ZEYNEP AKSU
Ülke tarihinin en kötü ve derin ekonomik krizini, dış ilişkiler ve uluslararası arenada basiretsiz günlerini yaşıyor. Bir yanda yoksullukla, işsizlikle boğuşan halk, diğer yanda pyd lilere selam yollayıp alınlarından öpen serok Ahmet’in zorla TSK yı soktuğu Suriye de ki belirsizlik.
Bir diğer yanda hapishanelere doldurulan suçlu, suçsuz akademisyenler, üniversitelerden ihraç edilen Prof,lar. Eğitim yollarında sınavdan sınava at gibi koşan gençlerimiz, okullar bittikten tüm sınavlar verildikten sonra mülakat saçmalığıyla elenerek mağdur olan, yüksek eğitim almış gençlerimizin geleceklerini yurt dışında aradıkları ve kendi öz vatanlarından umutlarını kestikleri bir devir.
Bu kadar içten ve dıştan kuşatıldığımız bir dönem daha kurtuluş savaşından beri olmamıştı ve biz Milletçe denize düştük ve sarılmaya yılan arıyoruz, eğer o yılanı bulamazsak?
Hep beraber boğulacağız.
Halkı üç kuruş daha ucuz diye tanzim satış kuyruklarında süründürenler, bu Milletin parasını olmayacak yerlerde batırmaya devam ediyor. Devletin TC Ziraat bankasının ORA AVM ile batan kredisi tam tamına 270,000,000 euro yani yaklaşık 1,700,000,000 Türk Lirasıdır. Bu tek kalemde batan ve bir daha geri gelmeyecek paradır.
Bu hangi akla, hangi Devlet adamlığına ve hangi Devlet yöneticiliğine sığar. Halk artık aç gezmiyor, resmen sürünüyor, sofraya koyduğu yavan ekmeğe ve musluktan akan şebeke suyuna bile ek vergi veriyor. Hükümet asgari ücretliden ve çalışan emekçi kesimden toplanan vergilerle ekonomiyi ayakta tutmaya çalışıyor.
Aslında yaptıklarına kendileri de inanmıyorlar ve sadece günü kurtarmaya çalışıyorlar. Koca 80 milyonluk ülkeyi 16 senenin sonunda getirdikleri durum kısaca bu. Gübreyi ve samanı bile ithal eder duruma geldik, bu nasıl bir ayıptır? Bu nasıl bir politik yanlıştır? Biri çıkıp söylesin?.
IRKLARA, CEMAATLERE VE MESHEPLERE BÖLDÜLER AMA HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜREMEDİLER
Ülkede para eden ne varsa satıldı, üretim durdu, köyler bilerek büyük şehirlere göç ettirildi. Bana göre asıl amaç ülkeyi dışa bağımlı yapmaktı çünkü ülkemiz üstünde çok çeşitli bölme planları yapıldı ve başaramadılar. Irklara böldüler, cemaatlere böldüler, mesheplere böldüler ama bu halkı birbirine düşüremediler.
Elbette su uyur düşman uyumaz ve bir başka yöntem de ülkeyi dışa bağımlı yapmak ve en ufak bir yanlış politika da dünya ülkelerinin ülkemize ambargo uygulaması.
Böyle giderse?
Bu kaçınılmaz olacak ve asıl kıyamette o zaman kopacak. Halk birbirini yiyecek marketler ve AVM ler talan edilecek, halk suçlamaya adam da bulamayacak çünkü bu yanlış politikaların sahipleri her şeyi dış güçlerin üstüne atıp işin içinden sıyrılacak.
Aslında düşünüldüğünde bu çok açık bir plan ama benim anlayamadığım bu planı insanlar nasıl görmez?
Beklide algı tamda bu sırada devreye giriyor, çünkü ülkedeki yandaş televizyon kanalları gümbür gümbür çalışıyor ve utanmadan ülkeyi İsviçre gibi gösteriyor. Halk zaten çalışmaktan ve ay sonunu nasıl getireceğini düşünmekten bitap düşüyor eve geldiğinde de televizyonun başında yağcıları izlerken oturduğu kanepede uyuyor.
MİDESİ SIRTINA YAPIŞMIŞ GECELERİ AÇ YATAN BİR TOPLUM
Alın size midesi sırtına yapışmış geceleri yatağına aç giren ve aç uyuyan bal gibi bir toplum. Boşuna yönetmek için cahil toplum aramıyor adamlar, çünkü akıllı insanlar kendilerini yönetmeye akıllı adamlar isterler. Böyle bizdekiler gibi diploması bile olmayanları baş tacı yapmazlar değimli ama?.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Trabzon da halka hitap ediyor “CE HA PE pislik, çöp ve çukur diyor. Benim aklıma oturduğumuz semtin gecekondu olduğu günler geliyor, neden mi?
Ben çocukken toprak yolda ya da evlerinin avlularında kadınlar kavga yaparken birbirlerine, sen pisliksin, sen terbiyesizsin, sen çöplüksün, diyorlardı. Bakıyorum devir farklı, dinleyenler farklı, söyleyen çok ama çok farklı. Kendime bakıyorum, yoksa çocukluğumdaki gecekondu mahallesinde miyim diye, hayır buradayım bu devirde hem de elinoğlunun uzayda sebze yetiştirmeye başladığı bir dönemde 2019 da.Gözlerimi siliyorum, kulağıma inanamıyorum, olmaz olamaz! Vallahi bu söylem, bu telâfuz ve bu seçim propagandası olamaz.
Hele de benim ülkemde asla olamaz! Ve de olmamalı ama oldu, oluyor ve sanıyorum olacakta. Artık meydanlarda ki ve medyadaki siyasi kirlilikten boğuluyoruz, sanal hayallerden boğuluyoruz, havada kalan vaadler den boğuluyoruz.
Ülkemiz iç ve dış düşmanla çevrildi ve biz boğuluyoruz. Milletçe geçim sıkıntısı, işsizlik ve yoksulla mücadele ederken sırtımızda keyiften tepinen yöneticilerden, yandaşlardan, yağcılardan, bıktık nefes alamıyor ve boğuluyoruz.
Küçük esnafın ödemek zorunda kaldığı vergiler, bankaların kredilerden aldığı yüksek faizler, eğitimdeki sürekli değişen ve bir türlü dünyaya ayak uyduramayan sistemden boğuluyor.
MİİLLETÇE DENİZE DÜŞTÜK BOĞULUYORUZ VE SARILMAYA YILAN ARIYORUZ. zynpaks34@gmail.com