Prof. Yaman Akdeniz, AİHM’nin 15 Temmuz’dan bu yana yapılan 25 bin başvuruyu OHAL Komisyonunu gerekçe göstererek reddetmesini değerlendirdi. AİHM, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yapılan yaklaşık 25 bin başvuruyu, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunu adres göstererek reddetti.
Ancak, ilk
sonuçları kasım ayında çıkması beklenen OHAL Komisyonu değerlendirdiği hiçbir
sonucu açıklamış değil. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Yaman Akdeniz, AİHM’nin, etkisiz bir iç mekanizmaya dosyaları göndermesini
eleştirdi, OHAL Komisyonunun da belirsizliklerle çalışmayı yürüttüğünü,
binlerce başvurunun içinden nasıl çıkılacağına dair hiçbir bilginin olmadığını
söyledi.
Evrensel’den Çağrı
Sarı’nın haberine göre; AİHM 15
Temmuz’dan sonra biriken dosyaları iade ediyor Son olarak 25 bin dosya için iç
hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini savundu. AİHM’nin işaret ettiği OHAL
Komisyonu ise 17 Temmuz’da başvuruları almaya başlamıştı. Kasım ayında ise ilk
sonuçları duyuracağını ilan etmişti.
Ancak kasım
ayında olmamıza rağmen hâlâ bir sonuç açıklanmış değil. OHAL Komisyonu
Başkanlığını yürüten Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteş, müsteşar olarak
atandığından bu yana komisyon başkanlığı boş duruyor. Komisyon başkanlığını
görevini Başkan Vekili Salih Tanrıkulu yürütüyor. Komisyon ise şu anda 6 kişi
ile görevine devam ediyor. Komisyona 57 bin 340 kişinin başvuruda bulunduğu
biliniyor.
AİHM’NİN İÇ HUKUKU
İŞARET ETMESİ DOĞRU BİR KARAR DEĞİL
Bilgi
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, AİHM’nin
haziran ayında verdiği ihraç edilen Gökhan Köksal kararına atıf yaparak,
KHK’lerle ihraç edilen herkesin, özellikle barış için akademisyenlerin özel
olarak değerlendirilmesi gerektiğini AİHM’ye defalarca aktardıklarını söyledi
ve AİHM’nin Köksal kararını OHAL Komisyonuna yönlendirdiğini hatırlattı.
Tek hakimin aynı
kararı ‘kes yapıştır’ ile KHK’lerle ihraç edilen tüm başvuruculara gönderdiğine
dikkat Çeken Yaman Akdeniz, “AİHM’nin kararı benim açımdan yanlış bir karar.
Çünkü Türkiye’de hiçbir alanda etkili bir iç hukuk yolu yokken ve bu komisyon
yaklaşık 15 Temmuz darbe girişiminden 1 sene sonra aktif hale geldi. O da
Avrupa Konseyinin baskısıyla. O arada Anayasa Mahkemesi de yapılan başvurulara
da bir çözüm sağlamadı” dedi.
OHAL KOMİSYONU
BELİRSİZLİKLERLE DOLU
OHAL
Komisyonunun darbe girişiminden bir yıl sonra kurulduğuna, kurulduktan sonraki
90 günlük bir süreçte, tek bir tane dahi karar çıkmadığına işaret eden Akdeniz,
“Sorsanız, çok fazla başvuru var, iş yükü falan diyecekler. En azından komisyon
bazı ilke kararları alabilirdi. Bu kadar başvuruyu nasıl değerlendireceği
açısından alabileceği ilke kararları olabilirdi. Hiçbir şey yok. Ne şekilde
hareket edeceğine dair de komisyon bilgisi yok. Belge yok karar yok. İlk
başvurana önce mi karar verecek, mesela Nuriye-Semih başvuruları ile ilgili
kampanyalar var. Bu şekilde bir önceliği olacak mı? Ne yapacak? KHK sırasına
göre mi gidecek? Başvuru sırasına göre mi gidecek? Bu kadar binlerce başvurunun
içinden nasıl çıkacağına dair hiçbir bilgimiz yok” dedi.
ETKİSİZ BİR
MEKANIZMAYA PASLADILAR
Vakit geçtikçe
ihraç sürecinin devam ettiğini söyleyen Akdeniz, “OHAL Komisyonu kararını
verdikten sonra, idari yargıya gidecekler, orada etkili olamazlarsa Anayasa
Mahkemesine, sonra AİHM’ye gidecekler. AİHM’nin yaptığı en büyük hata
“Bunu siz içeride çözün” demek oldu ve etkisiz bir iç
mekanizmayla bütün bu sorunların çözülmesi bekleniyor. Ki çözülmesi de pek de
mümkün olmayacak” ifadelerini kullandı.