[KULİS HABER – ALİ ADİL ÇAKAR-TR724.COM]
Cezaevlerinde isyan çıkarılacağı ve bu bahaneyle katliam
yapılacağı iddialarını doğrular nitelikte adımlar atılıyor. Silivri Cezaevi’nde
gardiyanların değiştirilmesi, özel timlerin görevi devralması ve cezaevi
yerleşkesine keskin nişancıların yerleştirilmesi endişeleri artırıyor.15 Temmuz’un ardından tutuklanan onlarca gazeteci de yaşananlar
karşısında huzursuz. Alınan bilgilere göre, sadece cezaevindeki gardiyanlar
değişmedi aynı zamanda hava da bütünüyle değişti. Daha önce de baskı vardı ama
yeni gelen gardiyanların gazetecilere tamamen eziyet etmek üzere programlı
olduğu ve kötü muamelede bulunduğu öğrenildi.
Savunma hakları
ellerinden alınmış
Haklarında doğru düzgün bir suçlama olmayan, genellikle sosyal
medya paylaşımları üzerinden tutuklanan gazeteciler, bir an önce
iddianamelerinin hazırlanmasını bekliyor. Bu sayede mahkemeye çıkarak ilk
duruşmalarda salıverileceklerine inanıyor. Ancak gazetecilerle ilgili ‘delil’
yerine afakî iddialardan başka bir şey olmadığı için iddianameler de
geciktiriliyor.
Adeta içeride rehin gibi tutulan basın mensupları, avukat ve
savunma yazma imkânından da mahrum. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) gereği Baro
tarafından atanan avukatların bir kere bile müvekkillerini görmeye gelmediği
bildiriliyor. Kendileri avukat tutmak isteseler de tutamıyorlar. Çünkü
avukatlar ya korkudan dolayı davayı üstlenmek istemiyor ya da çok yüksek
meblağlar talep ediyor.
Gözaltı gerekçesi başka,
atfedilen suçlar başka
Bir şekilde tutukluluğun devamı için, gazetecilerin hiç
ilgilerinin olmadığı bir takım haber ya da olaylarla ilişkilendirilerek
suçlanmaya çalışıldığı da gelen bilgilen arasında. Birçok gazeteci, ilk
gözaltına alındığında kendisine yöneltilmeyen bir takım suçlamalarla daha
sonrasında karşılaşmaya başladı. Her defasında üzerine yeni bir suç atıldığını
öğrenen basın emekçileri, konuyla ilgisi olmadığını, hiç bu yönde haberler
yazmadığını ispat etmek durumunda bırakılıyor.
Tek işi yazmak ve okumak olan gazetecilere kitap, kâğıt kalem
yasağı da sürüyor. Mektup göndermelerine dahi izin verilmiyor. Fizikî işkence
görmese de gözaltı sürecinden beri hakarete maruz kalan yılların köşe yazarları
da aynı muameleden muzdarip. Rahatsızlanan gazeteci ve yazarların hastaneye
kelepçelenerek götürülmesi, bu şekilde aşağılanması nedeniyle hastalanan kimseler
revire bile çıkmak istemiyor.