OHAL sürecinde cezaevlerindeki hak ihlalleri en üst seviyeye ulaştı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal ve
çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle cezaevlerindeki hak ihlalleri en üst
seviyeye ulaştı. Özellikle siyasi mahpusların kaldığı cezaevlerinde mahpuslara
daha önce tanınmış birçok hak gasbediliyor.
Evrensel’den Cansu Pişkin’in haberine göre; Darbe
girişiminin üzerinden geçen 5 ayda, başta cemaat üyesi olduğu iddia edilen
kişiler olmak üzere toplumun çeşitli kesimleri operasyonlarla gözaltına
alınıyor, büyük çoğunluğu tutuklanarak cezaevine konuluyor. Cumhuriyet
başsavcılıklarınca başlatılan soruşturmalar kapsamında 40 bin 832 kişi
tutuklanarak cezaevine konuldu. Son 6 ay içerisinde “Terörle mücadele” adı
altında yapılan operasyonlarda ise sadece sosyal medya alanında 1656 kişi
tutuklandı. Son tutuklamalarla cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 104’e
ulaştı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu,
geçtiğimiz günlerde yayımladığı raporla, gerek fiziki yetersizlik gerekse
OHAL sebebiyle cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. Ekim, kasım,
aralık aylarını kapsayan 3 aylık raporda, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde
kalan mahpusların yaşadığı ihlaller açıklandı. Raporda, cezaevlerinde yaşam ve
haberleşme hakkının ağır şekilde ihlal edildiği, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası ile cezalandırılan hükümlülere daha katı uygulamaların söz konusu olduğu
ifade ediliyor.
HASTA
MAHPUSLARIN TEDAVİSİ SAĞLANMIYOR
İHD Hapishane Komisyonunun Marmara Bölgesi’ndeki hapishaneleri
ziyaret ve gözlem sırasında mahpuslarla yaptıkları görüşmelerden çıkarılan hak
ihlalleri raporu, hasta mahpusların tedavisinin sağlanmadığını açığa çıkardı.
Raporda, Bandırma 1 No’lu T tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan şizofreni
hastası Adil Kıpçak’a hiçbir etkili tedavi uygulanmadığı ve kriz geçirdiğinde
diğer mahpuslara saldırarak etrafa zarar verdiği söyleniyor. Bandırma 2 No’lu T
Tipi’nde kalan epilepsi hastası Eyüp Sarı ise 4 ay önce tedavisi için İzmir’e gittiğinde
6 ay sonraya randevu verildiğini söylüyor.
Raporda, Tekirdağ 2 No’lu F Tipinde hükümlü olan Erol Zavar’a,
vücudunda platin bulunduğu gerekçesiyle alarmlı kapıdan geçerken çıplak arama
dayatması yapıldığı söyleniyor. Rapora göre aynı zamanda mesane kanseri olan
Zavar, bu uygulamayı protesto için hastaneye gitmiyor.
Raporda, mahpuslara verilen haksız disiplin cezalarıyla koşullu
salıverilme hakkının engellendiği belirtiliyor. Bandırma 1 No’lu T tipi
cezaevinde hükümlü olan Fesih Taşçı, cezasının bitmesine 2 yıl kalmasına rağmen
disiplin cezaları ile koşullu salıverilme hakkının engellendiğini söylüyor.
3
KİŞİLİK ODALARDA 6 KİŞİ KALIYOR
Düzce T Tipi Hapishanesindeki mahpus Mustafa Kengiş de yaşanan hak
ihlallerini şöyle anlatıyor: “Revir talebimiz 2-3 ayda ancak karşılanıyor,
tahrik amaçlı sürekli odalarımıza girip çıkıyorlar, kapıları tekme ve
yumruklarla açıyorlar, üçer kişilik odalarda sekizer kişi kalıyoruz, nöbet
tutan askerler bize taş ve şişe atıyorlar. Hakaret ve küfür sıradanlaşmış, diyalog
söz konusu bile değil.”
Hapishanelerdeki doluluk oranlarının ulaştığı boyutlar ise Tekirdağ 2
No’lu F Tipi’nde hükümlü olan Zeki Bayhan’ın anlattıklarıyla açıklığa
kavuşuyor. Bayhan, 3 kişilik odada 6 kişi kaldıklarını, 3 kişinin yerde
yattığını aktarıyor. Bayhan, yine 3 kişilik kapta 6 kişi için yemek verildiğini
söylüyor.
HAK
İHLALLERİ ‘GİZLİ GENELGE’YE DAYANDIRILIYOR
Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde hükümlü olan
Ali Gül Alkan, yapılan tüm işlemlerin ‘Gizli genelge’ye dayandırıldığını
söylüyor. 3 kişilik yerde 7 kişi kalırken, 4 kişi de yerde yatıyor. Mahpuslara
battaniye, kışlık kıyafetler verilmiyor. Çarşaflar değiştirilmiyor. Kantin
alışverişleri de geç teslim ediliyor.
Hücrede kalan 7 kişiden 3’ü tutuklu. Tutuklular ve hükümlüler aynı
yerde aynı koşulda kalıyor. Tutuklular da aynı uygulamalara maruz kalıyor. Tüm
bu uygulamalar ‘Gizli Genelge’ye dayandırılıyor. Cezasının bitimine 3 ay
kalmış mahpuslar tahliye edilmiyor. Disiplin cezası nedeniyle infazı yanıp
tahliye edilmeyenler var. Gardiyanlar tarafından psikolojik şiddet uygulanıyor.
Mahpusların söylediğine göre gardiyanlar “Sizi idam edecekler. Biz Erdoğan’ın
adamıyız” ifadeleri kullanıyor.
Sayımlarda, telefon görüşmelerinde
tekmil dayatması uygulanıyor. Telefon görüşmesinde de telefonu kesiyorlar.