ENES CANSEVER-HAFTANIN YORUMU
Siyaset ve
politikadaki ayak oyunları, vefasızlık, yalan, dolan, hile, hurda ve
entrikaları görünce, iğrenmemek mümkün değil. Bu kadar iğrençliğe rağmen, yine
de insanoğlu, adeta pekmez küpüne üşüşen sinekler gibi, bu mekanizmanın
etrafında uçuşup duruyor. Diktatörlerin “neler yaptığının” yanında, asıl
“akıbetinin niceliğine” bakmak lazım.
İşte bu
sorunun en canlı ve sıcak örneği… Özbekistan eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov,
Eylül ayında beyin kanamasından öldü. Pazar günü, Özbekler sandık başına gitti.
Göstermelik de olsa, dört aday yarıştı. Uzun yıllardan beri Kerimov’un
kabinesinde başbakanlık yapan ve 3 aydan bu yana, vekâleten ülkeyi yöneten Şavkat Mirziyoyev,
muhtemelen bugün (Pazartesi) sandığın galibi olarak koltuğa asaletten oturacak.
25 yıl
ülkeyi tam bir diktatör gibi yönetti İslam Kerimov. Ölümünün tam 3.ayında Dede
Kerimov’un ismini taşıyan İslam
Kerimov’un feryadı, İngiltere’den
duyuldu. Bu feryat, bugün aslında birer diktatör gibi ülkeleri yöneten
başkalarına da ders olacak nitelikte.
Eski Özbek
devlet başkanı İslam Kerimov’un kızı ve bir zamanlar ülkenin en güçlü kadını
olarak gösterilen Gülnara Kerimova’nın oğlu, BBC’ye konuştu, annesinin
bulunmasını, Özbekistan’ın yöneticilerinden talep
etti. Torun İslam, dedesinin yıllarca yaptığı zulmü unutarak, annesinin durumu
için, temel insan haklarını
hatırlatıyor, Avrupa’nın göbeğinden.
İslam Kerimov, Dede Kerimov’un haleflerinden, annesinin nerede olduğunu
açıklamalarını istiyor. İşin daha ilginç tarafı, anne Kerimova yakın döneme
kadar, babasının halefi olarak görülüyordu.Hatta Gülnara Kerimova isminin
geçmediği alan yoktu… Ticaret, politika, moda ve pop müzikle olduğu kadar
yolsuzluk iddialarıyla da özdeş bir isimdi.
Annesinin tecridinden ülkedeki güçlü
güvenlik örgütü SNB’yi sorumlu tutan, ülke yönetimini ise; annesine dair bilgi
vermemekle suçlayan Kerimov; “r
soruyu cevaplayamazlar: Annem Gülnara nerede? Ev hapsi mi? Neden? Ne zamandır?
Kimin gözetiminde? Şimdi, öldüğü yönünde söylentiler var. Gerçekten öyle mi? “
diye soruyor.
Çok şok
ibretlik değil mi? Dedesinin belki de cesedi daha bozulmadan, siyasetteki
vefasızlık, böyle feryat ettiriyor. Henüz 3-4 ay önce Cumhurbaşkanı İslam
Abdulganiyuviç Kerimov’un, korkusu ülkeye hâkimdi. Bugün ise annesinin hayatta
olup olmadığını öğrenemiyor torunu…
Aslında Sovyet
ahlakıyla yaşayıp, büyüyen ama hiç ders almadan aynı ‘ahlakla’ ülkeyi, 25 yıl
zulüm ve baskı cenderesinden
geçiren İslam
Kerimov’un, particilik ve siyaset arasındaki vefasızlığı, yıkılan Sovyetler
Birliği’yle somut bir şekilde görmesi gerekirdi. Ama ‘tek adam olma’ ve siyaset şehveti, politikacıları ve
diktatörleri kör ettiği için, Kerimov da aynı körlüğe mahkûm
oldu. Ve maalesef gerçekler, gözlerini
perdeledi,
tam çeyrek asır… Çünkü diktatörleri, etrafındaki hiç kimse eleştirmez, sadece duymak istediklerini
söylerler.
Her yönüyle, günümüzün adeta açık bir müzesi haline
gelen, 1990’da yıkılan Sovyetler Birliği ve Komünist Partisi’nin bıraktığı
travmalar, bugünkü diktatörlere ders olmalı(ydı). Komünist Partisi’nin nasıl
insanı birer ideoloji körü haline getirdiğini anlatıp durdular, o dönemin
şahitleri… Menfaati için, partililerin dâhil herkesin birbirlerini nasıl
acımasızca gammazladıklarını itiraf etmişlerdi, Komünist Parti’nin şakşakçıları…
Kim bilir, Parti
liderinin gözüne girmek için, ne tür
senaryolara imza atıyor ve ne gibi akrobatlıklarda bulunuyorlardı?
Partinin yayın organı Pravda Gazetesi, sosyalizm
sıtmasına yakalanmış her particinin sembol markasıydı. 80’li yıllarda
ideolojinin ateşli bir bestecisi Pravda’nın tirajı, 10 milyondan aşağı düşmüyordu. 90’lı yıllarda kızıl rüzgâr
dinmeye başlayınca devlet desteği de kurtaramadı Pravda’yı. Şimdilerde
yaptıklarının mahcubiyetini utancını yaşıyorlar mı, yaşlı gazetenin
yazar-çizerleri? Bu bilinmez ama çoktan unutulduklarını rahat söyleyebiliriz…
Bundan ders çıkarması gereken sadece Özbekistan değil
elbette… Akraba ülkeler de ibret
almalı…Havuz medyası ve ülkemiz de ders çıkarması gerekenlerin başında
geliyor…Halkı bilgilendirmeyi ve doğru haberciliği, kendilerine yeniden rehber
edinmek zorundalar, kalemini satan nadanlar ve nobranlar … Aksi takdirde, devletin ve hükümetin desteğinin
sona ermesiyle Pravda’nın düştüğü hazin duruma düşmeleri mukadder.
Ayrıca, iktidar partisinin
tetikçiliğini yapan kalemşörlere, SSCB Komünist Partisi’nin nasıl insanı birer ideoloji körü haline getirdiğini
görebilmek için ‘eski bir tetikçi veya eski bir komünist’ olmak gerekmiyor.
Sisteme bakmak istiyorsanız,
Sovyetler Birliği’ne…
Ders olacak partiyi görmek
istiyorsanız, Komünist Partin’in hazin haline
bakmak yeterli.
Yüzeyden bakıp, ‘dipten gelen dalga’nın gerçeği fark
ettirmiyor, ne yazık ki siyaset…Siyaset ve hazin tabloyu görmek istiyorsanız, Diktatör
Kerimov’un
ailesi ve dramına bakmak yeterli…
e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com.au