DOÇ.DR. SALİH YÜCEL
Sarhoşa
sormuşlar. Neden içiyorsun? Dertlerimi unutmak için içiyorum demiş. Fakat
sarhoşluk geçince dertlerim katlanıyor demiş. İçki sarhoşlugu olduğu gibi haset
sarhoşluğu da var.
Geçenlerde hanımefendinin biri eşimi telefonda ağlayarak
arıyor. Ehli hasedin televizyonlarında çıkan yalanı gerçek zannetmiş. Haberde
Hocaefendi’nin kaldığı bina yanmış kül olmuş. Hocaefendi ve arkadaşları yanıp
ölmüşler. Geçen hafta da Hocaefendi
Kanada’ya kaçtı diye yalanlarına bir büyük yalan daha eklediler. Her ay böyle
yalan haber yapıp bir kaç saat haset sarhoşluğu yaşıyorlar. Sonra yalancı
oldukları ortaya çıkınca dertleri katlanıyor. Bu konuda ehli haset, ehli küfrü
dahi yüz kat geride bıraktı. Evet dünyada dahi vicdanen cehennemi bir azap
çekiyorlar. Çünkü haset, en çok haside zarar verir.
Zannediyorlarki
Hocaefendi vefat ederse bu iş bitecek. Ey haset sarhoşları, Hz. Peygamber dahi
vefat edince bu dava bitmemiş. İslam davası kişilerle kaim değil ki bu dava
bitsin. Bediüzzaman vefat edince davası bitti mi? Daha da büyüdü. Allah
Hocaefendiye uzun ömürler versin. Her fani gibi Allah’ın taktir ettiği vakitte
o da ebedi aleme göçecek. Fakat Hizmeti İmaniyye ve Kur’aniyye Allah’ın inayet
ve keremi ile daha da büyüyecek. Bu yapılan zulüm ile Hizmeti İmaniyye ve
Kur’aniyye ve prensipleri Allah’ın inayet ve keremi ile gelecekte dünya da
çağlayanlar gibi olacak. Tarihte bunun onlarca misali var. İmam Azam’a
yapılmadık zulüm kalmadı. Bir rivayete göre hapishanede şehit edildi. Davası
bitti mi? Bugün alemi İslamın yarısından fazlası onun fıkhi prensipleri ile
amel ediyor. O zamanda kalemini para ile satan bazı alimlerin ise bugün adı
dahi bilinmiyor.
Gazetecilerin
‘kalemimiz namusumuzdur” diye çok önemli bir prensibi vardır. Boston Globe
gazetesinin köşe yazarı 2002 yılında, çalıştığım hastahanede benimle röportaj
yapmaya gelmişti. Akşam yemeği vakti olduğu için kendisine kantinden yemek
almak istedim. Fakat parasını bana verdirtmedi. Gazeteciliğin ahlaki
prensiplerini ciğneyemem dedi. Ehli hasedin gazetecileri bu gayri müslim
gazetecinin onda biri kadar gazeteciliğin bu ahlaki prensiplerine keşke bağlı
olsalardı. Gün gelecek bu dünyada olmasa bile ahirette yedikleri haramın, attıkları iftiraların
hesabını Allah’a verecekler. Kalemlerinden akıttıkları zift, eğer Allah
afetmezse, cehennemde kendileri için katran olacak.
Kan Gölü Suriye
Suriye’de,
Japonya’ya atılan atom bombalarının dört katı kadar tahribat var. Çoğu sivil
olmak üzere üç yüz küsür bin kişi öldürüldü. Dört küsür milyon evini terk edip
ne sıkıntılar içinde yaşıyor. Suriye de evlerin yarısı yıkılmış durumda. Bunun
sebebi kim. Elbette başta Suriye idaresi, sonra İran ve sonra da yangının üzerine
benzinle giden Türkiye’nin görünen ve görünmeyen idarecileri.
Şehit Ramazan
el-Buti defalarca Türkiye’deki ilgili yetkililere mektup yazıyor. Yangın var,
siz de bu yangına benzin dökmeyin. Bediüzzamanın tabiri ile kalbi, siyaset ile
ifsat olmuş hayalperestler bunu duymadı, görmedi veya göremedi. Basiretleri kör
oldu ve hala kör. Evet İslam tarihinde her büyük devlet adamının arkasında, hiç
bir dünyevi beklentisi olmayan manevi önderler olmuştur. Manevi önderi olmayan
devlet adamları, pusulası olmayan okyanustaki gemiye benzer. Akibetleri hiç iyi
olmamış, fakat aynı zamanda devletlerin yıkılmasında da rolleri büyük.
Mevki, makam ve
para beklentisi olmayan manevi önderlerden mahrum olanlar, ölen Suriye’li
siviller, kadınlar çocuklar onların vicdanlarını sızlatmadı. Evet bunu niye
yazıyorum. Ehli hased ile beraber olunsaydı bu korkunç Suriye cinayetinin manen
ortağı olunacaktı. Bu vebal, hem dünyada Hizmeti bitirir hem de ahirette de
vebali çok büyük olurdu. Sonuç viraneye dönmüş Suriye üçe bölünecek ve nesebi
gayri sahih üc devletcik doğacak. Bu devletlerin anneleri Suriye, İran ve
Türkiye. Dıştaki babaları kim ve kimler olduğunu ise her üç ülkenin derin
devletin kirli beyinleri, kalpleri ifsat olmuş siyasetcileri biliyor. Fakat
halkımız iki milyon Suriyeliyi misafir etme cömertliğini gösterdi. Perde
arkasında Suriyeli’nin kanı üzerinde pazarlık yapan dış ve iç güçlerin, kirli
emellerinin farkında olmayan halk bu cömertliğini devam ettiriyor. Üç beş tane dünya perest, makam perest ve
zalim idareci yüzünden asrın mağduru duruma düşen Suriye halkının barış ve
huzuru için duaya devam edelim.