Ana Muhalefet
Lideri Bill Shorten: “Seçimden önceki yapmış olduğum açıklamalarım aynı şekilde
devam ediyor. Ben hiçbir zaman kadınlara, işsizlere, göçmenlere, savaş gazilerine
ve Müslümanlara karşı saygısızlığı desteklemiyorum” dedi.
ABD seçiminde Donald J. Trump’ın zaferi,
dünyada tartışma konusu olmaya devam ediyor. Dünya liderleri, bir taraftan
ABD’nin yeni başkanını tebrik ederken, diğer taraftan ise Trump’ın, seçim
sürecinde Müslümanlara ve göçmenlere yönelik kullandığı sert dili tartışıyor. Trump’ın seçilmesi nedeniyle, görüşlerini açıklayan
eski ve yeni siyasetçiler, Avustralya’nın dış politikada ABD’nin peşini
bırakması gerektiğine işaret etti.
Trump’ın seçilmesinden sonra açıklama yapan Federal Başbakan Turnbull,
Trump’ın seçim kampanyasında kullandığı dili, Beyaz Saray’da yumuşatacağını
söyledi. Malcolm Turnbull,
makamların gelip geçici olduğunu, önemli olan konunun ülkeler arasındaki sağlam
ilişkiler olduğuna dikkat çekti.
Öte yandan Ana Muhalefet Lideri Shorten ise Trump hakkında
daha önce kullandığı ağır sözlerden dolayı geri adım atmadı. Bill Shorten;
“Seçimden önceki yapmış olduğum açıklamalarım aynı şekilde devam ediyor. Ben
hiçbir zaman kadınlara, işsizlere, göçmenlere, savaş gazilerine ve Müslümanlara
karşı saygısızlığı desteklemiyorum” dedi. Facebook’ta açıklama yapan Shorten,
“Eğer bir kadına saygısızlık yapıldığına şahit olursam sesimi
yükselteceğim. Eğer bir kişiye derisinin rengi veya dini nedeniyle ayrımcılık
yapıldığına şahit olursam sesimi yükselteceğim” dedi. Bu arada Avustralya’da Trump’ı ilk kutlayan ise sosyal
medya mesajıyla Tek Ulus Partisi Lideri Pauline Hanson oldu. Hanson, Trump’ın
zaferi şerefine parlamento bahçesinde şampanya da patlattı. Hanson, sosyal
medya mesajında ABD seçim sonuçlarının Avustralyalı liderlere ders olmasını
dilediğini de ekledi.
RUDD: ÜLKEMİZ ABD’YE PASPAS OLMAMALI
Federal eski Başbakan Kevin Rudd da
yaptığı açıklamada ülkesinin,
Amerika’nın paspası olmaması için dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Rudd,
Avustralya Hükümeti’nin, özellikle iklim değişikliği ile Asya ve o bölgedeki
ticaret ile ilgili daha dengeli bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtti.
Öte yandan Eski Başbakanlardan Paul Keating,
Amerika’nın yeni başkanını seçmesinin ardından Avustralya’nın dış politikada
Amerika’nın peşini bırakması gerektiğini söyledi. Ülkenin Asya’da
ilişkilere daha fazla konsantre, olması gerektiğini söyleyen Keating, ABD ile
ittifakın hükümet içinde bazıları tarafından kutsal gibi algılandığını
belirtti. Paul Keating; “Geleceğimiz Güney Doğu Asya bölgesinde. Bağımsız
bir dış politika ile Asya’da kendi yolumuzu yapmak zorundayız. Bu şekilde
hareket edersek Amerika’ya da daha fazla yardımcı oluruz” dedi.
HANSON TRUMP’IN ZAFERİNİ ŞAMPANYA İLE KUTLADI
Avustralya’da Müslüman ve göçmen karşıtı
söylemlerde bulunan Tek UlusPartisi,
ABD’de Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın başkanlığa seçilmesi nedeniyle kutlama
yaptı. Federal Parlamento önünde partili senatörlerle bir araya gelen
Tek Ulus Partisi lideri
senatör Pauline Hanson,
Trump’ın başkan seçilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Senatörlerle
şampanya patlatan Hanson, “Çok heyecanlıyım, Donald Trump seçildiği için çok mutluyum”dedi.
Tek Ulus Partisi, Avustralya Federal Senatosunda Hanson dahil 4
senatörle temsil ediliyor. Ülkede 2 Haziran 2016’da yapılan genel
seçimlerde Brisbane senatörü
seçilen Hanson, Müslümanlara ve göçmenlere yönelik ırkçı söylemleriyle
tanınıyor. Parlamentoda yaptığı ilk konuşmada Müslümanları açıkça hedef alan
ifadeler kullanan Hanson, Avustralya’nın almayı taahhüt ettiği 12 bin
Suriyeli mülteciye de karşı çıkıyor.