Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde ikamet eden Kevser Demir (55), madde bağımlısı oğlunun gözaltına alınması sırasında darp edildiğini ve kolunun kırıldığını iddia ederek şikayetçi oldu. Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nden darp raporu alan Demir, kendisini darp eden polis memurundan şikâyetçi olacağını söyledi.
Maruz kaldığı işkence ve kötü muamele için Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubelerine başvurduğunu ifade eden Kevser, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) de şikâyette bulunduğunu belirtti.
Size göre "kol kırılır, yen içinde kalır" ama o yen artık içinde kalmayacak…
Türkiye'de aksini iddia etseniz de güvenlik güçlerince sistematik uygulanan ve yargı zırhı arkasında saklanan işkence de var, kötü muamele de var, yaşam hakkı ihlali de var. https://t.co/HFXj68P1Nb— Sezgin Tanrıkulu (@MSTanrikulu) May 26, 2021
‘BENİ DÖVMEYE HAKLARI YOK’
18 Mayıs 2021 tarihinde akşam saatlerinde yaşanan olayı Tigris gazetesine anlatan Kevser Demir, şunları söyledi: “8 çocuk annesiyim. Bir oğlum madde bağımlısıdır. Evli ve bir çocuğu var. Polislere de sordum ‘oğlumu nasıl tedavi ettirebilirim’ diye, bilmediklerini söylediler. Çocuğumu madde bağımlılığından kurtarmak istiyorum. İşten geldim ve saat 18:15 gibi aşağıdan bağırma sesleri geldi. Binadan birinin düştüğünü sandım ve hemen koştum. Binada kiralık evim vardı, alt katta ve baktım sesler oradan geliyor. Oğlum kiracının yanına inmiş, orada baktım 3 polis oğlumu yere yatırmış, biri kelepçe takmaya çalışıyor, biri üstüne oturmuş, diğeri de boynunu tutuyor. Oğlum da “Anne öldürdüler beni” diye bağırıyor. Ben de koştum içeri ve ‘Allah için oğlumu vurmayın, suçu neyse götürün’ dedim. Bunun üzerinde polislerden bir tanesi saçımdan tutup sürükleyerek dışarı çıkardı. Bana tekme attı, 3 dişimi kırdı. Her tarafım morardı. Bu arada kolumu da kırdı. Diğer 2 polis ise onu durdurmaya çalışıyordu beni dövmesin diye.
POLİS TEHDİT ETMEYE DEVAM ETTİ
Yaşadıklarının şokunu üzerinden atamayan Kevser Demir, yaşadıklarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ilettiğini anlatarak, kendisini döven polisin bu olaydan sonra da tehditler savurduğunu belirterek şöyle dedi: “Aynı polis bizi tehdit ediyor. Balkonumuzun altına gelmiş, ‘eroinciler, eroinciler’ diye bağırıyor. Aynı polis bizi tahrik ediyor ve ‘3 kişi daha götüreceğim’ diye tehdit ediyor. Devlet hastanesine gittim ve darp raporu aldım. CİMER’e yazdım, sessiz kalıyorlar. Süleyman Soylu’ya yazdım sessiz kalıyor. Niye sessiz kalıyorlar, ben bir anneyim. Televizyona çıkıp ‘annemizsiniz’ diyorlar, hani annelik, annelik bu mudur? Benim oğlum suçlu olabilir, ama onu dövmeye hakları yok. Ben bir anneyim, beni dövmeye hakları yok. Maddi manevi ben o polisten şikâyetçiyim. Savcılığa daha gitmedim ama Bağlar’da karakola gidip ifade verdim.”
VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI
Diyarbakır Valiliği de olaya ilişkin açıklama yaptı. Valilik açıklamasında polis şiddetinin “gerçeği yansıtmadığı” iddia edildi. Açıklamada, gözaltı sırasında aile üyelerinin “mukavemette bulunduğu” ve “görevli polislere şiddet uyguladığı” iddia edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Gerçekleşen bu mukavemet esnasında 2 görevlimiz vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanmış ve aldıkları adlî doktor raporları sonrasında kendilerine mukavemet eden N.D., K.D. ve F.D. isimli şahıslardan şikayetçi olmuşlar, bunun üzerine anılan şahıslar hakkında Cumhuriyet Savcısının talimatı ile soruşturma başlatılmıştır.”