bunun böyle Türkiye yurttaşlarının okuması gerekir. Artık çözümün ve barışın yolunu açmanın zamanıdır. Türkiye’de Kürt meselesinde çözümsüzlük en derin bunalımı yaşayan bir yerdedir” diye konuştu.
Beştaş ayrıca Parlamentonun çözüm merkezi olduğunu söyleyerek, “TBMM’nin CPT raporlarına duyarsız kalamayacağını işkence tespit edildiği bir yerde bunu görmezden gelemeyeceğini, TBMM’den ifade etmek istiyorum” dedi.
‘TECRİT ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGEL’
HDP olarak Türkiye’de demokratikleşmenin, Kürt meselesinin adil ve demokratik bir zeminde, eşit ve özgür bir yurttaşlıkla çözümünün ancak mümkün olabileceğini her zaman söylediklerini vurgulayan Beştaş: “Şuan da çözüm süreci döneminde almış oldukları sorumluluk yaptıkları işler sebebiyle arkadaşlarımız cezaevinde tutuluyor. Sevgili İdris Baluken çözüm sürecinde İmralı heyetinin bir üyesiydi. Tamamen hükümetin bilgisi dahilinde, istemler doğrultusunda çaba sarf ederken, şimdi Sincan Cezaevi’nde rehin tutuluyor. Yine sevgili Selahattin Demirtaş ve diğer arkadaşlarımızın rolünü hatırlatmak istiyorum. Peki biz ne diyoruz? AKP ve MHP, bu konuda yol yürürken tecridi derinleştirerek çözümü engellemek, Kürt meselesinde 100 yıllık tarihsel zeminde inkârı, imhayı, asimilasyonu, işkenceyi ve bir halkın yok sayılmasın tekrar güncellemek istiyor. Ama bunu başaramazlar. Türkiye’nin 4’te 1 nüfusunu oluşturan Kürtlerin özgür yurttaş olmadığı bir ülkede demokrasinin d’sinden söz edilemez. Bu nedenle şunu söylemek istiyorum. Tecrit çözümün önündeki engeldir ve bu engeli kaldırın. Abdullah Öcalan 99’dan beri orada barışı, demokrasiyi savunmak dışında halkların bir arada özgür-eşit yaşamını savunmak dışında bir söz söylemedi. Bu sadece bir kişinin bir kesimin meselesi değildir. Bu Türkiye’de yaşayan 83 milyon yurttaşın meselesidir. Bugün ölen askeri ve onun ailesini de polisin ailesini dağda ölen Kürt gencin ailesini de ilgilendiriyor. Bütün yurttaşlar olarak hepimizi ilgilendiriyor. Bu mesele çözülmeden savaş bitmiyor, savaş bitmeden ekonomi düzelmiyor. Ekonomi düzelmeden, kesinlikle yoksulluğa çare bulunmuyor” ifadelerinde bulundu.
‘CEZAEVLERİNDEKİ KISITLAMALAR KALDIRILSIN’
Cezaevlerindeki kısıtlamaların kabul edilemez olduğunu ve önlem alınarak, tutukluların haklarından yararlanması çağrısında bulunan Beştaş, “Adalet Bakanlığı bir an önce cezaevlerindeki izolasyonu aileleri görüşmelerini yaptırma sürecini başlatmalıdır. İnfaz koruma memurlarından, yemekhanelerden tutukluları korumazken, Kovid-19 ile baş başa bırakırken, ayda bir tek bir kişi ile görüş yapılmasını izah edemezler. AVM’ler açıkken, sahiller tıklım tıklım doluyken, insanlar Kovid-19 ile baş başa bırakılırken cezaevlerinde görüş yaptırmamak ve biz tutukluları düşünüyoruz demek büyük ikiyüzlülüktür” diye belirtti.
Beştaş, CHP’nin Kürt raporu hazırlıklarına ilişkinde şunları söyledi:
“Kürt meselesi Türkiye’nin hiçbir zaman gündeminden çıkmadı ve çözüm olana kadar da çıkmayacak. Ama birilerinin her gün Amerika’yı yeniden keşfetmesine acı acı gülmekten kendimizi alamıyoruz. CHP Kürt sorunu üzerine yeni rapor yazıyor. 89’da başlamışlardı. Basından takip ettiğimize göre, toplumsal mutabakat komisyonu, ortak akıl heyeti ve gerçekleri araştırma komisyonunun kurulmasının sağlanması Türkiye’de çözüm adresinin meclis olarak gösterilmesi konusunda daha önce yayınlanan raporların güncellenmiş bir haliyle karşı karşıyayız. CHP Kurultay’ında toplumun ve CHP tabanının yoğun baskısı ile bu raporların yayınladığını biliyoruz. Yine de Kürt sorununda gösterilen tüm çabaları çok önemsiyoruz. CHP bugüne kadar Kürt halkına karşı uygulanan baskı politikalarına karşı hiçbir zaman net tavır almamıştır. Her zaman ikircikli olmuştur bunu biliyoruz ve not alıyoruz. Partimize yapılan siyasi soykırım operasyonlarında yeterli bir duruş göstermekten kaçınmıştır. Yine de bu girişimi anlamlı buluyoruz.”
DAVUTOĞLU ÖNCE O GÜVENLİK GÖZLÜĞÜNÜ ÇIKARSIN’
Beştaş, dün Diyarbakır’da konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Kürt sorunu ile ilgili sözlerini de şöyle değerlendirdi:
“Kürt sorunu Türkiye’nin meselesidir. Sadece Kürtlerin sorunu değildir. Kürt meselesini çözülmemesinden bütün Türkiye zarar görüyor. Sadece Diyarbakır’a giderek ‘Rojbaş’ diyerek güzel sözler söyleyerek Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Davutoğlu da Diyarbakır’a gitmiş ‘rojbaş’ diyerek bir kaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Ama Kürt halkının karnı tok. Demirel’den Çiller’den Mesut Yılmaz’dan daha nicelerinden iyi biliyor. Kürtler sadece bir oy deposu olarak görülmekten, güzel sözler söylenmesine çok tanık oldu. O güzel sözler söyleyenlerin Kürtlere neler yaptığı hafızamızda diridir. Kürt halkının iradesi yok sayılarak çözüm mümkün değildir. bunun için HDP vardır. HDP Türkiye’de herkesin temsil edildiği bir partidir. Biz 83 milyonun iradesiyle birlikteliği ile bu sorunun çözülebileceğini söylüyoruz. Hep birlikte bu mücadeleye yürütelim ve çözümüne ortak olalım diyoruz.”
“Kürt derken 40 defalarca düşünenler bunu söylersem ne olur diye düşünenler Kürt meselesinde çözüm üretemezler” diyen Beştaş, “Bir kere adını doğru koymakla sorunun çözümünü doğru göstermekle işe başlayabilirler.Samimiyetsizliğin cevabını halkımız verecektir. Davutoğlu’na son bir sözüm Diyarbakır konuşmasını dikkatle dinledik, Kürt sorununa yaklaşımı, partimize ve Kürtlere dönük saldırılar karşısında ne yaptığını hatırlatmayacağız. Çünkü herkes bunu hatırlıyor Silopi’yi, Sur’u, Cizre’yi hatırlatmaya gerek yok. Kaldırılamayan cenazeler var daha. Taziyeler devam ediyor ve acılar çok taze. Ama hala sorunu güvenlik gözlüğü ile görüyor. Davutoğlu’na çağrımız o güvenlik gözlüğünü çıkarsın. İşe hak adalet ve hukuk ve gerçek anlamda tarihsel arka planla bakmayı öğrensin” dedi.Mezopotamya Ajansı)