ANZ, Westpac, Qantas Toyota, Pacific Brands, BHP Billition gibiAvustralya’nın tanınmış markaları işçi çıkaracaklarını duyurdular.Özellikle beyaz yakalılar diye tabir edilen bankacılık, sigortave kredi kurumlarında çalışanları zor günler bekliyor. Sektördeadeta yaprak dökümü yaşanıyor.Finans Sektörü Sendikası, geçenyıl bu sektörde 3300 çalışanın işinikaybettiğini ve bu yıl da 2000 çalışanınşimdiden işlerine son verileceğininduyurulduğunu açıkladı
ABD ekonomisi, Ocak ayında 250 bin işsizin, iş bulmasıyla güçlendi. Yeni açıklanan rakamlara göre ABD’deki işsizlik oranı, ülke genelinde %8.5’den, %8.3’e geriledi. Üç yüz milyonu aşan nüfusuyla Amerika’daki işsizliğin yüzde 2 oranında düşüşü, bütün dünyada olumlu yankı buldu. Bu veriler, ülkede yavaş yavaş hissedilen ekonomik büyümenin iş gücü piyasasına olumlu yansıması olarak değerlendirildi. Basın tarafından sürpriz bir gelişme olarak duyurulan, Amerika’daki ekonomik iyileşmenin göstergesi sevindirirken, maalesef Avrupa’da durum o kadar da iç açıcı değil. Euro bölgesinde ekonomik kriz, ciddi endişe verici boyutta… Üye ülkenin bir çoğunda işsizlik trendi giderek yükseliyor. İşsizlikde İspanya ve Yunanistan başı çekerken, Fransa ve İngiltere’de ise son 15-20 yılın en yüksek seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Avrupa Birliği İstatistik Bürosu verilerine göre para birimi Euro, olan 17 ülkenin toplamında hesaplanan işsizlik seviyesi, %10,4’e kadar çıkmış durumda…Bu rakamlara göre Euro bölgesinde 16,5 milyon insan işsiz. Uluslararası Çalışma Örgütü, yüksek işsizliğin ekonomileri tehdit eden en önemli risk olduğu uyarısını yaptı… Dünya genelinde işsizlik oranı yüzde altı civarında seyrederken 200 milyona yakın kayıtlı işsiz bulunuyor. Örgüt tarafından açıklanan verilere göre gelişmiş ülkelerin ekonomileri, 2012’nin ilk yarısında tekrar durgunluğa girebilir ve işsizlik oranlarındaki azalmanın da 2016’ya kadar zor göründüğü yönünde. Güçlü ekonomisi ile dikkatleri üzerine çeken Avustralya’da ise, işsizlik rakamları geçen hafta açıklandı. Federal İstatistik Bürosu’nun yayınladığı raporlara göre işsizlik rakamları Ocak ayında %5,1’e düştü. Açıklanan veriler ekonomi uzmanlarını bile şaşırtarak, adeta tahminlerini alt üst etti. Ekonomistler, bu yılın ilk ayında istihdam indeksine 10 bin yeni iş (imkanının) ekleneceğini beklerken, part-time ve full time yeni iş bulanların sayısı 46.300 oldu. Başbakan Julia Gillard, bu gelişmenin çok sevindirici olduğunu ve uyguladıkları politikaların doğruluğunu gösteriyor dese de, geçen hafta içerisinde büyük şirketler tarafından açıklanan işten çıkarma furyası adeta bu sevinci gölgede bıraktı. IMF Avustralya ekonomisi ile ilgili de endişelerini açıkladı. İşsizliğin azalması ve ekonomik durgunluğa girmemesi için Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi gerektiği uyarısını yapa Uluslararası Para Fonu, hükümetin bu konuda acil tedbir almasını tavsiye etti. Ancak Merkez Bankası, bu uyarıları görmezlikten gelerek faiz oranlarını değiştirmeyip aynı oranda bıraktı. Merkez Bankası’nın oranlarına bağlı kalmayarak, faizleri yükselteceklerinin sinyalini geçen yıldan veren ANZ Bankası ise, hemen harkete geçti. ANZ ev kredisi faiz oranını yüzde 0.06 yükseltirken, hemen ardından Westpac’de %0,1 oranında yükselttiğini açıkladı. Tabii olan yine mortgage borcu yükünün altında ezilen vatandaşa oldu. Yeni değişen oranların uygulanmaya başlamasını takiben banka mudileri 16 ile 13 dolar arasında değişen ekstra ödeme ile karşı karşıya kalmış olacaklar. Daha kötüsü de ANZ bundan sonra da artışların devam edeceği şeklindeki açıklamalarını sürdürerek, müşterilerine ileriki dönemlerde hiç de hoşlanmayacakları bir haber vermiş oldu.
Ekonomi uzmanları, Avrupa’daki global belirsizliğin, Avustralya dolarının yükselişinde önemli bir rol oynadığını belirtiyorlar. Uzun süreden beri yüksek seyreden Avustralya doları, özellikle sanayi endüstrisi ve araba sektörünü olumsuz etkiledi. Alüminyum üreticileri bu sektörlerin başında geliyor. Bu sektörlerde büyük iş kayıpları olacağı öngörülüyor. Dünyanın sayılı alüminyum üreticilerinden biri olan Alcoa Australia, Victoria’da Geelong yakınlarında bulunan fabrikadan 600 işçinin çıkarılacağını duyurdu. Şirket yetkilileri, yıllardan beri sürekli yükselen elektrik maliyetlerinin, rekabet etme gücünü zorlaştırdığını, ayrıca bunun üzerine bir de Karbon Vergisi’nin eklenmesiyle kârlı bir sektör olmaktan çıkacağı endişesi taşıyorlar. Avustralya dolarının ABD kurundan yüksek oluşu sadece imalat sektörünü vurmadı. Son iki hafta içerisinde işçi çıkaracaklarını duyurduklarından bir çok büyük kuruluşun etkilendiği gözlemlenebiliyor. Geçtiğimiz iki hafta içerisinde ANZ, Westpac, Qantas Toyota, Pacific Brands, BHP Billition gibi Avustralya’nın tanınmış markaları işçi çıkaracaklarını duyurdular. Özellikle beyaz yakalılar diye tabir edilen bankacılık, sigorta ve kredi kurumlarında çalışanları zor günler bekliyor. Sektörde adeta yaprak dökümü yaşanıyor. Finans Sektörü Sendikası, geçen yıl bu sektörde 3300 çalışanın işini kaybettiğini ve bu yıl da 2000 çalışanın şimdiden işlerine son verileceğinin duyurulduğunu açıkladı. Uzmanlar bu işçi kıyımının, Avustralya’nın finans sektöründe yüzde 42’sini istihdam eden Sydney’in, bu itibarına zarar vereceği kanaatinde. Avustralya dolarının, ABD doları karşısındaki kıymetinin, olumsuz yönde etkisinin yanında, ülke turizmine yaptığı olumlu katkıyı da bahsetmeden geçemeyiz. Geçen yıl 7.8 milyon Avustralyalı kısa süreli yurtdışı seyahatleri yapmış. 2001 yılında 1 Avustralya doları 0.52 sent iken 3.4 milyon kişi kısa süreli seyahat yapabilmiş. Aradan geçen 10 yıllık süre içerisinde, Avustralya doları nerdeyse yüzde yüz değerlenerek, insanların yurtdışı seyahatlerine çıkmasını adeta, teşvik etmiş. Başbakan Julia Gillard 2011 yılı başlarında kendi kaleme aldığı makalesinde en önemli işlerinin ekonomiyi güçlü tutmak olduğunu ve iktidara geldikleri günden beri yarım milyondan fazla yeni iş imkanı sağladıklarını yazmıştı. Başbakan, İşçi Partisi olarak bununla gurur duyuyoruz demişti. Ancak, Gillard Hükümeti aradan geçen bir yıl süre içerisinde işsizliği sadece belli bir seviyede tutabildi. Global ekonomik krizin etkilerinin Avustralya’ya yansımlarının hissedilmeye başlandığı 2012 yılında, işsizlik rakamlarının nasıl bir trend izleyeceğini tahmin etmek çok zor gözüküyor.