ENSAR NUR | CENEVRE TR724
Turkey Tribunal’ın dördüncü gününde yargı bağımsızlığı ve adalete erişim ile insanlığa karşı suçlar konusu ele alınıyor. Konuyla ilgili olarak, Hasan Dursun, Faysal Sarıyıldız ve Süleyman Bozoğlu’nun tanıklıkları dinleniyor. İnsanlığa karşı suçlar konusunda da Turkey Tribunal kurucusu Johan Vande Lonette hazırladığı raporu mahkemeye sundu.
1.Tanık: Faysal Sarıyıldız
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) hapsedilen ve ülkeden çıkmak zorunda kalan Kürt siyasetçisi eski milletvekili Faysal Sarıyıldız Cizre’de yaşanan olayları anlattı. 79 gün sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cizre’de korkunç olaylar yaşandı. Bu süreçte 288 kişi katledildi. Binlerce insan yaralandı. Büyük bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşuyordu. Cizre’de yaşayan 120 bin nüfusa hayatları boyunca unutulamayacakları bir travma yaşatıldı. İlk 40 gün boyunca her gün 2-3 kişi öldürülüyordu.
AKP Hükümeti, insanların ilçeyi terk etmesini istedi. Elektrik ve su kesildi ve bazı gençler ve savunucular dışında nüfusun şehri terk etmesi sağlandı. Bu süreçte yaralanan insanlara tıbbi yardım sağlanmadı, ambulanslar yaralılara yardım etmek yerine askeri araçlara yakıt taşıdı. Yandaş medya kanalları ve Erdoğan’ın başında bulunduğu rejim, Cizre’deki insanları terörist olarak nitelendirdi, “Orada yaralı yok teröristler var” diyordu.
2.Tanık: Hasan Dursun
22 yıl hapis cezasıyla yargılandığı mahkemede bu kadar heyecanlanmadığını belirten eski savcı Hasan Dursun, Türk hakimlerin ve savcıların ne denilirse onu yapan kişiler olduklarını bildigini, o yüzden savunmalarda rahat olduğunu söyledi.
2004 yılında Cumhuriyet Savcısı olan ve sonrasında HSYK’da görev yapan Dursun, yolsuzluk operasyonlarından sonra çıkarılan özel bir yasa ile HSYK’dan uzaklaştırıldı ve 2014’te Sivas’a savcı olarak gönderildi. 16 Temmuz 2016 sabahı gözaltına alındı.
Dursun kendisinin yüksek lisans ve doktorası olan, hiçbir disiplin suçu olmayan, yurtdışında projelerde görev almış, çevresinde sevilen sayılan bir savcı olduğunu ve bu özelliklerin terörist ve darbeci ilan edilmek için bir kriter olarak kullanıldığını anlattı.
“15 Temmuz’da yargı eliyle bir darbe yapıldı” diyen eski savcı, kendisini tanıyan ve yargılayan hakimlere ısrarla suçunun ne olduğunu sorduğunda ellerinde sadece bir tutuklama belgesi olduğunu ve kendilerine deliller sunulacağı konusunda teminat aldıklarını söylemişler. Hakimler Hasan Dursun’un başarılı bir savcı olduğunu, kendisini tanıdıklarını ancak tutuklamazlarsa kendilerinin tutuklanacaklarını söylemişler.
30 ay cezaevinde kalan ve iddianamesi tutuklandıktan 13 ay sonra çıkan Dursun, psikolojik baskı ve fiziksel işkenceye maruz kaldığını ve 7 yıl 9 ay ceza aldığını mahkemeye aktardı. Yargılanma süreçlerini “Türkiye’de düşman hukuku uygulanıyor. Hükümetin makbul olarak görmediği kişilere karşı Anayasa hükümleri uygulanmıyor” ifadeleriyle anlattı, Baroların da iktidarın söylediklerinin dışına çıkamadıklarını, tutuklanan savcıların ve hakimlerin savunmasını yapacak avukatları tehdit ettiklerini belirtti.