• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

Minyeli Abdullah’ın Türkiye’si!..

Aralık 3, 2020
in YAZARLAR
1
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

HAFTANIN YORUMU

Ülkemizde gerçek anlamda bir paranoya yaşanıyor. Muhalifler, gammazlamıyor, Siyasal İslamcılar tarafından. İnsanlar, ihbar ediliyor ev sahipleri ve komşulara tarafından…

Farklı kavimlere ve kabilelere oksijen olan Anadolu,  Patagonya Cumhuriyetine çevrildi adeta…Yaşanan zulüm ve baskıları ancak Minyeli’nin romanı anlatır.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Bildiği gibi, Minyeli Abdullah kitabıyla, muhafazakâr kesimi romanla barıştıran ve buluşturan Hekimoğlu İsmail’in özellikle iki eseri benim için çok anlamlı: Minyeli Abdul­lah ve Derdimi Seviyorum.

Hekimoğlu’nun ilk kitabı; ‘Minyeli’yi, ortaokul yıllarımda okumuştum.

CHP eski Milletvekili sanatçı Berhan Şimşek’in hakkını vere­rek başrolde oynadığı bu filim, sınıf arkadaşım, Minyeli’nin adını taşıyan dostum Abdullah ile Emek Sineması’nda ağlatan ilk eser.

Yazara olan sevgimi ve başroldeki Şimşek’e karşı ilgimi bu eser tetikle­di diyebilirim.

Aradan yıllar geçse de, maalesef inananla­ra karşı yapılan zulüm ve iftiralar fazlasıyla güzel yurdumda her gün daha da katmerleşerek devam ediyor.

Şimdilerde yaşanan baskı ve baskınlar, Minyeli’nin döneminden daha acımasız ve vicdansız…

Türkiye’de yaşanan insanlık dışı uygulamalardan dolayı, Minyeli’yi bir kez daha izledim. Herke­sin de, yeniden bu bakışla izlemesini tavsiye ederim.

Çünkü zor şartlarda okuyup, değişik meslek sahibi olanlar, türlü iftara ve uygulamalar sonucu, cezaevine atılan 17 binden çok anne, 800’e yakın bebek, binlerce farklı meslek ve iş sahibinin yaşadığı dram,  Minyeli Abdullah’ın çektiğinden geri kalır tarafı yok.

Şimdi tarihin niye tekerrür ettiğini Minyeli’nin özelinde Türkiye’yi okuyalım.

Filmdeki Abdullah, Mısır Minye’de doğar.

Küçük yaşta babasını kaybeder.

Annesi zor şartlarda okutarak, memur olmasını sağlar.

Ortaokulda son sınıftayken tarih öğretmeniyle kavga eden Minyeli, okulu yarıda bırakıp Kahire’ye gider.

Ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirip su işlerinde memur olur.

Sonra evlenir.

Bu dönemlerde arkadaşlarıyla birlikte ev sohbetleri düzenlerler.

Bu sohbetlerin birinde evlerine bir baskın olur ve Abdullah tutuklanır.

Yaklaşık bir sene cezaevinde kalır.

Hakkında idam kararı çıkartılır ama kralın devrilmesiyle serbest bırakılır.

İngiliz idaresi döneminde Mısır’da yaşanmış olsa da benzer zulümler, Türkiye’de bütün şiddetiyle halen devam ediyor.

Türkiye’de bugün yapılan zulmün, filme konu olan dönemden geri kalır tarafı var mı?

Bir röportajında Hekimoğlu İsmail, Minyeli eserini yazma aşamasında çektiği sancıyı şöyle ifade ediyor; “Ümraniye’nin çöplüğüne gittim.

Çöplüğü dolaştım. Bir yüzü kullanılmış kâğıtları topladım.

Gizli yazıyordum bu romanı.

O devirde öyleydi.

Ailemden bile gizliyordum.

Hanım ve çocuklar uyuyunca, ben kalkıp yazıyordum.

Evvela yazılarımı saklayacak yerlerde hazırlardım.

Mesela helada su rezervinin kapağının altı.

Sonra buzdolabının yan kapağının vidalarını söküyor ve motorun oraya yazıları yerleştirip vidaları yine takıyo­rum.

Bir de bahçedeki kuyuya iple sarkıtıyordum.”

İşte o zifiri karanlık günlerin halinin romanlaştığı kitapların temelinde, ıstırap olmamış olsaydı okuyucu­ların üzerinde bu kadar tesir edemezdi galiba.

Yıl 1967.

Sıkıntılı günler…

Cehaletin koyu karanlığı içerisinde; kitap okuyanlara, hayatı anlamak, inandı­ğı gibi yaşamak isteyenlere tahammül yok!

Minyeli kitaplaştı.

Sıkıntıları dile getirdi ve milyonların duygularına tercüman oldu.

Yıl 1987…

Minyeli Abdullah yasaklandı.

Yazarı yargılandı.

Bir yıl sonra beraat etti. Ona olan ilgi, yıldan yıla katlanarak arttı.

Ülkemizde en çok baskı yapan, en çok okunan ‘klasiklerden’ oldu.

Filmi yapıldı, gişe rekorları kırdı.

O günlerden bugüne nice on yıllar geçti ama zalimde zulüm de bitmedi.

Sadece yüz ve adres değiştirdi. Çobanyıldızı, sabahın yaklaştığını gösterir.

Güne­şin doğmasına çok zaman var ama o yıldız müjde verir ‘sabah oldu’ diye.

Dertler, sıkıntılar, ıstıraplar, hayatın acı gerçekleridir.

Dünyanın harap ettiği ruhumuz çile merhemiyle tedaviyi gerektiriyor.

Adeta ümidin tükendiği, gözlerde fer, dizlerde derma­nın kalmadığı bir zaman diliminde yine Hekimoğlu İsmail, “Derdimi Seviyorum” eseriyle adeta imdada koştu.

Herkes derdinden şikâyetçiydi, o derdini se­viyordu veya sevdiriyordu.

Hekimoğlu şöyle diyor; ”Bahçenin suyunu kestiler, çiçekler soldu, meyveler döküldü ve yapraklar sarardı, dünya diken­lere kaldı. Kapının önüne gül diktim, sarmaşık ektim, gelip geçenlerin içi açılsın diye, insanlar gülleri kopardı.

Hayvanlar sarmaşıkları yedi, geriye yine dikenler kaldı. Mahsul bol mu, boldu, bir gün, bir sam yeli esti, yapraklar sap­sarı oldu, meyveler buruştu, dikenler bayram ediyordu. Yeşil yaprakların hepsi gitti, geriye sa­dece dikenler kalmıştı.

Yeşile düşman olanlar, dikenlere dost olmuştu. Yemyeşil kültürümüzü sam yeli aldı, son kalanları da kuzey rüzgârları dondurdu, dünya diken­lere kalmıştı.

Anladım ki “Derdimi sevmek”le işe başlamalıyım.

Birdenbire iç dünyamı bir çığlık dolaştı: ‘Çilesini çekmediğin şey senin değildir!’ dedi.”

Evet, Hekimoğlu’nun enfes dillendirdiği gibi; bundan yıllar önce çile çeken, bu uğurda ruhunun ufkuna yürüyen Seyyid Kutup’a özür diletme­ye çalışan Cemal Abdülnasırla, günümüzde Türkiye’de kendine muhalif olanlara karşı akla hayale gelmedik baskı, baskın ve zulüm yaşatan ikiyüzlü İslamcılar arasında ne farkı var ki?

 

Dün Kahire’de Minyeli Abdullah’ın evine baskın düzenleyenlerle, Türkiye’nin dört bir yanında, Sezaryanla doğum yapan kadınları kelepçeleyen, çıplak arayan, ahlaksız ve iffetsiz şekilde cinsel taciz ve işkencelerde bulunanlar arasında ne farkı var ki? e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

KHK’yı gerekçe gösterdiler: Yüzde 100 engelli Nurefşan’ı okuldan attılar

SONRAKİ HABER

Güzellikleri Cihana Yayma Gayreti

BENZER HABERLER

Sınırsız kontenjan
Manşet

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Hizmet’in isimsiz kadın kahramanları!

Aralık 3, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Konumun hakkı

Aralık 1, 2025
Bahçeli; rest mi çekiyor, blöf mü yapıyor?
Manşet

Bahçeli, Kürtlerden oy alabilir mi?

Kasım 30, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Bir hırsızlık da Kulu Adliyesi’nde: AKP’li Başkanın gelini adli emanetin paralarını soydu
Gündem

Bir hırsızlık da Kulu Adliyesi’nde: AKP’li Başkanın gelini adli emanetin paralarını soydu

by adminzaman
Aralık 8, 2025
0

İstanbul Büyükçekmece’deki 150 milyon liralık hırsızlığın ardından benzer bir olay da Konya’da yaşandı. Kulu Adliyesi’nde görevli katip Ayşe Selvi, zimmetine...

Saray Yargısı’nın Denizli T Tipi Cezaevindeki zulmü: Av. Süleyman Yıldırım bu hale gelene kadar tahliye edilmedi

Rejim Yargısı, ölüm döşeğinde tahliye edildi: Cezaevinde kanser olan Av. Süleyman vefat etti

Aralık 8, 2025
Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Güle Güle Arif: Genç yaşta hicret diyarında vefat haberi sevenlerini hüzne boğdu

Aralık 8, 2025
NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

NSW ve Queensland’dan uyarı: Isı dalgası ve kavurucu sıcaklar tehlikeli boyutta

Aralık 8, 2025
Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Avustralya’dan göçmen reformuna neşter: Daha adil, daha hızlı, doğru kapıları doğru insanlara açılacak

Aralık 8, 2025
Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Açıkyörük’ün aşı ve işi gasp edildi: Limon satarak geçinen KHK’lı vefat etti

Aralık 8, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM