LEVENT KENEZ-TR724.COM
Şahin Alpay 74 yaşında, 500 günden fazla tutuklu, bir sonraki duruşması Nisan ayında. Mahkeme cezaevinde kalıp kalamayacağı ile ilgili Adli Tıp raporu hazırlanmasına karar verdi, ancak rapor hazırlanmıyor. Kronik birçok rahatsızlığı olduğunu yazdığı mektuplardan biliyoruz.
3 kez müebbetle yargılandığı yetmiyor gibi 15 yıl ilave ceza istiyor savcı. Bu kadar ağır ceza istedikleri biri ile ilgili iddianamedeki tek delil yazılarının başlıkları. Yazılarında herhangi bir suç olmadığı için mahkemelerde somut bir savunma yapamıyor, hayatı boyunca darbelere karşı çıktığını, özgürlükleri savunduğunu anlatıyor. 28 Şubat sürecinde dindarların uğradığı baskılara en çok itiraz etmiş kişilerin başında geliyor.
Hiçbir suçu olmadığı, sadece düşüncelerini yazdığı için uğradığı bu haksızlıkla ilgili olarak İslamcıların bırakın en ufak vefa göstermesini AYM kararından sonra serbest kalacağını duyunca öfkeden kudurdular. Kudurmada bayrağı kimseye bırakmayanlar da tahmin edersiniz iktidarın gazetecileri. Ömürleri Erdoğan’ın varlığı kadar olduğu için, Erdoğan’a biat ve itaat ettikleri sürece bir anlamları olduklarını bildikleri için her zaman en azgın kitle bunlar oluyor.
Bu azgın kitlenin arasında da ayrı bir yarış var. Böyle durumlarda en çok dişini gösteren en çok hırlayan gazeteci kim diye herhalde yoklama var. Bu yoklamada özellikle genç başörtülü olanları çirkinleştikçe çirkinleşiyor ve birinciliği kimseye bırakmıyor. Yılların getirdiği mağduriyet bir makuliyete dönüşmek yerine yılların getirdiği eziklik eski efendisine benzeme ile sonuçlanmış. Aslında hepsi yıllarca eleştirdikleri ‘Çağdaş Yaşam’ tiplemesinin bir benzeri olmuş. Bir de bunların vicdan, edebiyat, şiir kasan ağır ablaları var. Bunlar da imtihandan geçemedi. Zavallı korkaklıkları ve kalıbının insanı olamamalarının acısını Gazze, Filistin, Kudüs güzellemeleri ile kapatamayacaklar.
Ne istiyorsunuz? Yazılarının içeriğinin bile iddianameye konmadığı 74 yaşında ve çok fazla ömrü kalmadığına inanan ve bir daha mahkemeye çıktığında neredeyse iki yıla yakın hapiste olacak bir insanın orada ölmesini mi istiyorsunuz? Allah korusun bu gerçekleşse, ne geçecek elinize? Neyi başarmış olacaksınız?
İnsanın nefretinin bile bir anlamı olur ya. Bir değeri olur. Darbe ile uzaktan yakından bir ilgisi olmayan, yaşlı, en zor günlerinizde en büyük riskler alarak sizi savunmuş bir insanın serbest kalmasına üzüldüysen bile -ki bu bile insan olmadığınızı gösterir- aman sakın salmayın diye böğürmezsin ya! Eline telefonu alıp bir şey yazmaktan imtina edersin. ‘Aman ya hadi neyse 500 gündür içerdeymiş zaten’ der geçersin.
MERHAMET EDİLESİNİZ DİYE…
Geçen gün görmüşsünüzdür hayatını kaybeden zavallı Berk Görmez’in babasının mezarlıkta bile kelepçesini çıkarmadılar. Yahu adamın dünyası başına yıkılmış bırak son kez evladı ile vedalaşsın. Ellerinde kelepçe, başında da 3-4 jandarma. O acılı babanın dünya umurunda mı o an?
Twitter’da ve Facebook’ta gündem olan bu zulümleri herkes görmüyor olabilir ama bu diktatörün katipleri çok iyi biliyor. Ne kadar yakından takip ettiklerini zaten söylüyorlar.
Bu kadar kötülük, bu kadar insanlıktan uzak şeyler bir hak davanın bir parçası olabilir mi? Bu zulmün yapılmasına sebep olanların ülkeye herhangi bir huzur getirmesi mümkün mü? Bunların dini bir buyruğu yerine getirdiğini düşünmek mümkün mü? Bunları bir anlamı olduğu için yazmıyorum. Yarın öbür gün bu kadar zulmü görmüş olmalarına rağmen bir milim tavırlarını değiştirmemiş oldukları için her türlü hakareti ve ayıplanmayı hakkedeceklerini kayda geçirmek için anlatıyorum. İçlerinde bir sürü tanıdığım var. Hallerine üzülüyorum.
Cemaat’e nefretiniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Bu satırlar sizden merhamet dilenmek için değil. Bizim sizinle hesabımız Allah’a havale, O’na emanet. Kader nasıl hüküm verecek Allah hepimize ömür versin birlikte görelim. Bunlar sizin için, merhamet edilesiniz diye.
NOT: Başlıktaki cariye, hizmetçi manasında kullanılmıştır. Cariyelerin önemli kısmı hizmetçidir. Tarihi televizyon dizilerinden öğrendikleri için akıllarının başka yere gideceğini bildiğim için not düşüyorum. Bu arada size bir spoiler vereyim. Abdülhamit’i tahttan indiriyorlar sonunda.