“Özeleştiri” adı altında bir “Mahrem Yapı” sorgulamasıdır gidip duruyor.
Neden Harbiyeliler?
Cemaat Kült müdür ?
Radikalleşebilir mi ?
Sorularına da kendimce cevap vermiştim…
Özeleştiri tamam, fakat Cemaat’i Ahlakilik'(ğ)ini, ahlaki üstünlüğünü kaybetmekle suçlamak neden ?
(İlgili yazı : Neden Harbiyeliler ? https://t.co/Qu4YuSV9vA )
Yazımda belirtmiştim ;
Cumhuriyetin Kurucu iradesi,
– Ordu menşeliler ve
– Ordu’yu bir tabu olarak
– Rejimin koruyucusu
– İçine girilemeyen surlarla çevrili
– Sadece kendilerine ve çocuklarına açık
– Anadolu Halkları’na kapalı
– Rejimin vasi,muhafızı bi kurum haline getirdiler
Üstelik bunu sadece Ordu için değil
– Askeriye ile beraber
– Emniyet
– Adliye ve
– Mülkiye için de yaptılar.
Yurtdışında ise kendilerini
– Hariciye
ile garanti altına aldılar
Güç, iktidar ve rantlarına dokunulabilecek her alanı bilerek, isteyerek, kapatıp, tıkadılar…
Kendilerince Kara Türklerin (!?) yani tüm Anadolu Halkları’nın buralara girmesine mani oldular.
Kazara girenleri de ya kendilerine benzettiler, yada türlü bahanelerle bulundukları yerlerden attılar..
( Bunu en son 15 temmuz tiyatrosu ile bütün boyutlarıyla yaptılar )
Güç iktidar ve rantları için vesayetlerini koruyup tekrar inşa ettiler.
Her 10 yılda bir rejimlerine “update” attılar…
Fakat Anadolu Halkları’nın gelişim değişim ve uyanışını engelleyemediler.
Çocuklarımız bu kurumlara girmek istediler.
Çünkü kurumlar bizim ve oralarda bulunmak hakkımızdı…
Anadolu irfan’ı buralara girip, birilerinin kendilerine benzetmek istediği yavrularını korumak için “akıllı” “tedbirli” davrandı…
Bunu sadece Cemaat değil her kesim uyguladı.
Evet, çünkü farkedilen herkes bir şekilde bu kurumlara alınmadı, kazara alınanlar ise hemen atıldı…
Cemaat Anadolu Halkları için bu kurumlara girmeyi teşvik etti, teşvik ettiğini de inkar etmedi.
İçeriye giren yavrularımızı ise koruma yolunu seçti…
Zaten bir şekilde içeride olanlara da yol gösterdi…
Fakat onların ahlaki, meşru, hukuki sınırlardan asla çıkmamalarnı sağladı…
Bu çocuklar Türkiye’nin
– demokratikleşmesi
– batılılaşması
– ilerlemesi için
ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
Mesleklerinde üstün başarı gösterip, her alanda ödül ve taltife tabi tutuldular…
F*tömetre’nin dili ve kriterleri size bir şeyler anlatmıyor mu ?
Farkında mısınız ?
Bu çocuklar bulundukları kurumun “hukuki” sınırlarının dışına asla çıkmadılar.
Meşru olanın dışında hiç birşey yapmadılar.
Karargah Evleri ve benzerleri ile aşırı solcu gruplar ve diğerleri örgütlenip, düzeni kendi adlarına korumak isteyip darbe üstüne darbe yaparken, planlarken ( Balyoz, Ayışığı ) bu çocuklar işlerine baktılar.
Meslekteki üstün başarıları, üst düzeye gelmeleri, emek, gayret ve samimiyetleri, diğerlerinde olmayan özverileri, NATO çizgisinde ülkeyi Demokratik, Batılı değerlere taşıma istekleri, bunu yaparken Anadolu Halkları’nın kültüründen kopmamaları, Gulyabaniler’i rahatsız etti…
Bütün bunlardan ötürü kızılıyla, yeşiliyle el ele vererek 15 Temmuz Hain Darbe Tiyatrosu’nu planladılar…
2010’a kadar hızla yükselen Türkiye ve değerlerini tam olarak başaşağı çevirme, gerileme dahi gözönüne alınarak birileri iktidarları için kendi ordularına tuzak kurdular…
Çünkü güçlerini kaybediyorlardı.
Anadolu’nun öz çocuklarını köprüde katledip, boğazlarını kestirdiler, yaklaşık 500 yada daha fazla insanın katili oldular…
Kurguladıkları tiyatro ile rejimi, düzeni tekrar kendi istedikleri yere getirdiler…
Bırakın ahlakiliği, ahlaki üstünlüğü
– gayri meşru
– gayri hukuki her şeyi yaptılar.
Bütün bunları görmeyip “güya mahrem yapı ile “Cemaat ahlaki üstünlüğü kaybetti” diyorsunuz…
Hayır efendim ; Cemaat ahlakiliği ve ahlaki üstünlüğü hala elinde tutuyor…
Çünkü Cemaat hukukî ve meşru çizginin dışında hiçbir şey yapmadı, Anadolu Halklarını ve çocuklarını korumak istedi…
Tedbir anlayışının, isteğinin de tek nedeni Gulyabaniler’in evlatlarımızı, ümitlerimizi yok etmesine engel olma düşüncesiydi…
Hocaefendi ve Cemaat devleti asla ele geçirmek istemedi çünkü devlet zaten hepimizindi, bizimdi…
Ya şimdi ?
Esas kendileri örgütlü olan, güdümlü, gayr-i meşru yapılarıyla, yine tekrar rejimlerini, güç, iktidar ve rantlarını koruyan Derin, Ergenekonik yapılar mı ahlakî, yoksa onları mı ahlaklı görüyorsunuz ?
Hayır efendim,
– makyavelistçe her kalıba giren
– kendileri için, evlatlarını kesen
– örgütlenen
– her 10 yılda bir kahrolası rejimlerini tekrar inşa eden
– zulümlerini 15 Temmuz’da kanla zirveye çıkaran
Diktatör, zalim yapının ahlakiliğinden, ahlaki üstünlüğünden bahsedemezsiniz…
Onların dilini kullanamazsınız…
Örgütlü, zalimce, sinsice yürütülen bir İŞGALE karşı Anadolu Halkları’nın
– sesi
– soluğu
– ruhu olmuş
bir mücadeleyi
Devlet bizimken
– gayr-i ahlaki
– gayr-i hukuki
– gayr-i meşru
herhangi bir şey yokken
Ahlakilik açısından sorgulayamazsınız !
Tekrar ifade ediyorum “f*tömetre” göstergelerine bakınız…
Her şeyin gayet yerli yerinde olduğunu, olması gerekenden daha iyi olduğunu, tabileri ve Cemaat’in ahlakın zirvesinde olduğunu, asla hukuk dışına çıkmadığını göreceksiniz…
Tartışalım…
Tartışalım ama insaflı tartışıp,
– Rejimin dilini kullanmadan
– Gerçekleri göz ardı etmeden
– 2-3 kendini bilmez zatın hatalarını çok büyük bir topluma maletmeden
– hukuk, ahlak ve meşruiyetin ne olduğunu bilerek
– iğfal edilen Anadolu Halkları’nın hakkını görerek tartışalım…
Hasılı kelam ;
Cemaat : Ahlakiliğini, ahlaki üstünlüğünü, hukukiliğini, meşruluğunu asla kaybetmedi ve bu daireden dışarıya da asla adım atmadı…
Ve atmayacak !
Çünkü bizim zihin kodlarımız ;
Hakk
Sevgi
Muhabbet
Gayret
Ve istikamete ayarlı…
Husumete değil !
Muhabbetle !
@mansurturgut