AİHM, Branislav Adamco’nun başvurusunda itirafçı ifadesiyle mahkum edilenleri yakından ilgilendiren bir karar verdi. AİHM, suçlayıcı ifade vermesi karşılığında hakkındaki suçlamalar düşürülen itirafçı/tanık beyanına dayanılarak kişinin mahkum edilmesinin yargılamayı adil olmaktan çıkardığına hükmetti.
Slavokya’da 2001’de organize suçlulukla bağlantılı bir cinayetle ilgili davada M. isimli kişi, bir kişinin öldürülmesinde kiralık katili getirip götürdüğü şüphesiyle, eş faillerinden biri olmakla suçlanıp yargılandı.
Tanık M., olayla ilgili 5 kez ifade vererek, herhangi bir tanıklığının olmadığını beyan etti. Adamco hakkında tanıklık yapan M., O. isimli kişiyi öldürmekle suçlandı ve bir süre tutuklu kaldıktan sonra 2006 yılında serbest bırakıldı.
İFADESİ KARŞILIĞINDA SUÇLAMALARI DÜŞÜRÜLDÜ
Cezaevinden çıktıktan sonra daha önce verdiği ifadeyi değiştiren tanık M., K. öldürüldüğünde kendisinin sürücü olduğunu belirtti ve Branislav Adamco’yu cinayeti işlemekle suçladı. Bunun üzerine Mahkeme, daha önce hakkında beraat kararı verilen Adamco’ya 24 yıl hapis cezası verdi. Olayla ilgili ifadesi sonrası M.’nin başka birini öldürmesiyle ilgili cinayet suçlaması düşürülerek, soruşturması kapatıldı.Temyiz sürecinde cezası 15 yıla düşürülen Adamco, AİHM’e hak ihlali başvurusunda bulundu.
AİHM: YARGILAMA ADİL OLMAZ
AİHM, Adamco davasında, suçlayıcı ifade vermesi karşılığında hakkındaki suçlamalar düşürülen itirafçı/tanık beyanına dayanılarak sanığın mahkum edilmesinin yargılamayı adil olmaktan çıkardığına hükmetti. Adil yargılanma hakkının ihlaline karar veren AİHM, 2020’de verdiği kararında ulusal mahkemelerin, itirafçı/tanığın sanığı suçlamakta menfaati olduğunu ve bu beyanın kendisinin bizzat suça katıldığını kabul eden bir kişiden kaynaklandığını dikkate almadığını vurguladı. AİHM, Slovakya mahkemelerinin tanık M.’nin olay anlatımını
değiştirmesinin ardından hakkındaki cinayet suçlamasının düşürüldüğü, soruşturmanın kapatıldığı ve M.’nin
tahliye edildiği olgusunu dikkate almadığına dikkat çekti.
İTİRAFÇI BEYANI TEMEL DAYANAK OLAMAZ
İtirafçı/tanık beyanının, bir denetime tabi tutulmaksızın diğer herhangi bir delilmiş gibi yargılamada kullanıldığı ve bu ifadenin, mahkumiyetin temel dayanağını oluşturduğu kaydedildi. Kararda, suça karışan kişilerin sırf kendilerine sunulan menfaatleri (cezada indirim, soruşturmanın kapatılması vs.) elde etmek için ya da şahsi intikam duygusuyla başkalarını suçlayabileceklerine dikkat çekildi. İtirafçı/tanık ifadelerine hassasiyetle yaklaşılması zorunluluğuna işaret eden AİHM, kişinin diğer sanığı suçlaması karşılığında elde ettiği menfaat ne kadar yüksekse, mahkemelerin bu ifadeye uygulaması gereken denetimin seviyesi de o kadar arttırması gerektiğini vurguladı.
BOLD