Saldırgan hakkında ilk ortaya çıkan bilgiler El Nusra bağlantısını ortaya koydu. Ancak kısa sürede sosyal medyada Erdoğan’ın El Nusra’yı terörist olarak görmediğine yönelik sözleri ve AKP’lilerin El Nusra üyeleriyle çekilmiş fotoğraflarının ortaya saçılması üzerine paniğe kapılan AKP medyası, algı operasyonuna başladı.
Her zamanki gibi günah keçisi olarak “paralel” iftirasına sığınıldı ve suikast cemaate yıkılmaya çalışıldı. Ancak AKP’nin algı timinin üç yalanı da yatsıyı bulmadan söndü.
İşte yalanlar ve gerçekler:
1- Sabah gazetesi, saldırgan Mert Altıntaş’ın gazeteci Abdullah Bozkurt’un evinde kaldığı yalanını attı.
GERÇEK: Panikle, alelacele uydurulduğu belli olan iddia Bozkurt tarafından resmi belgeyle yalanlandı. E-Devlet’ten resmi ikamet bilgilerini paylaşan Bozkurt, katilin ev adresinin Demetevler olarak kayıtlı olduğunu, kendisinin ikametinin ise devletin elindeki tüm resmi belgelerde “Serhat” Mahallesinde olduğunu ispat etti.
Konuyla ilgili tweet atan Adem Yavuz Arslan noktayı şöyle koydu:
“Abdullah Bozkurt’un evini en iyi AKP ve Havuz yöneticileri biliyor. Çünkü en az ikisi Abdullah Bozkurt ile komşu. Serhat Mahallesi’nden.”
2- Saraya akredite Abdülkadir Selvi, yalanlar kitabına yeni bir utancı daha ekleyerek saldırganın isminin 2010 KPSS soruşturmasında geçtiğini yazdı.
GERÇEK: Ancak bu da algı operasyonuna hizmet eden koskoca bir yalan. Zira saldırgan Altıntaş 1994 doğumlu. Selvi’nin iddiasına göre saldırganın 16 yaşında KPSS’ye girmiş olması gerekir ki, bu mümkün değil. Zaten hakkında böyle bir soruşturma olsa şu anda aktif görevde olmaz, cezaevinde olurdu.
3- Saldırganın Körfez Dershanesine gittiği yalanını tüm iktidar yandaşları yazdı.
GERÇEK: Ancak “Müddei iktidar olunca iddiasını ispat etmek zorunda olmadığı” Yeni Türkiye’de bu yalan da sadece algı yönetmek için atıldı. Altıntaş’ın Körfez dershanesine gittiğine dair hiçbir bilgi ya da belge yok. Kaldı ki bugüne kadar milyonlarca insan Hizmet dersanelerine gitti. Buna Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki kızı, iki oğlu ve damatları da dahil.
AKP’NİN ALGI OPERASYONU AÇIĞA ÇIKTI!
Erdoğan cephesinde şüphe çekecek derecede planlı, programlı bir algı operasyonu var…
Örneğin olayın sıcaklığıyla Reuters’a konuşan iki Türk güvenlik kaynağı, Rus büyükelçiyi öldüren silahlı kişinin polis memuru olduğunu ancak aktif görevde olmadığını söyledi. Gerçek kısa sürede anlaşıldı. Altıntaş’ın hem aktif görevde olduğu, hem de iki kez Erdoğan’ı korumak üzere mitinglerde görevlendirildiği ortaya çıktı. Mevlüt Mert Altıntaş’ın Erdoğan’ın Aralık 2014 Konya ve 1 Şubat 2015 Bursa seyahatlerinde de görevde olduğu belirlendi. Erdoğan’ın gezilerinde yer alan polislerin tüm geçmişleri ve ilişkileri didik didik edilirken, iddia edildiği gibi bir geçmişe sahip olsa Altıntaş, Erdoğan’ın yanına nasıl yaklaştırıldı? AKP kaynaklarının bu yalanı da ilk andan itibaren algı oluşturmak için attığı ortada.
RUS AJANSI YALANI
Rus ajansları Gökçek’in cemaati suçlayan açıklamalarını düz haber olarak geçerken. Havuz medyası “Gökçek” kısmını gizleyip, “Rus ajansının Hizmet’i suçladığını” iddia ettiler. Ancak bu yalan da paylaşılan haberlerle ortaya çıktı.
Suikastçı polis kimliğiyle içeri giriyor. Sergi alanının güvenlik görevlisi böyle söylüyor. OHAL ile birlikte belediyeler bu tip etkinlikleri 10 gün önceden Emniyet’e bildirmek zorunda. Bu bildirimden sonra Emniyet de belediyeye etkinlikte hangi polislerin görev alacağını ismen söylüyor. Bu durumda suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş resmen görevlendirilmiş oluyor. Ona, suikastı rahat rahat yapsın diye mi bu görevlendirme yapıldı?
Öte yandan dün akşam CNN canlı yayınında saldırganın El Nusra sloganı atmasıyla birlikte El Kaide bağlantısına dikkat çeken Adülkadir Selvi’nin gece kulağı çekilmiş olacak ki, Hürriyet’teki yazısında 180 derece ağız değiştirerek algıyı cemaatin üzerine yıkmaya çalıştı.
Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç, , “O tetiği çekenlerin radikal islamistler olduğundan hiçbir şüphem yok. Ve IŞİD mi yoksa El Nusra mı olduğunun hiçbir önemi yok. Türk güvenlik güçlerinin büyük bir hatası var. Türkiye’de yaşanan son saldırıların ardından ve Suriye’de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak her ihtimale karşı böyle bir üst düzey diplomatın korunması için gerekli önlemler alınmalıydı” dedi. Rusya muhtemelen Rus istihbaratından aldığı bilgiyle Halep’teki cihatçıları işaret ederken, Ankara’nın yalan üstüne yalan atarak sivil toplumu hedef göstermesi, Türkiye’deki katliamların sorumlularının ne hesaplar peşinde koştuklarını açıkça göstermiyor mu?aktifhaber