Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin IMF’ye borcunun 14 Mayıs 2013 tarihinde biteceğini söyledi. Muğla’nın Marmaris ilçesinde düzenlenen “Çözüm Süreci” konulu toplantıya katılan Ergin, AK Parti’nin 2002 yılından bu yana olan iktidarındaki gelişmeleri değerlendirdi.
Bir otelde yapılan, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarların katıldığı toplantıda konuşan Bakan Ergin, “2002’de Türkiye’yi devraldığımızda IMF’ye bu ülkenin 23,5 milyar dolar borcu vardı. Bugün 1 milyar dolar bile yok, 400 milyon dolar. Üç hafta sonra onu da kapatıyoruz. Vadesi, 14 Mayıs 2013 günü. Türkiye borçsuz bir ülke oluyor IMF’ye fakat bu da yetmez. IMF biraz sıkıntıda, 5 milyar dolar kredi açıyoruz.” dedi. Ergin’in, “IMF’ye kredi açalım mı?” sorusuna, katılımcılar alkışlayarak cevap verdi.
Adalet Bakanı Ergin, çözüm sürecini değerlendirdiği bölümde ise bunun insana saygının gereği olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Dilimiz, barışın sesidir. Lisanımız da hoşgörüyle yoğrulmuştur. Köklerden göklere yürüyen medeniyet ağacımızın kökü sevgi ise meyvesi hoşgörüdür. Fikirlerimizi ve ruhlarımızı bir yıldır bu muhteşem meyveyle doyurduk. Millet olmanın anlamını, kollarıyla herkesi kuşatan, gölgesinde herkesi kuşatan bu görkemli ağacın varlığında bulduk. Öyleyse bu dünyadaki en aziz varlığı, eşref-i mahlûkat olan insanı yaşatmalıyız. Öznesi insan olan medeniyet fikrimizi ayakta tutmalıyız. İnsana basarak yükselen bir devlet tasavvuru değil, insanı yücelten, insani değerlerle yükselen bir devlet şuurunu uyandırmalıyız. Bizim medeniyetimiz, ‘İnsan insanın kurdudur’ paradigmasını yıkmış, yerine, ‘İnsan insanın uzvudur’ düsturunu koymuştur. Atatürk, ‘Egemenlik, korkular üzerine kurulmamalıdır.’ diyor. Aynı lisanla şunu ifade ediyorum, artık korkuların değil şarkıları, özgürlüğün ve kardeşliğin şarkısını seslendirmenin zamanı. Çatışmanın ve ayrışmanın değil, muhabbetle kucaklaşmanın, itilafta derinleşmenin değil, milletle ittifakımızı derinleştirmenin fırsatı önümüzde duruyor. Bunu iyi değerlendirelim. Milletimiz son 30 yılın hatalarına, acı ve günahlarına, bin yıllık kardeşliğini elbette feda etmez, inşallah etmeyecektir. İnsanın kanı üzerine, şiddet üzerine, acı ve gözyaşı üstüne kurulu her türlü gelecek tasarımını reddedecek, hata ve günahlardan arınarak, kardeşlik ruhuna uygun bir geleceğin inşasına yönelecektir.”