Ağır kalp hastalığına rağmen tahliye edilmeyip Sincan Cezaevinde hayatını kaybeden Kurmay Albay Mustafa Barış Avıalan, memleketi Adana’da sessiz sedasız toprağa verildi. Avıalan, Adana Kabasakal Mezarlığında aile kabristanına defnedildi.
Ankara Sincan F Tipi Cezaevinde, 18 Temmuz 2016’dan beri tutuklu olan Kurmay Albay Mustafa Barış Avıalan, 15 Ekim’de hayatını kaybetmişti.Avıalan’ın cenazesi, ailesi tarafından Adana Kabasakal Mezarlığında babasının mezarının bulunduğu aile kabristanlığına bugün öğle namazından önce defnedildi. Babası Mehmet Avıalan’ın mezarının yanına defnedilen Mustafa Avıalan’ın cenazesine yalnızca ailesi katıldı.2 yıl önce kalp ritminde bozulma rahatsızlığı yaşamaya başlayan Avıalan’ın tedavi talebine cezaevi yönetimi 10 ay boyunca cevap vermedi. Daha sonra tedavisine başlanan Avıalan’a 2 kablolu kalp pili takıldı. Ailesinin, ücretini kendilerinin ödemek istemesine rağmen 3 kablolu pil takılması talebi kabul edilmedi.
Bu şekilde yaşamına devam eden Avıalan’ın sağlık durumu 2019 yılı sonlarından itibaren kötüleşmeye başladı. Kalp ritminin bozulmasıyla iç organları büyük hasar gören Avıalan’ın akciğerleri su topladı ve KOAH hastalığı ortaya çıktı. Böbrek ve pankreasta kist oluşumu ve karaciğerde C seviyesi siroz nedeniyle işlev kaybı meydana geldi. Bütün bu rahatsızlıklarına rağmen Mustafa Avıalan, cezaevinde tutulmaya devam etti.Kurmay Albay Avıalan son olarak, sağlık durumunun kötü cezaevi koşullarını kaldıramayacağı gerekçesiyle infaz erteleme başvurusunda bulundu. Başvurusunda, hasta ve ölüme çok yaklaşmış bir insan olarak her türlü yardıma ihtiyacı olduğunu belirten Avıalan, “Durumum çok kötü. Çok acı çekiyorum. Fedakarlık yapabilecek herkesten bir şeyler yapmasını bekliyorum” ifadelerin kullandı. Ancak Avıalan’ın infaz erteleme başvurusu 7 Ağustos’ta reddedildi. Durumu ağırlaşan Avıalan, 15 Ekim’de hayatını kaybetti.
BELKİ DE ELVADA…
Cezaevlerindeki pandemi uygulamaları yüzünden ailesiyle görüşemeyen Avıalan, sevdikleriyle faks aracılıyla vedalaştı. Avıalan, ailesine “Bu saatten sonra kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştır. Kolumu kıpırdatamıyorum. Aldığım oksijen yetmiyor, çok az yiyebiliyorum, karnım şiş, nabzım sürekli düşük, başım sürekli dönüyor, uyuyamıyorum. Jandarmalar tarafından her türlü onur kırıcı muameleye ve hakarete maruz kalıyorum. Hayatımı zorlaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Doktorlar ilgilenmiyorlar. Allah yardımcımız olsun. Belki de elveda…” sözleriyle veda etti.