CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, helalleşme sözüne açıklık getirerek, ” Kavram biraz benden çok, benim dışımda CHP’ye mesafeli olan kesimlerin dillendirdikleri kavramdı. Güzel bir kavram aslında. Barış, sevgi, hoşgörüye çağrı yapan bir kavram”dedi.
Habertürk’te katıldığı programda Kılıçdaroğlu, gündemdeki konuları değerlendirdi. Grup toplantısında açıkladığı ‘helalleşme’ kavramıyla ilgili olarak, “Benim CHP’ye mesafeli olan kesimlerle yaptığım toplantıların sonunda pek çok kişi ‘helalleşmemiz lazım’ diye güzel temennilerde bulundular. Ben bunu kamuoyuna açık toplantılarda da dillendirdim. Birbirimizi anlamamız gerektiğini, oturup konuşmamız gerektiğini ifade ettim. Kavram biraz benden çok, benim dışımda CHP’ye mesafeli olan kesimlerin dillendirdikleri kavramdı. Güzel bir kavram aslında. Barış, sevgi, hoşgörüye çağrı yapan bir kavram” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçim sistemiyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu, “Sorun 50+1 değil, sorun sistem sorunu. Yüzde 20+1 olsa ne olacak, sistem çürümüş. Bu sistemle gelen her şeye ‘hayır’ deriz. Bir kişi kendisi için özel düzenleme istiyorsa ülkeyi yönetemez. Yönetemiyor da zaten, görüyoruz” dedi.
‘HAKSIZLIK YAPILDIĞINDA KİME YAPILDIĞINA BAKILMAMALI’
Kılıçdaroğlu, Gülen Cemaati’ne yapılanları da yanlış olduğuna işaret ederek, “Roboski’yi ve diğerlerini söyledim. Diyarbakır hapishanesindeki işkenceler, 28 Şubat mağdurları diyorsunuz, daha sonra 28 Şubatçıların yargılanması sağlayan FETÖ organizasyonu var. Onlara da yapılan yanlış olduğuna inanıyorum. Bir kişiye haksızlık yapıldığı zaman bizden olup olmadığına, benim yanımda olup olmadığına bakmaksızın haksızlık karşısında net tavır takınmamız lazım. Bir ortak payda oluşturmalıyız. Bir kişi mağdursa yanına gidelim, oturalım, konuşalım, sorunu çözelim” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası yeni doğum yapmış bir kadını Gülen Cemaati mensubu oldukları gerekçesiyle gözaltına alınmasını eleştirdiği için kendisi ‘FETÖ’cü olmakla suçlandığını kaydetti.
‘UZLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ HAPİSHANEDE DEĞİL MASADA YAPALIM’
“Bu ülkede acıların yaşanmasını istemiyorum, insanların bir arada özgürce tartışmalarını istiyorum” diyen Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bütün isteğim çocuklarımıza güzel bir yüzyıl bırakalım. Yaşanan acılardan ders çıkaranlardan birisiyim ben. 68 olayları yaşadık, gençliğimizde insanlara önyargılarla yaklaşılırdı. Ülkücüler ile devrimciler hapse düşünce ‘Biz niye kavga ediyoruz’ dediler. Uzlaşma kültürünü hapishanede yapmayalım, masa başında, sohbet sırasında yapalım diye düşündüm.
Kurumlar da hata yapabilirler. Hata kurumun kendisinden değil yönetenden kaynaklanır. Hatalar, yanlışlar olabilir. Gönül kırmış olabilirsiniz, yaptığınız hatalarla insanları mağdur etmiş olabilirsiniz. Bunlar hafızalarımızda duruyor. Önemli olan yarayı deşmek değil yarayı kapatmak. Siyasetçiler bu yaraları sürekli kaşıyarak oy devşirmeye çalışıyorlar. Biz Türkiye’nin sorunlarından kopuyor, bu yaralarla uğraşmaya başlıyoruz. Buradan çekip çıkarmak lazım. Biz oturalım, bu memleketi nasıl kurtaracağız, ekonomiyi nasıl düzelteceğiz, eğitim sistemi felaket, dış politika gelip, nerelere dayandı? Önümüzde sağlıklı tutarlı tartışmamız gereken alan bu. Bir gelecek vizyonuyla biz önümüzdeki süreci görelim, o çerçevede götürelim.”
‘PARTİ TABANININ HELALLEŞMEYE İLGİLİ BİR SORUNU YOK’
Kılıçdaroğlu, parti tabanında helalleşme ile ilgili bir sorun olmadığına işaret ederek, “Ben ilçe başkanlarıyla, il başkanlarıyla görüşüyorum. Eleştiri geldiği anda benim il başkanım bunu çok rahat söyler, milletvekili arkadaşlarımız da rahatlıkla söyler. Çünkü bizde liderlik sultası yoktur. Bunu sahada gözlemliyoruz. CHP tabanının takip ettiği medya, sosyal medya ve diğer alanlar var. Lehte bu doğrudur diyen yazarlar da var, yanlıştır diyen yazarlar da var. Biz CHP olarak eleştirileri büyük bir saygıyla karşılarız. Bizim hatalarımız olabilir. Çocuklarımıza kavgasız bir Türkiye bırakmak zorundayız. İyilik, güzellik, ekonomi, eğitim, edebiyat, şiir, sporda yarışmalılar. Bunu entelektüel derinliği zaman içinde olmalı. Kısır tartışmalardan biraz çekilelim.”
Başörtülülerin kamuda çalışması ve bakan olmasıyla ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Göreceksiniz, en ufak bir şüpheniz olmasın. Hem söyleyip hem yapmamak samimi durmamak demektir. Benim temel özelliğim söylediklerimin arkasında durmamdır. Ben samimi bir insanım. Bu olay beni dahi aştı. Toplumun her kesimi bu olayı tartışmanın dışına çıkarmış durumda. Biz geleceğe yaraları kaşıyarak değil daha güzel bir gelecek inşa edelim diyorum. Yaralar hala açık, ama yapacağız. Çocuklarımız, geleceğimiz için yapacağız. Bir tarafa yazın, gazetecesiniz.” değerlendirmesinde bulundu.