Anayasa Mahkemesi (AYM), birçok davada uygulanan “mal varlığına ihtiyati tedbir” uygulanmasının süresiyle ilgili önemli bir karar imza attı. Mahkeme, sürenin uzaması nedeniyle mülkiyet edinme hakkının sınırlandığını kaydederek başvurucunun hak ihlali talebini yerinde gördü.
Başvurucu Bülent Akbacı aleyhine 23/5/2006 tarihinde muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili davası açıldı. Başvurucunun taşınmazlarının tapu kaydına 2006 ve 2007 yılında Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) kararı ile ihtiyati tedbir şerhi konuldu. Mahkeme 3/6/2014 tarihli ara kararı ile başvurucunun banka kaydı üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına karar verdi.
Başvurucunun taşınmazları üzerindeki tedbir kararları ise bireysel başvurunun inceleme tarihi itibarıyla devam ediyor. Akbacı, tapu iptali ve tescili talebiyle açılan davada mal varlığına uygulanan ihtiyati tedbirin uzun süredir devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.
‘TEDBİR, BAŞVURUCUNUN MÜLKİYET HAKKINA ETKİLERİNİ GÖZETMELİ’
Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, daha önce de benzer bir karar verdiğine dikkat çekerek, “Anayasa Mahkemesi, muhtemel bir alacağın güvence altına alınarak etkisizleşmesinin önüne geçilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan tedbirlerin alınması ve bu tedbirler kapsamında kamu makamlarının mülk üzerinde belirli bir süreyle hukuki tasarruflarda bulunmasının sınırlandırılması bakımından geniş bir takdir yetkisi bulunduğunu kabul etmiştir. Ancak söz konusu tedbirlerin uygulanmasının mülk sahibine kaçınılmaz olandan aşırı bir külfet de yüklememesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu doğrultuda kamu makamlarının söz konusu tedbirin başvurucunun mülkiyet hakkına etkilerini de gözetmesi ve ölçüsüz bir müdahaleye yol açmaması gerekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
‘ORANTISIZ KÜLFET’ VURGUSU
Kararda, mal varlığına konulan ihtiyati tedbirin mülk sahibine orantısız külfet yüklendiğine vurgu yapılarak, “Mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden tedbirlerin söz konusu olduğu durumlarda tedbiri uygulayan kamu makamlarının ivedi olarak ve özenli bir biçimde davranma yükümlülükleri bulunmaktadır. Aksi hâlde yani tedbirin makul olmayan bir süre devam etmesi, mülkiyet hakkının tanıdığı yetkilerin kullanılmasının belirsiz olacak şekilde ötelenmesi suretiyle mülk sahibine orantısız bir külfet yüklemiş olur” denildi.
‘MÜLKİYET HAKKI İHLAL EDİLDİ’
AYM kararında şu ifadeler yer aldı: “Benzer nitelikteki başvuruya konu olay bakımından da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Somut olayda tedbir süreci bir bütün olarak ele alındığında söz konusu sürenin makul olmadığı kuşkusuzdur. Mülkiyet hakkını sınırlandıran tedbirin başvurucuya aşırı bir külfet yüklediği sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”