Türk hükümeti ve istihbarat teşkilatı MİT’in talebi ile Pakistan’da Gülen Hareketi ile irtibatlı Türk eğitimci ve girişimcilere yönelik illegal kaçırma teşebbüsleri devam ediyor.
Önceki gün eğitimci Mesut Kaçmaz ve ailesinin Lahor’daki evlerinden kaçırılmalarının ardından dün gece de İslamabad’da bir başka Türk ailenin evine baskın oldu. Kimliği belirsiz kişiler bu kez 21 yıldır Pakistan’da yaşayan, daha önce öğretmenlik yaparken şu anda yayıncılık faaliyetlerinde bulunan Y.Ö.’nün evini bastı.
Kendilerini Pakistan istihbaratı FIA mensupları olarak tanıtan 5 kişi, önceki gün saat 23.00 civarında Y.Ö.’nün evine geldi. Kendisine, Pak-Türk okulları yöneticisi Murat Evin’in yerini sordular. “En son onunla sen görüşmüşsün. Bize yerini söyleyeceksin. Aksi takdirde Pakistan’daki bütün Türkleri toplayıp götüreceğiz” tehdidinde bulundular. Y.Ö.’nün kimlik sormasına rağmen hiçbiri kimlik göstermedi. Buna rağmen çocuklarının gözleri önünde Y.Ö.’nün Pakistanlı eşini, Murat Evin’in kaldığı yeri göstermesi için arabaya binmeye zorladılar. Fakat Pak-Türk okulu avukatının araya girmesi ile bu girişim son anda engellendi. Sivil giyimli şahıslar, saat 01.00 sularında evden ayrıldı.Y.Ö. dün karakola giderek suç duyurusunda bulundu. Gelenlerin kimlik göstermeksizin evine baskın yapmaları, kendisi ve eşini zorla alıkoymaları, tehdit etmeleri nedeniyle şikayetçi oldu.
PAK-TÜRK OKULUNDA ÇALIŞANLAR TEHDİT ALTINDA
12 yıldır Pakistan’da bulunan Murat Evin’in Pak-Türk okulunun kurucularından biri olması nedeniyle Türk istihbaratının hedefinde olduğu belirtiliyor. Kaçmaz ailesinin kaçırılmasının ardından endişelenen Evin ve ailesinin, evlerini terk etmek zorunda kaldığı öğrenildi.
Pakistan’da geçen yıldan bu yana Türk eğitimcilere yönelik bir cadı avı var. Pak-Türk okulu, Türk hükümetinin isteği ile kapatılmış ve bütün eğitimcilerin ülkeyi terk etmesi için 1 ay süre verilmişti. Okul, Türkiye’deki iktidar partisi AKP’nin bir uzantısı olan Maarif Vakfı’na devredilmek istenmişti. Okulun mütevelli heyeti kararı mahkemeye taşırken eğitimciler de ülkedeki Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) koruması altına alınmıştı. BM’nin verdiği özel vize ile ülkede kalan eğitimciler, mahkeme kararını bekleme kararı verdi. İslamabad Yüksek Mahkemesi Mart 2017’de kararı durdurmuş ve devletin özel bir işletmeye el koyamayacağına hükmetti. Ayrıca eğitimcilerin, UNHCR’ın verdiği sertifika ile 20 Kasım 2017 tarihine kadar hiçbir şekilde deport edilemeyecekleri veya haklarında işlem yapılamayacağı kararını da verdi.
Bunun ardından faaliyetine devam etmek isteyen Pak-Türk okulu, Türk idareciler ve öğretmenler olmadan faaliyetlerini sürdürmeyi kararlaştırdı. Okulda şu an sadece Pakistanlı yerel idareci ve öğretmenler görev yapıyor.Türk istihbaratı kanalıyla büyükelçiliğe bir liste geldiği ve bu listede adı geçen herkesin yakalanıp kendilerine teslim edilmesi için Pakistan hükümetine ulaştırıldığı öğrenildi.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KORUMASINA RAĞMEN
Okulun bulunduğu İslamabad en fazla Türk ailenin yaşadığı şehir. Y.Ö. de onlardan biri. Alınan bilgilere göre bazı Türk eğitimci ve girişimciler, geçtiğimiz pazartesi günü takip edildiklerini fark ettiler. Koruması altında oldukları UNHCR ile görüşerek bilgilendirdiler. “Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Tehlike altındayız” diyerek ekstra koruma istediler. 2 gün sonra da Lahor’da Mesut Kaçmaz ve ailesi gece yarısı evlerinden kaçırıldı.Bunun üzerine İslamabad ve Lahor’da Gülen Hareketi’ne yakın bütün Türk aileler, evlerini terk etti. Gruplar halinde kendilerini misafir etmek isteyen Pakistanlı ailelerin yanına yerleştiler. Mahkeme kararına rağmen illegal bir şekilde kaçırılmak istenmeleri nedeniyle de bugün itibariyle teker teker mahkemeye giderek suç duyurusunda bulunmaya başladılar.Öte yandan Mesut Kaçmaz ve ailesinin Lahor’da bir villada tutulduktan sonra İslamabad’a transfer edildiği bildiriliyor. Türkiye’ye deport edilmek istenen ailenin yeri gizli tutuluyor. Kimse ile de görüştürülmüyorlar.tr724