• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

Ne olur susun artık !

Mayıs 4, 2020
in Manşet, YAZARLAR
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Bazı hikâyeler yada fıkralar varki tasvip etmiyorum.Bence bunların en sevimsizleri birkaç milleti bir araya getirip, onları kıyaslayarak anlatılan hikâye ve fıkralar.

Bir milleti yüceltirken, diğerlerini alçaltmanın kesinlikle doğru olmadığına inanıyorum çünkü biz insanız ve çıkış noktasında aynı ana ve babaya sâhibiz.

Evet, yoktur birbirimizden farkımız.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Dosya sessizce kapatıldı: Erdoğan, ‘Akbil davası’ndan 26 yıl sonra nasıl beraat etti?

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

BM’den İsrail kararı: Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına izin verin

Birdiğerini tân edip aşağılayan herkes Ademoğlu, sütümüzde, mayamızda bir.

Fakat konuya giriş yapabilmek için bu sevimsiz fıkralardan birini sizlerle paylaşmak zorundayım.

Amerikalı, Alman, Japon, Fransız ve bir Anadolu yiğidini dâvet ederek, her birinin “Filler” hakkında bir kitap yazmasını istemişler.

Amerikalı kitabı getirmiş, ismi “Fillerin Show Hayatı”

Alman kitabı yazmış, ismi “Fillerde Ağır Sanâyi”

Japon’un kitabı ince ince işlemiş, malûmunuzdur “Filler ve Teknoloji”

Fransız her zamanki gibi başı dumanlı, kitabın ismi “Fillerin Aşkı”

Belki de çoğunuz bizim vatandaşın yazmış olduğu kitabın ismini tahmin ediyorsunuz, fakat ben yine de söyleyeyim, dertli dertli bir “offf, of” çekerek, masaya koyduğu incecik kitabın ismi “Ne Olacak Bu Fillerin Hâli”

Her millete, her insana, her şeyi yakıştırabilir, her şeyi söyleyebilirsiniz, adı üstünde fıkra.

Bununla beraber bütün bu anlatılan, yakıştırılanlarda az olsa da gerçeklik payını es geçmemeliyiz.

Gerçekten millet olarak başkalarına göre daha çok “ne olacak bizim hâlimiz ?” yahut “şu şöyle yapmasaydı, bu böyle olmasaydı” diye derin derin düşünüyor ve konuşuyoruz.

Hani ismi lâzım değil, hepimizin bilebileceği bâzı zatlar için “İslâmiyeti anlatmaktan yaşamaya fırsat bulamadı” derler ya, biraz öyleyiz.

O kadar ki, bâzen Şeytân taşlamaktan Kâbe’yi tavâfa vakit bulamıyoruz.

Şu tatlı ifâdeyi de severim, Üstâdımız’ın talebelerinden Ceylan Ağabey filankes için “boş konuşmanın boşluğu hakkında üç saat konuşabilir” der.

Evet, habire boş boş düşünüyor, habire konuşuyoruz.

Sizleri tenzih ederim ama bâzılarımız konuşuyor, konuşuyor, yine konuşuyoruz.

Meselâ her Ramazan Rü’yet-i Hilâl mes’elesini, iftâr yahut imsâk vaktini konuşuyoruz, tartışıyoruz.

Yıllardır konuşuyoruz ama bir arpa boyu yol alamadık.

Mübârek bahisler sanki kurulmuş alarm gibi zamanı gelince çın-çın ötüyor.

Hani bazı yazarlar vardır ya, dönemsel olarak bazı makâleleri tekrar fırına, yayına verirler, aynen öyle.

Evet ben de boş boş konuşmadan sadede geleyim.

Çoğu zaman kendi iç muhâsebemde kendimi (afedersiniz) bir dolap beygirine benzetirim.

Bulunduğu yerde döner durur fakat hiç yol alamaz.

Kendim için üzülürüm.

Mısrî gibi “nakd-i ömrüm oldu heba, bir sermâye edemedim” der, dövünürüm.

Bugünlerde Hizmetimiz’in mukadderâtı için yazan, çizen, konuşan arkadaşları gördükçe, duydukça, okudukça, bende aynı rûh hâleti depreşiyor.

Bir “kısırdöngü” içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz.

Konuşup duruyoruz.

Sıkıldık artık.

Hâlâ “Zihni Karışıklar” hâlâ “Zihni Berraklar” hâlâ “eleştirenler” hâlâ “tahammülsüzler” hâlâ “ötekileşenler-ötekileştirenler” hâlâ falanlar, hâlâ filanlar…

(Bu berrak, karışık mes’elesini ilk konuşanın vay haline ahirette)

Yok yenilikçi, yok gelenekçi…

Ne olur susun artık !

Susun ve işinize bakın !

Bu hay-huyunuz, bu gürültünüz hiçbir şey çözmeyecek…

Bir mum yakın artık !

Evvelsi gün yeni bir şeyler söylemeye çalışan güzel bir arkadaşımızı dinledim, biraz teknoloji, biraz yabancı dil ve terimlerle soslayarak “Hizmetin Geleceği” hakkında konuştu.

Dikkatle not alarak dinledim.

Zaten bir süredir yapageldiğimiz, konuştuğumuz, hayâta geçirmeye çalıştığımız şeylerden başka bir şey söylemedi…

Oturup biraz baksanız hepsinin Nûrlar’la, Pırlantalar’la daha evvel ortaya konulduğunu görebilirsiniz…

Şunu duyar gibi oluyorum, kimileri diyeceklerki “Hadi canım sende, mâdem vardı niye yapmadık ?“

Merak etmeyin onun için de bir fıkram var.

Mâlum, yeni idâreci tayin olduğu yere gidince tecrübeli olan selefi, numaralayıp O’na üç zarf verir, ve sıkıştığında sırasını bozmadan açmasını söyler.

Sıkışır ilk zarfı açar, selef “enkâz devraldım edebiyatı yap” demektedir.

Bir süre böyle idâre eder, sıkışır, ikinci zarfı açar, selef “yapacağım ama ağabeyler bırakmıyor, de “ demektedir.

Bir sürede böyle idâre eder, işler çığrından çıkınca üçüncü zarfı açar, selefi “üçüncü zarfı açtığına göre senden ne köy olur ne kasaba tayin iste” demektedir.

Ve yeni CEO “ben oynamıyorum, küstüm” der, tayin isteyip çeker, gider.

Evet mâzeretin cephanesi tükenmez, işte bundan ötürü yapmadık, yapamadık…

Mâzeret, mâzeret, mâzeret…

Biz daha çok oturur, konuşuruz “şöyle olmasaydı böyle yapmasalardı, abiler bırakmadı, enkâz devraldık, ne olacak bizim halimiz ? eleştirmeyin, fikir üretmeyin, vesaire, vesaire, vesaire….”

Bırakın Allâh aşkına “Eski hâl muhâl, ya yeni hâl, ya izmihlâl“

Yakasını bırakın geçmişin.

Geçmişin bataklığında debelenirsek geleceği inşâ edemeyiz.

Risâle-i Nûrlar, Pırlantalar Üstâdımız, Hocamız bir misyonun parçalarıdırlar.

Bu misyon ahirzamanda bitmez, bitirilemez.

Evrilir, çevrilir, değişip yenilenir ve fakat biiznillâh hedefe vâsıl olur.

Zâten bu Tecdîd’in ta kendisidir.

Bu kök ve gövdenin üzerine geleceği inşâ edip meyvelerini derleyip toparlayacağız…

Tecdîd rûhu geçmişten ibret alır ve geleceğin inşâsında, geçmişin hatâ ve sevâbını birer temeltaşı olarak kullanır.

Gözü ve gönlü, aşağı doğru inmek, mâziye dönmek, habire mâziyi, olanları, şahısları konuşmakla değil, yukarı doğru çıkmak, geleceği hazırlamak ile meşguldür.

Mevlânâ ne güzel söyler “Dün dünde kaldı, şimdi yeni şeyler söylemek lâzım cancağızım”

Bu işleri yine bizler, bizim neslimiz düzelteceğiz…

Bu işleri bir “Vicdanlılar Koalisyonu” düzeltecek.

Bunu realize edecek sağlam bir temel ve gövdeye sahip olduğumuzu düşünüyorum…

Geleceği bu kültürü inkâr ile değil, tekrâr inşâ ve ihyâ ile kurabiliriz…

Geleceği yeni sürgünleri ademe itmekle değil, istikâmet ile başa tâc ederek kurabiliriz…

Ne olur geçmişimiz geleceğimize, geleceğimiz geçmişimize yâni birbirimize ayakbağı olmayalım.

Birlikte yürüyelim bu yollarda.

Efendimiz (sav) “Ya hayır söyleyin, ya susun” diyor.

Hayır söylemek, hakkaniyet için bile olsa bölmek, parçalamak, niyet okumak, ötekileştirmek, eleştirmek, susturmak, suizan, gıybet değildir…

Hayır söylemek küsmek de, küstürmek de değildir.

Hayır söylemek gitmek de kovmak da değildir…

Hayır söylemek devamlı eleştirmek değildir.

Hayır söylemek eleştiriye, söylenene kulak tıkamak da değildir…

Hayır söylemek yeni kısırdöngüler, kara delikler oluşturmak değil, Zülkarneyn mîsâl yepyeni çıkışlar, kapılar açmaktır…

Hayır söylemek ihyâdır, inşâdır…

Hayır söylemek birbirimizi müsâmahâ ile sırtımızda taşımaktadır…

Hayır söylemek dayanmaktır…

Hayır söylemek inanmaktır…

Hayır söylemek, gerçekten yeni bir şey varsa onu ifâde ve dinamiklerimizi tekrâr harekete geçirmek demektir.

Hayır söylemek, bıkmadan, yılmadan, usanmadan yenilenmek, yenilenerek hizmet etmektir…

Ne olur “ya hayır söyleyin, ya susun” artık.

mailto:mansurturgut@yepyeni.zamanaustralia.com

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Ahmet Bozkuş’tan ‘troll’ belgeseli

SONRAKİ HABER

Dersim 38 belgeseli: Katliamın arsından 83 yıl geçti

BENZER HABERLER

Ülke basın özgürlüğünde de nal topluyor: Türkiye, 180 ülke arasında 159. sırada
Gündem

Dosya sessizce kapatıldı: Erdoğan, ‘Akbil davası’ndan 26 yıl sonra nasıl beraat etti?

Aralık 13, 2025
Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”
Manşet

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Aralık 13, 2025
ABD, Gazze’de savaş suçu kanıtlarını görmezden gelmiş
AMERİKA

BM’den İsrail kararı: Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına izin verin

Aralık 13, 2025
16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde
Avustralya

16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

Aralık 13, 2025
“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi
Gündem

“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi

Aralık 12, 2025
Üst üste akademik rekor: Sirius Koleji Üniversite sınavında Victoria’da yine zirvede
Avustralya

Üst üste akademik rekor: Sirius Koleji Üniversite sınavında Victoria’da yine zirvede

Aralık 12, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’den, Bahçeli’ye ziyaret
POLİTİKA

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’den, Bahçeli’ye ziyaret

by adminzaman
Aralık 13, 2025
0

Kent Uzlaşısı gerekçesiyle bir yılı aşkın süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, MHP Genel Başkanı...

Ülke basın özgürlüğünde de nal topluyor: Türkiye, 180 ülke arasında 159. sırada

Dosya sessizce kapatıldı: Erdoğan, ‘Akbil davası’ndan 26 yıl sonra nasıl beraat etti?

Aralık 13, 2025
Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Aralık 13, 2025
ABD, Gazze’de savaş suçu kanıtlarını görmezden gelmiş

BM’den İsrail kararı: Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına izin verin

Aralık 13, 2025
16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

Aralık 13, 2025
“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi

“15 Temmuz Tiyatrosu”: İstinaf bu ifadeye verilen cezayı bozup beraat kararı verdi

Aralık 12, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM