Enflasyon tek haneli rakamlara inmiş.
Erken seçim habercisi mi..?
Ayasofya, cami yapılmaya hazırlanılıyormuş.
Seçim yatırımı mı..?
Savaşa destek yüzde 90’lara yaklaşmış.
Bu bir sandık öngörüsü mü..?
**
Seçim iki nedenle yapılır:
Bir, normal takviminde zamanı gelmiştir.
İki, siyasi tıkanıklığı aşmak için başka yol kalmamıştır.
**
Misal, İngiltere 12 Aralık’ta seçime gidiyor.
Ülke, bir türlü Brexit’i başaramadı.
Yani Avrupa Birliği’nden boşanma 3.5 yıl geçti, sağlanamadı.
Süreç, üçüncü hükümeti de götürdü.
Boris Johnson seçim istedi.
Eli mahkûmdu.
Parlamento’da azınlığa düşmüştü.
AB de burun kıvırınca…
Başka seçeneği kalmadı.
Ve Birleşik Krallık’ta siyasi kaosu aşmak için seçimden başka yol yoktu.
**
Türkiye böyle mi peki?
Tek adam rejimlerinde sonucundan emin olunmadan sandık kurulmaz.
İstanbul ve Ankara yerel seçimleri birer yol kazasıydı iktidar için.
Hıncını halktan çıkarıyor şimdi.
İktidar için üç sorun orta yerde duruyor:
-“Savaşa evet” dese de muhalefet konsolide edilebilmiş değildir.
-Kürt siyasal hareketi bir türlü seçim barajının altına çekilememiştir.
-AKP’den kopanların kuracağı partiler baş ağrısıdır.
**
MHP lideri Bahçeli, siyasal ömrünü doldurdu.
Erdoğan 6 ay önce, “Bizi de sattı bu kadın” diye adını bile anmadığı İYİ Parti liderine, “Sayın Akşener” demeye başladı.
CHP, 7/24 propaganda bültenlerinde PKK ile yan yana konularak terörize ediliyor.
Kürt seçmen, sistematik olarak siyasal umutsuzluğa itiliyor.
Seçtikleri tutuklanarak sandıktan soğutuluyor.
Ama dedim ya, bu mühendislik henüz bitmiş değil, bitmediği için de seçim yakın değil.
**
Türkiye topraklarında görülmemiş bir şey oldu.
İlk veriler gösteriyor ki:
İstanbul’da (48, 54, 56 ve 60 yaşlarında iki erkek iki kadın) dört kardeş…
Açlık sınırında yaşama dayanamayıp birlikte yaşamlarına son verdiler.
Kapıya “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin” notu bırakarak.
Güya yaşam haberlerine duyarlı Posta ile Cumhuriyet dahi habere ilk sayfalarında küçücük yer açmıştı.
Cumhurbaşkanı yardımcısı, “Sefaletten intihar bilgisi yanlış” dedi.
Bu satırlar yazılırken halen yayın yasağı getirilmemiş olması enteresan.
Fakat iktidarın yapabileceklerini göstermesi açısından ibretlik.
**
Konu seçimden de, siyasetten de, Bahçeli’nin sağlığından, CHP’de yaklaşan kurultaydan da daha önemlidir.
Yarın açlık kapıyı çaldığında çoğu hane yukarıdaki gibi bir notu bırakacak imkân bulamayacak.
Toplumsal çöküşü gören, duyan olmadığı gibi, haber alan, gündemde tutan da olmayacak.
Ve elbette olayın üzerine giden bir iktidar da.
**
Twitter’da Erkut Küçükşahin paylaşmış:
-Önümde bir kadın yürüyor ve elinde kitaplar. Belli ki üniversite öğrencisi. İstemsizce telefonda annesine söylediği şeyleri duydum. Samimiyetimle söylüyorum benim yüreğim hiç bu kadar acımamıştı. “Anne 10 TL bile göndersen yeter, bugün hiçbir şey yemedim.” Kahrolsun sisteminiz!
**
Bilmem, anlatabiliyor muyum!