Özgün ve protest müziğin önde gelen isimlerinden Ahmet Kaya’nın, memleketi Malatya’da yapılan balmumu heykeli, 61’inci doğum günü sebebiyle ziyaretçi akınına uğradı.
Paris’te 16 Kasım 2000 tarihinde hayatını kaybeden Ahmet Kaya’nın dünyaya geldiği Malatya’da, Büyükşehir Belediyesi tarafından Sanat Sokağı’nda yaptırılan Kültürevi sanatçının sevenleriyle doldu. Balmumu heykeli inceleyen ve resimler çektiren Ahmet Kaya’nın sevenlerinden bazılar onun için dua etti.Kültürevi çalışanı Çağrı Bayram, Kaya’nın, 28 Ekim 1957’de bulundukları sokakta doğduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Biz Ahmet Kaya’nın doğduğu sokağa heykelini diktik. Dışarıdan, özellikle İstanbul, Ankara gibi illerden çok fazla gelen oluyor. Ahmet Kaya’nın heykelini, eşyalarını görebilmek için. Kendisi öldü, ama biz heykeliyle burada kendisini yaşatıyoruz, şarkılarıyla yaşatıyoruz. Bugün doğum günü. Bugün çok fazla ilgi var.”
HEP AYNI ZULÜM; LİNÇ, SÜRGÜN
‘Kürtçe şarkı söyleyeceğim’ dediği için linç edilen bu yüzden sürgün hayatı yaşadığı Fransa’da 43 yaşında hayatını kaybeden Ahmet Kaya’nın bugün doğum günü. 28 Ekim 1957’de Malatya’da işçi bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğan Ahmet Kaya, babasının kendisine daha küçük yaştayken hediye ettiği bağlamayla müzik hayatına başladı. Çocuk yaşta Malatya’dan ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eden Kaya’nın İstanbul’a da alışması zaman aldı. İlkokulu Malatya’da okuyan Kaya, göç ettiği İstanbul’da ise okula gitmedi. Kentte işportacılık yapmaya başlayan Kaya, plak ve kaset satan bir dükkânda çalıştı. Yaşamı boyunca bağlama tutkusundan vazgeçmeyen Kaya, Boğaziçi Üniversitesi’nde Ruhi Su ile tanışma fırsatı buldu. Bu tanışma, Kaya’nın hayatında bir dönüm oldu. Ruhi Su’nun, Mahsus Mahal isimli türküsünü seslendirerek müzik dünyasına adım attı. Kaya, bu sırada, siyasi bir suçlamadan ötürü 5 ay cezaevinde kaldı. Daha sonra askere gitti ve askerdeyken bile müzik çalışmalarına ara vermedi. Halk müziği, özgün müzik ve protest müzik tarzı ile toplum sanatçısı kimliğini taşıyan Kaya, “Ağlama Bebeğim”, “Acılara tutunmak”, “Yorgun Demokrat”, “İyimser Bir Gül”, “Sevgi Durumu”, “Dinle Sevgili Ülkem” ve “Hoşçakalın Gözüm” gibi albümler çıkardı. Kaya, kendisinin yazmış olduğu bestelerle birlikte Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe ve Ahmed Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de besteledi.
Ahmet Kaya, 10 Şubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess Otel Kongre Salonu’nda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı. “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum” sözleri üzerine davetlilerin bir kısmının tepkilerine ve hakaretlerine maruz kaldı. O akşamki konuşmasının ardından linç girişimlerine maruz kalan Kaya için sürgün yolu da görünmüş oldu. Linç akşamını izleyen sonraki süreçte mahkemelerden davalardan bir türlü yakasını kurtaramayan Kaya, Avrupa’ya gitmek zorunda kaldı. Avrupa’da verdiği bir konserde, “Geceleri üşüyorum. Sorun kalorifer sorunu değil. Sorun yorgansızlık sorunu da değil. Ben vatansızlıktan üşüyorum” sözleriyle ülke hasretini dile getirdi.
Kaya, 16 Kasım 2000 yılında “Hoşçakalın Gözüm” isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris’in Porte de Versailles semtindeki evinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi ve Paris’in Peré Lachaise mezarlığına defnedildi.