23 Eylül 2016’dan bu yana tutuklu bulunan
yazar Ahmet Altan, “İktidarın korku projesi toplum için değil, kendileri için
büyük bir korkuya, hatta kabusa dönüştü. Mağdurun kim olduğuna ve ‘hukuksuzluğu yapanın’
nerede durduğuna bakılmaksızın mücadele edilmeli” dedi.
CHP’li vekiller Veli Ağbaba ve Şenal Sarıhan, Silivri Cezaevi’nde tutuklu
bulunan gazeteci ve yazarları ziyaret etti. Ziyarette Ahmet Altan ile konuşan
vekiller Altan’dan gelen mesajları paylaştı. İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada
Altan hakkında, ‘silahlı
terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıldan 22.5 yıla kadar
hapis cezası talep ediliyor. 23 Eylül 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Altan’ın
10’u firari 17 sanıkla beraber yargılandığı davanın bir sonraki duruşması, 13
Kasım’da görülecek.
ALTAN:
İKTİDARIN KORKU YARATMA PROJESİ KENDİSİ İÇİN KABUSA DÖNÜŞTÜ
Ahmet Altan, gazetecilik faaliyetlerinin 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası
ile yargılanmasının hukuki herhangi bir dayanağının olmadığını ifade ederek “
TCK 309. -310- 311’nci maddelerde yer alan suçlar ancak cebir ve şiddet
kullanarak işlenebilirken bir gazetecinin gazetecilik faaliyeti ile bu suçları
nasıl işlemiş olacağının cevabı yok. Altan kardeşlerin tutuklanması ile bir
korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Ancak bugün gelinen noktada iktidarın korku
projesi toplum için değil, kendileri yani iktidar için büyük bir korkuya hatta
kabusa dönüştü. İç basın bizi pek gündemleştirmese de dış basın yaşadığımız tüm
hukuksuzları yakından takip ediyor. Yaşadıklarımız bütün dünyaca biliniyor.
Savunmalarımız bütün dillerde yayınlandı” dedi.
Yaşanan hukuksuzlukta fail ya da kurbanın kimliğine göre pozisyon almanın
haksızlığı büyüteceğinin altını çizen Altan “ Hukuksuzluk karşısında yapılaması
gereken ilkeler üzerinden hareket etmektir. Mağdurun kim olduğuna, bu
hukuksuzluğu yapanın nerede durduğuna bakılmaksızın mücadele edilmelidir” dedi.
Kardeşi Mehmet Altan ile aralarında sadece bir koridor mesafesinin bulunduğunu
ancak cezaevi süreci boyunca tek bir kez bile yan yana gelmelerinin
sağlanmadığını söyleyen Altan, mektup, haberleşme ve tüm mahkumlar için
kullanılan etkinlik yasağının kendileri için sürdüğünü belirtti.
SABUNCU:
DOSYADA OLAN TEK ŞEY GAZETECİLİK
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu gazetecilik ve ifade
özgürlüğü için dik durmaya ve özgürlük talep etmeye devam edeceklerini
belirterek “ Dava dosyasında olan tek şey gazeteciliktir” dedi. Cumhuriyet
davası ile gazeteciliğe gözdağı verilmeye çalışıldığını ifade eden Sabuncu, “13
aydır ben ve arkadaşlarım neden tutuklu? 13 aydır bulunamayan delil ne? Bu
soruların cevabı sadece gazeteciliktir” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Bizim davamızın
olağandışılığını özgürlüğü savunan herkes gibi mahkeme başkanı bile görüyor”
ifadelerini kullanırken gazeteci Ahmet Şık da yaşanılanın muhalifleri
susturmaya yönelik olduğunu vurguladı.