Avustralya’ya kaçak yollarla
girmeye çalışan sığınmacıların gönderildiği Manus Adası’ndaki gözaltı
merkezinde kalanların, zor şartlar altında oldukları belirtildi. Al Jazeera
televizyonu, gözaltı merkezinde kalan sığınmacılara ulaşarak kampın
kapatılmasına yönelik endişelerini ve buradaki yaşam koşullarını haberleştirdi.
Avustralya Federal hükümeti, ülkeye
teknelerle ulaşmayı başaran sığınmacıları deniz aşırı ülkelerde kurduğu gözaltı
merkezlerinde tutuyor.
Sığınmacıların hiçbir zaman
Avustralya’ya alınmayacağını her fırsatta söyleyen federal hükümet, yaklaşık 4
yıldır gözaltı merkezlerinde tutulan 2 binden fazla sığınmacının ABD’ye
yerleştirilmesi için eski ABD Başkanı Barack Obama ile anlaşmaya varmıştı. Yeniden
yerleştirme anlaşması kapsamında ABD’ye alınacakları belirlenen sığınmacılardan
yaklaşık 50’si geçen ayın sonunda bu ülkeye gönderildi. Kalan sığınmacıların
ise Papua Yeni Gine’ye bağlı Lorengau kasabasına yerleştirilmesi planlanırken,
gözaltı merkezinde kalan 600’den fazla kişi, gıda, su ve elektriğin yarından
itibaren kesileceğini, bu nedenle de geleceklerinden endişe duyduklarını
belirtti.
ENDONEZYALI SIĞINMACI: DEVLET BENİMLE İLGİLİ TÜM BİLGİLERİ BİLİYOR
Al Jazeera muhabirinin röportaj
yaptığı 4 sığınmacıdan biri olan Endonezyalı Persia, 2013’te ülkesinden
Avustralya’ya geçmeye karar verdiklerini ancak bindikleri teknenin alabora
olduğu, kurtarılanların tekrar Endonezya’ya gönderildiğini, ikinci denemesinde
ise Avustralya’ya ulaşmayı başardığını anlattı. Ancak Avustralya’ya adım atar
atmaz gözaltına alınarak zorla Manus Adası’na gönderildiğini belirten Persia,
“Avustralya’nın insan haklarını uygulayan bir ülke olduğunu düşünürdüm,
tamamen yanılmışım. Burada, laboratuvar faresi gibiyiz. 4,5 yıldır Avustralya
hükümeti tarafından izleniyorum. Neyi sevdiğimi, neyi sevmediğimi, iç
çamaşırımın ne renk olduğunu, ailemi ve tüm zayıf yönlerimi detaylı olarak
biliyorlar.” diye konuştu.Büyük stres altında yaşadıklarına ve
durumlarının “çok korkunç” olduğuna işaret eden Persia, “Hiçbir
gelecek göremiyorum. Açıkçası, ölmek bu kölelikten daha iyi.” dedi.Lorengau’ya
taşınmanın kendisi için bir seçenek olmadığını çünkü buraya giden diğer
sığınmacıların yerel halk tarafından hoş karşılanmadığını ve bu kişilere kötü
davranıldığını dile getiren Persia, “İnsanları adadan (Manus) çıkarmak
için tüm kaynakları keseceklerini söylediler ama burada kalacağız çünkü burası
güvenli. Bizi vurup öldürene kadar burada kalacağız.” ifadelerini
kullandı.
İRANLI SIĞINMACI GAZETECİ: SANKİ SAVAŞ BÖLGESİNDEMİŞİZ GİBİ
Sığınmacı ve gazeteci Behrouz
Boochani, 2013’te İran’dan kaçarak geldiği Avustralya’da gözaltına alınarak
Manus’a getirildiğini söyleyerek “Manus’ta, sanki savaş bölgesindeymişiz
gibi yaşıyoruz. Sığınmacılar kötü bir şey olmasına her an hazır. Her an
askerler gelip, kampa saldırabilir.” şeklinde konuştu.Manus’taki
sığınmacıların Lorengau’ya yerleştirilmesinin iyi bir fikir olmadığını savunan
Boochani, şunları kaydetti: “Yerel halk Avustralya hükümetine kızgın çünkü
hükümetin kendilerini aşağıladığını ve isteklerini umursamadığını düşünüyor.
Sığnmacıları darp ederek hükümete mesaj göndermeye hazırlar ki bunu yaptılar
da. Çok sayıda sığınmacı yerel halk tarafından darp edildi, soyuldu.”
Papua Yeni Gine askerleriyle
sığınmacılar arasında zaman zaman gerginlik yaşandığına dikkati çeken Boochani,
“Avustralya hükümeti ve tüm dünya şu basit şeyi neden anlamıyor? İnsanlar
bu ülkeye (Papua Yeni Gine) gelmedi ve burada olmak istemiyor. İnsanların 4
yıldan uzun süredir işkence gördüğünü neden anlamak istemiyorlar?” dedi.
AFGANLI SIĞINMACI: YEREL HALK BİZİ İSTEMİYOR,GİTMEK İSTEMİYORUZ
Afganistan’daki çatışmalardan kaçarak geldiği Avustralya’da 2013’te
gözaltına alınarak adaya getirilen Abdul, kendisine Papua Yeni Gine’ye yerleşmesinin
teklif edildiğini belirterek “Bu fikre her gün karşı çıkıyorum, yerel
halkın bana saldırmasından korkuyorum. Halkın çoğu bizi orada istemiyor.”
dedi. Gözaltı merkezinden ayrılmak gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve
Lorengau’ya zorla gönderilmekten korktuğunu dile getiren Abdul, şunları
söyledi:”Avustralya bana hayvanat bahçesindeki bir hayvanmışım gibi
davranıyor. Travma, depresyon, mide sorunları yaşadım ama hiç bu kadar
korkmadım. Kaybedecek bir şeyim kalmadı o nedenle haksızlığa karşı susmayacağım.”
İran’dan 15 yaşında kaçan Amir, önce Malezya’ya gittiğini, birkaç yıl sonra
da Avustralya’ya geçtiğini ancak 2013’te gözaltına alınarak Manus’a
gönderildiğini hatırlattı.Amir, “Evinizden kilometrelerce uzaktaki tropik
adada bir hapisahnede olduğunuzu düşünün. Avukat yok, ceza yok, hak yok, hiçbir
şey yok. Kirli yemek, kirli koşullar, sıtma, gardiyanların korkunç muamelesi,
zaman zaman da saldırı ve aşağılamaları var.” dedi. Amir de diğer
sığınmacılar gibi adayı terk etmek istemediğini kaydederek “Şimdi
yapabileceğimiz tek şey buradan ayrılmaya direnmek çünkü ölüm bizi buranın
kapısında bekliyor. Yemeksiz, susuz da öleceğimizi biliyoruz ama en azında
kendi ayaklarımızla kendi ölümümüze yürümeyiz.”