Mahmut Çebi- Zaman Almanya
Türkiye’de binlerce insan suçsuz ve haksız yere mağdur ediliyor. Hapse atılıyor. Mallarına el konuluyor. Ve bunlara her gün yenileri ekleniyor. Bu haksızlık karşısında insanımızın sergilediği duyarsızlığı yazacaktım. Fakat elime bu mektup geçti. O yazıyı yazmaktansa bu mektubu köşeme almanın daha hayırlı olacağına karar verdim.
Bir “Anadolu annesi” edasıyla yazılan, gözyaşlarıyla okuyacağınıza inandığım ve böyle güzel insanlara sahip olmanın gururunu duyacağınız bu mektubu köşeye sığması için çok az kısaltarak ilginize sunuyorum.“Sevgili anneciğim, pek muhterem babacığım.Güzeller güzeli Rabbimin selamıyla hepinizi selamlıyor hasretle ellerinizden öpüyorum.Rabbim nasip etti ve bende sevdiklerine hapishaneden mektup yazanlar kervanına katıldım. Buraya gelirken beni tek üzen şey siz sevdiklerimi bir daha ne zaman göreceğimi bilememek oldu. Bunun haricinde başka her hangi bir kederim yok çok şükür. Nasıl olsun ki, üstadımla aynı kaderi paylaştığımı düşünüyorum mutlu oluyorum.
Hapishanenin penceresinden gördüğüm enine boyuna 10 adımlık bir avlu o kadar. Oraya bile parmaklıklarla kapatılmış pencereden bakıyorum. Bir de başımı kaldırınca gördüğüm gökyüzü. Vaktimin çoğu zaten orda geçiyor. Neler mi yapıyorum tüm gün… Dua dua dua…
Üç günde Kuran hatmi yapmanın verdiği mutluluğu ilk defa burada tattım. Bir günde Büyük Çevşen’i okuyabileceğimi ve bunu her gün yapabileceğimi de bu dört duvar arasında gördüm. O bir haftaya yaydığımız 4444 salatı tefriciyeyi burada bir günde okuyorum… Kuran’dan çektiğimiz tefeüller, Risaleden okuduğumuz dersler… Sayısı 10 binleri geçen çektiğimiz esma-ül Hüsna ve neler neler…
17 günüm doldu bugün bu koğuşa geleli. Neler öğretiyor şu dört duvar insana bir bilseniz. Kul olmayı tekrar öğreniyorum. Kurbiyeti yaşıyorum. “Sen’den gelen cefayı başımda seve seve taşırım” diyorum Rabbime. Bu imanı veren Allah’a şükürler olsun. Bunu söylüyorum açık açık, çünkü en güzel nimetin iman olduğunu bir kere daha gördüm.
Zalim varsın zulmünü yapsın, kimin umrunda. Bulutun arkasından güneşin sıcaklığını gösteren Rabbimin de merhameti tecelli ediyor. O’nun (cc) inayetinin üzerimizde olduğunu biliyoruz. Çünkü bize kendini unutturmadı, isyan da ettirmedi. Dualarımıza 24 saat yetmiyor ve en güzeli de duaya doyamıyoruz.
Bu arada koğuşta 16 kişiyiz. Ben bugüne kadar yerde yatıyordum. Bugün ranzam geldi. Bu mektubu da size o ranzadan yazıyorum. Odanın tam ortasındayım ama olsun şikayetim yok. Koğuştakilere gelince cinayetten adam yaralamaya, uyuşturucu kaçakçılığından, terör örgüt liderliğinden dolayı gelen pek çok bayan var. Hepsi bir şekilde hayatın acı tarafından tatmışlar. Bizi ilk gördüklerinde “sohbet yapmaya gelen bayanlar” zannetmişler. Hala “sizin burada yeriniz yok, inşallah en kısa zamanda çıkarsınız” diyorlar.
Kimin hangi suçtan geldiğine bakmaksızın hepsiyle muhabbet ediyorum. Bu arada çok güzel bir Beraat Kandil programı yaptık. Tefeül çektim Kuran’dan her birine, çok güzel geçti ve memnun kaldılar. Bu insanları gördükten sonra ne kadar farklı hayatların olduğunu gördüm. 7 arkadaş Diyarbakır’dan gelmiş. Kürtçe konuşuyorlar kendi aralarında ama çok hoş insanlar.
Bir Hansa teyzemiz var. Gelinin suçunu kendi üzerine almış. Geceleri hep namazda. Beni de çok seviyor Abdülkadir Geylani Hazretlerine dua ediyor, himmetini istiyor. “Burası senin yerin değil” diyor. Gerçi bu akşam yemeğinde “Ramazan’da mutlaka yere battaniye serelim sende hocamız olursun dua yaparız” dedi. Ben de “Teyzem sen dua et Ramazan’a kadar çıkalım” deyince “Rabbim seni başımızdan eksik etmesin.” dedi gülüştük biraz.
Rabbim neyi nasıl murad buyurursa bize düşen “amenna” demek. Duamız buradan beraatimizdir. Vakti gelene kadar da beklemektir. Asla şikayetçi değilim halimden. Bun bilmenizi isterim. Sadece ve sadece gurur duyuyorum. Yanlış bir şey yapmadan buraya konuldum. Yani mazlumum. Yani Rabbimle aramdaki perdeler de kalkmış durumda. O halde ne gam. Birileri eğileceğimi, üzüleceğimi düşünüyorsa aldanıyor, zira biz “Mümin Rabbiyle olunca sarayda da olsa, zindanda da olsa fark etmez. Ona zindanlar saray olur.” diye öğrendik.
Hepinizi hürmetle selamlıyor ve tekrar hasretle kucaklıyorum.
Erzincan T Tipi Cezaevi B-5 koğuşundan kızınız… 1 Haziran 2016”
http://zaman-online.de/mahmut-%C3%A7ebi-k%C4%B1z%C4%B1m%C4%B1z-hapishaneden-mektup-g%C3%B6ndermi%C5%9F-247007