• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

Zulüm rejiminde yiten canlar – 1

Ekim 11, 2022
in YAZARLAR
6
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Damarıma dokunduruyorlar

2025 Çağlayan sempozyumundan geriye kalanlar

Bitkinin azim ve kararlılığı!

Avustralya’dan arkadaşımız Enes Cansever, Türkiye’deki zulüm sürecinde çeşitli acılar çekerek, hayatını kaybeden Can’ların hatırasını yaşatmak için hazırlanan bir çalışma göndermiş. Enes Cansever editör olarak “Susamak dili, susmak yüreği kurutur!” başlıklı bir takdim yazısı yazmış. Diyor ki: Editörlüğünü yaptığım ve iki aylık gibi kısa bir süre içinde, yoğun bir çalışmanın ürünü, 100 sayfadan oluşan ‘Yiten Can’ların hayatını içeren  almanakla karşınızdayız. Aynı zamanda bu çalışmanın tüm dünyaya mal olması için www.yitencanlar.com sitesinde bir araya getirildi. Sitemizin ufak birkaç teknik eksiği giderildikten sonra bir kaç gün içinde sizlerle buluşacak.
Böylesi bir çalışmayla temel gayemiz; her dönem farklı bir mahallenin kapısını çalan ve adeta baştan aşağı ne varsa alıp götüren zulmü gözler önüne sermek, bu süreçte olup bitenlere tanıklık etmektir. Ve elbette tarihe not düşmektir, asıl amaç. Hep bir hikâye uydurdu suyu bulandıran, gözü dönmüş kurt. Benzer trajediler, bir film şeridi gibi devreye sokuluyor. Aynı klişe ve bayağı etiketler: Vatan haini! Terörist! Memleket düşmanı!
İşin acı tarafı, bu söylemleri ifade edenlerin, uyuşturucu baronlarıyla kol kola, diz dize, omuz omuza her gün görüntüleri ortalığa saçan, hırsız, arsız, yalancı ve talancıların olmasıdır. Bu ahlaksız anlayış, bu pisliklerini kapatmak için her dönem bir mahallenin insanına musallat oluyorlar. Ama asıl acıyı masumlar çekmiş oluyor.
Düşünceleri farklı ancak acı hatıraları, sürgünleri ve ayrılık türküsü ve ezgileri aynı olan kitlelerden bahsediyorum. Dünyanın çeşitli yörelerine sığınmak zorunda kalanlar ve sürgün hayatı yaşayanların kaderi hep aynı. Ya Komünist solcu ya bölücü Kürt’sün veyahut bilmem hangi uydurma iğrenç etiketle teröristsin.
Nazım Hikmet, Moskova’da, Ahmet Kaya ve Yasin öğretmen Paris’te kara toprağa düşürenler aynı kara ruhlular değil mi? “Dirimi istemeyenlere ölümü de vermeyin” diyecek kadar gönül kırdı bu kara ruhlular. Çarkı işletenler, her noktada icra ediyorlar karanlık emellerini…
1980’de Berfo Nine’nin kapısını çaldı oğlu Cemil Kırbayır’ı alıp götürdü. Diyarbakır’da, Tahir Elçi’nin, İstanbul’da ise Hrant Dink’in canına kıydı. Taybet İnan evinin önünde, Berkin Elvan evine ekmek götürürken canlarından oldular. Lice’de Ceylan hayvanlarını otlatırken, Cizre’de Cemile evinin avlusunda oynarken hayatları çalındı, Nurefşan annesiyle rejimin zulüm yakasını sıyırmak için, ülkeyi terk ederken Meriç’te boğuldu. Tarife sığmaz acılar kaldı geriye.
Son yıllarda ise Gökhan Açıkkollu’nun, Mustafa Kabakçıoğlu’nun, Harbiyeli Ragıp Enes’in, Halime Gülsu’nun ve daha nicelerinin kapıları zalimce çalındı. Nasıl bir gözü dönmüşlük ki canını Yaradan’a teslim etmiş Hatun Tuğluk’u mezarında bile rahat bırakmadı, kızı Aysel Tuğluk’u ise diri diri zindanda öldürmeye çalışıyor kefen soyucular.
Öğrencilere burs veren Yusuf Pekmezci ve Nusret Muğla, Kürtçe Mevlit okuttuğu için Ali Boçnak gibi yaşı seksene dayanmışlara acımadılar, ağır ağır ölüme gönderdiler. Bu nasırlaşmış vicdanlar, kana ve cana doymadılar. Sırtında ağlayan çocuğuyla ülkesini terk eden Esma Uludağ’a geride kalan milyonlar için “Allah yardımcıları olsun” dedirten çile neydi?
Adaletsizliğe isyan eden, ölüm orucuyla hayatlarını kaybeden Helin Bölek, Avukat Ebru Timtik, Mustafa Koçak, İbrahim Gökçe’lerin ölümünü, aynı gözü dönmüşlükle izlediler. Göz göre göre kara toprağın bağrına gönderildiler Bütün tepki, sosyal medyadaki “ölüyorlar!” çığlığıyla sınırlı kaldı.
Sevginin, barışın dili Hz. Mevlânâ; “Susamak ve susmak çok benzerdir. Birinde dilin, diğerinde yüreğin kurur.” derken üstte yazılan acı hakikatleri ne kadar da güzel özetler. Ama ne yazık ki bahtı kara Anadolu’daki geniş kitleler, adaletsizlikler karşısında dilsiz kesildi. Zulüm çarkı işlerken, vicdanlar ve yürekler kupkuru çöllere dönmüş durumda.
Kirli ittifakın pençesinde, binden fazla CAN’ı yitirdik. Bunların sekiz yüz insanı, Hizmet Hareket’inden… Gerçek anlamda bir paranoya yaşanıyor. Devlet denen aygıt, temel değerlerden kopmuş durumda. Acılara acı ekleniyor, dramların ardı arkası kesilmiyor.
Ülkenin Doğu ve Güneydoğu’su, 100 yılı aşkın bir süredir terbiye(!) ediliyordu zaten. İktidarlar geldi geçti, ama postallı, sopalı, dipçikli zihniyet hep var oldu. Fasılasız dayak, sopa, işkenceler hiç bitmedi… Gözyaşı, ölümler, sürgünler tüm hızıyla sürüyor. Dün asit kuyuları, beyaz toroslar, bugün ise şeytanlaştırma, transporterler ve kaçırmalar. Eziyetin bin bir hali…
Mezopotamya, Kapadokya ve Trakya insanı birbirine kin duyar hale getirildi. Bu toprakları el ele vererek yurt kılanların arasına kin tohumları ekilmeye devam ediliyor. Bu böyle. Ama asla böyle devam etmemeli elbette.
Avustralyalı meslektaşımız George Donikian, Türkiye’deki zulümler için şunu demişti bize; “İyi insanlar bir şeyler yapmazlarsa, şeytanlar zafer kazanır.” Ne yazık ki aynen böyle olmuş, böyle olmakta. İyi insanların eli kolu bağlandı. Tertipler, tezgâhlar, entrikalarla masumlar ülkenin haini, darbecisi ve “teröristi” oluverdiler bir anda. Safderun kitleler de bu oyuna katıldı. Ya sessizliğe büründü veya alkış tuttu.
Hâlbuki Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau: “Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.” der. Ne beraber ağlayabildik ne de benzer sevinçleri paylaşabildik. Diyarbakır’ın tarihi surları kanlı oyunlara sahne olunduğunda kapana kıstırılmış gençler, dondurucuda saklanan Cemileler, Roboski ve Ankara Garı’ndaki CAN’lar bir bir aramızdan ayrıldığında, yas tutmasını bilmeliydik beraberce.
Ege’nin karanlık sularında kaybolan bebekler için ortak yas çadırları kurulmalı ve giden CAN’ların salası hep beraber okunmalıydı. Rejimin hukuk tanımaz memurlarının işkencesine dayanamayan Kürdün garip kızı Garibe, canına kıydı zindanda. Garibe, bir kamyonetin kasasında gitti son yolculuğuna. Cenaze aracı bile çok görüldü ama ‘Ümmet’ten tık ses çıkmadı. Melek olup uçmuş bir yavrunun anası için ‘yuh’ çektirildi meydanlarda.
Kara Efe‘ye baba kucaklaşması çok görüldü. ‘Baba, baba‘ iniltileriyle gözünü yumdu. Zulümden kaçarken, Ege’de boğulan yavrularımız Gökhan, Burhan ve Nurbanu Yeni’ye cenaze aracı vermeyenler bu gözü dönmüşlerdi yine. Düşünün, ‘Hainler Mezarlığı’diye bir ifade kalıbı duyuldu, miras kaldı bu karanlık rejimden ve tahlisiz dönemden.
Hâsılı, çocukların, kadın ve yaşlıların hayallerini yıktılar, yetmedi CAN’larına kıydılar. İşte biz de; Yiten CAN’ları unuttursak vicdanımız kurusun, çektikleri zulümleri tarihe not düşmek ise namus borcumuz olsun.
Tags: acılarAvustralyaenes canseverhatıraYitenCanlarzulüm süreci
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Ankara Barosu Genel Kurulu oyçokluğuyla kabul etti: Gizlenen işkence raporları açıklanacak

SONRAKİ HABER

Manisa’da cemaat operasyonu: ‘MS hastası bayanın evini darmadağın ettiler, iç çamaşırlarını tek tek aradılar

BENZER HABERLER

Manşet

Damarıma dokunduruyorlar

Mayıs 22, 2025
Duyarlılık mı riyakarlık mı?
Manşet

2025 Çağlayan sempozyumundan geriye kalanlar

Mayıs 21, 2025
Sırlı zarf!
Uncategorized

Bitkinin azim ve kararlılığı!

Mayıs 21, 2025
Duyarlılık mı riyakarlık mı?
Manşet

Yazarak nefes alan adam: Necip F. Bahadır…

Mayıs 18, 2025
Manşet

Siyah çöp poşeti!

Mayıs 18, 2025
Yargıda kriz çatışmaya dönüştü; silahlar patlıyor
Manşet

Post-Ergenekon

Mayıs 12, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru
Gündem

Erdoğan rejiminin ülkeyi getirdiği nota:67 temizlik kadrosu için 10 bini üniversite mezunu, 27 bin başvuru

by zmnaus
Mayıs 23, 2025
0

Sağlık Bakanlığı’nın Ordu’da açtığı 67 kişilik temizlik görevlisi kadrosu için 10 bini üniversite mezunu olmak üzere 27 binden fazla kişi...

Almanya’da,iltica eden Hizmert Harketi mensuplarının tamamına yakının başvurusuna onay

Üç yılda Türkiye’den Almanya’ya 112 bin kişi göç etti

Mayıs 23, 2025
Avrupa Parlamentosu’nda ‘nefret söylemi’ paneli: “Nefret söylemi, Türkiye’de bir hükümet aygıtı”

Avrupa Parlamentosu’nda ‘nefret söylemi’ paneli: “Nefret söylemi, Türkiye’de bir hükümet aygıtı”

Mayıs 23, 2025
Fabrika değil: 43 bin nüfuslu Osmancık’a 1 milyar TL’ye cezaevi

İnsan hakları derneklerinden çağrı: Yeni şartlı tahliye yasası siyasi mahkumları da kapsamalı

Mayıs 23, 2025

Filistin Devleti için tarihi adım: AB’de artık resmen temsil ediliyor

Mayıs 22, 2025
Bir garip mahpusun cezaevinde ölümü!

AKP rejiminde, cezaevlerinde 17 ayda bin 26 tutuklu hayatını kaybetti

Mayıs 22, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM