Recep T. Erdoğan rejiminin “Hizmet Hareketi mensubu” olduğu gerekçesiyle KHK ile görevinden ihraç ettiği polis memuru Halit Gökkaya, ardından tutuklanıp 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 5 yıl cezaevinde kaldı.
Halit Gökkaya, bu süreçte %99 ağır engelli oğlu Hakan’ın bakım yükünün eşinin omuzlarına yıkıldığını, çocuğunu cezaevi görüşlerinde yalnızca bir kez görebildiğini anlatıyor:
“Silah yoktu, şiddet yoktu… Evimizi bastılar; kitaplar, Kur’an-ı Kerim ‘delil’ sayıldı.”
İşte polis memuru Halit Gökkaya ve eşinin KHK TV’nin sorularına verdiği cevaplar:
Sizi “terör” yaftasıyla anlatılan sürece götüren neydi? Neler yaşadınız?
Halit Gökkaya: Alınmam ve eşimin de o yaftaya konulması… İnsan buna defalarca kafasında “hayır” diyor ama oturtamıyor. Biz bunu yapmadık. Terör örgütünde ne olur? Vahşet olur, silah olur, şiddet olur, suç olur, eylem olur. Bizde bunların hiçbirisi yoktu. Biz evimizdeyken, yatıp uykumuzdayken sabaha karşı saat 2’de geldiler. Evimiz arandı, ihraç edildim. Kitaplar, Kur’an-ı Kerim gibi şeyler “suç delili” sayıldı ve bunlarla eşime ve bana terör örgütü yaftası yapıştırılarak bu zulüm yaşatıldı.
Kendinizi tanıtır mısınız? Nerelisiniz, mesleğiniz neydi?
Halit Gökkaya: Ben aslen Kahramanmaraşlıyım. Polis memuruydum. İsmim Halit Gökkaya.
Süreç ne zaman başladı?
Halit Gökkaya: 2016 yılında bu olaylardan dolayı hukuksuz bir şekilde meslekten atıldım.
Sonrasında hangi cezayı aldınız ve ne kadar yattınız?
Halit Gökkaya: Daha sonra 7,5 yıl ceza verdiler. 5 yıl cezaevinde kaldım.
Bu 5 yılın evdeki karşılığı neydi? Aileniz ne yaşadı?
Halit Gökkaya: Bu 5 yıllık süreçte %99 oranında ağır engelli bir oğlum var, ayrıca küçük bir kızım var. Bu süreçte en büyük sıkıntıyı onlar çekti. Eşim tek başına kaldı.
Eşiniz bu süreçte hangi kayıpları yaşadı? Siz neler yaşadınız?
Halit Gökkaya: Eşim, ben içeri girmeden yaklaşık 34 ay önce babasını kaybetmişti. Ben içeri alındıktan sonra da babamı kaybettim. O sırada şehir dışındaydım.
Siz hangi cezaevindeydiniz?
Halit Gökkaya: Toprakkale Cezaevi’ndeydim. Ayda bir açık görüşe gidiliyordu.
Görüşlere nasıl gidiyordunuz?
Halit Gökkaya: Kızımla birlikte araçlarla gidiliyordu. Oğlumu ise eşim bu süre boyunca sadece bir kez görebildi.
Neden oğlunuzu daha fazla götüremediniz?
Halit Gökkaya: Çok götüremedik. Tekerlekli sandalyesiyle içeri alınmadığı için ve sağlık problemleri nedeniyle yolculuğa dayanamadığı için. Oğlum şu an ağzından beslenemiyor. Oksijen ve buhar ihtiyacı oluyor. PEG ile mide tüpünden besleniyor. Yola gidip geldiğinde mutlaka hastalanıyordu.
Siz bu dönemi nasıl tarif ediyorsunuz?
Halit Gökkaya: Çok zor bir süreçti. Çocuklarımla birlikte tek başıma mücadele etmeye çalıştım. Bir yanda eşimin içeride olması, bir yanda uğradığımız haksızlık ve hukuksuzluk… Adaletsizliğin verdiği üzüntü ve omuzlarımıza binen ağır yükler vardı. Benden bir umut bekleyen evlatlarım için ayakta durmaya çalıştım. Ama bizim hayatımızdan, yıllarımızdan hukuksuzca alındı. O yıllar geri gelmez.
Şu an durumunuz nedir?
Halit Gökkaya: Tahliyeden bu yana yaklaşık 5 ay oldu. Cezam bitti ve yanlarındayım. Geçen yılları telafi etmeye çalışıyoruz. Psikolojik, maddi ve manevi olarak toparlanmaya çalışıyoruz.
Oğlunuzun rahatsızlığı nedir?
Halit Gökkaya: Oğlum doğuştan beyincik az gelişmiş. Buna bağlı olarak gözleri görmüyor, yürüyemiyor, konuşamıyor. Ağızdan yemek yiyemiyor. Karnında mide tüpü var ve şırıngayla besliyoruz. Bakımı çok ağır.
Sizi en çok yıpratan ne oldu?
Halit Gökkaya: Eşimin tek başına kalması ve hem oğlumla hem kızımla tek başına ilgilenmek zorunda kalması beni en çok yıpratan şey oldu.
Sesinizi duyurabildiniz mi?
Halit Gökkaya: Hayır. Eşim sosyal medyada videolar çekti, paylaşımlar yaptı ama hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Beş yıl boyunca bu süreci tek başına götürdü.
Bugün talebiniz nedir?
Halit Gökkaya: Hukuksuz yargılandık. Adalet istiyoruz. Görevimize iade istiyoruz. Bizim gibi bu durumda olan insanların da görülmesini istiyoruz. Babası veya annesi içeride olan çocuklar bir an önce ailelerine kavuşsun istiyoruz.
Hakan’la nasıl iletişim kuruyorsunuz?
Halit Gökkaya: Konuşarak. Yanına gidiyorum, üzerini değiştiriyorum, besliyorum. Görmediği hâlde benim üzüntümü, ne yapmak istediğimi anlıyor.
Bu süreçte size kim destek oldu?
Halit Gökkaya: En çok annem destek oldu. Onun dışında çoğu zaman tek başımaydım.
Son sözünüz ne olur?
Halit Gökkaya: Kararlar en baştan belliydi. Biz sadece sonucu yaşadık. Hakkımızı helal etmiyoruz. Burak Akif CAN – ZAMAN Avustralya