15 Temmuz 2016’da dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan Harun Kodalak darbe girişimini oğlunun haber verdiğini söyledi.15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ilk soruşturmayı açan, dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Üyesi Harun Kodalak, darbe girişiminden oğlunun haberdar ettiğini açıkladı.Anadolu Ajansı’na 15 Temmuz gününü anlatan Kodalak, o gün, mesai bitiminden sonra evine geçtiğini belirterek, 21.00 sularında dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen ve iki polis müdürü ile buluştuklarını, bu buluşmada yaklaşık bir hafta sonra yapılması planlanan operasyona ilişkin konuşmaların geçtiğini söyledi. Kodalak, TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun tutanaklarına göre, Başbakanlık müsteşarının gelişmelerle ilgili haberinin olmadığı saatlerde neden buluştukları konusunda ise bir yorum yapmadı.
“40 YIL İLMEK İLMEK DOKUDULAR AMA ALLAHUTAALA’NIN YARDIMIYLA…”
Hizmet Hareketi Cemaatinin 40 yıllık bir geçmişi olduğunu, ‘arkasında da muhakkak dış güçlerin bulunduğunu’ iddia eden Kodalak, ‘şehitlere rahmet, gazilere sağlık’ diledi.Cemaat için “40 yıl ‘ilmek ilmek’ dokudular. Tabiri caizse ‘olmazları’ başardılar” diyen Harun Kodalak’ın, “Ama ne oldu 15 Temmuz gecesi, öncelikle Allahutaala’nın yardımıyla birlikte, bu millete, bu devlete, bizlere, sizlere bu bin yıllık ihanet girişimi o gece milletimizin de kahramanca direnişiyle önlendi.” ifadelerini kullanması dikkati çekti. Kodalak, 21.45 sıralarında kendisini oğlunun aradığını ve darbe girişiminden haberdar ettiğini belirtirken, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olarak Gülen cemaatinin’ darbe girişiminde bulunacağı yönünde bir bilgi almadığını, ancak bunu öngördüğünü, devlet büyüklerine de sözlü ve yazılı rapor olarak aktardığını’ söyledi.
“MÜCADELEYE 15 TEMMUZ’DAN ÖNCE BAŞLADIK”
Cemaat ile mücadeleye 15 Temmuz’dan önce başlanıldığını hatırlatan Kodalak, “KPSS soruşturması yaptık, devam ediyorduk. Dördüncü, beşinci dalgalarını yapmıştık. O an itibarıyla biz 460 ya da 470 küsur tane rütbeli askeri tespit etmiştik, ‘FETÖ’cü askeri. Nereden? KPSS soruşturmasında eşlerinden tespit etmiştik.” ifadelerini kullandı.Kodalak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Darbe gerçekleşse gereğini yapacaklar. O manzarayı görünce aklımıza şey geldi, dedik ki hemen adliyeye bilgi işlem elemanı gönderelim, UYAP sistemini kapatalım. Çünkü bunlar bir şekilde başarılı olacak olursa ilk yapacakları iş UYAP sistemine müdahale edip oradan korsan yakalama kararları çıkarmak.
“BEKİR BOZDAĞ’A ‘SORUŞTURMA AÇMAK İSTİYORUM’ DEDİM, ‘AÇ, İYİ OLUR’ DEDİ”
Kodalak, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşme yaptığını anlatarak, “Sayın bakanım ben soruşturma açmak istiyorum ne dersiniz’ dedim. ‘Aç, iyi olur.’ dedi.” ifadelerini kullandı.Bozdağ ile görüşmesinden sonra dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan’ı aradığını belirten Kodalak, “Sayın müdürüm, ben şu an Ankara Başsavcısı Harun Kodalak olarak bu teşebbüse karşı soruşturma açtım. Malum bu bir hain darbe girişimidir, polis arkadaşlarımıza lütfen talimatımı iletin, bu darbe girişimine karşı soruşturma açtım. Yakalama ve gözaltı talimatlarımızı iletiyorum, lütfen siz iletin. Meşru müdafaa haklarını kullanabilirler.” dediğini anlattı.
“İDDİANAMEDEN ÇOK DAHA FAZLASIDIR”
Hizmet Harereki cemaati ile mücadeleye göreve geldiği ilk günden itibaren başladığını, örgüte ilişkin soruşturmaları planladıklarını anlatan Kodalak, darbe girişiminden önce Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ‘F..Ö sivil çatı davası’nın iddianamesinin tarihi bir belge olduğunu söyledi.Dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun tarafından hazırlanan iddianamede, başta Fethullah Gülen olmak üzere tepe yöneticilerinden 72-73 ismin bulunduğunu bildiren Kodalak, “Büyük bir tarihi belgedir. İddianameden çok daha fazlasıdır. 15 Temmuz öncesi çatı iddianamesi tarihi bir belgedir. Yargı belgesinin ötesinde tarihe mal olmuş bir belgedir.” diye konuştu.
“TÜM DAVALARDA İDDİANAMENİN GİRİŞ KISMI AYNEN KULLANILDI”
Kodalak, 15 Temmuz’dan sonra, Türkiye’de Gülen cemaatine karşı açılmış tüm davalarda bu iddianamenin giriş kısmının aynen kullanıldığını bildirdi.