Erhan Başyurt-tr724.com
Cumhurbaşkanı’nın hükümete başkanlık edeceği, başbakanın olmayacağı ve Meclis’in zayıf, yargının bağımlı olacağı yeni dönem başladı.
Aslında resmi olarak ‘tek adam hükümeti’ haftaya kurulacak, henüz başbakan görev yapıyor ama rejim değişimi kendisini her alanda hissettiriyor.Belki de muhalefetin sesini yükseltememesi, seçimlere dair itirazları bir yana bırakıp kendi derdine düşmesi için bu kadar toz duman…
***
İktidar yeni dönemde hedef tahtasına HDP’den sonra CHP’yi de koyacak gibi.
Şimdilik ‘rüzgar ekme’ görevi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verilmiş.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ağrı Doğubeyazıt’ta ‘’PKK’nın bir köy bakkalını infaz ettiği’’ iddiasına ilişkin Soylu’nun’ı kendisini telefonla arayıp tehdit ettiğini iddia etti:
‘’O köyde taş taş üstünde bırakmayacağım. O teröristleri yakalayacağım. Sizi CHP bile kurtaramayacak…SİZE ARTIK YAŞAMA HAKKI YOK!’’
Soylu bu sözleri doğruladı. Söylediklerinin Buldan’ın açıkladıklarından daha fazla olduğunu dile getirdi. Sonra da yeni bir iddia da bulundu:
‘’PKK, HDP’nin oy kaybettiği yerlerden intikam alıyor’’.
Hepsi bu da değil, Soylu çıtayı daha da yukarı çekip yeni bir ifşaatta daha bulundu:
‘’Valilere talimat verdim. Şehit cenazelerinde protokolde CHP İl Başkanları’na yer vermeyin…’’
Talimat ilk olarak Bursa’da şehit cenazesinde hayata geçirildi. CHP’li Başkan protokole alınmadı ve CHP’nin çelengi bir grup tarafından cami avlusundan dışarı atıldı…
Soylu’ya göre, HDP’ye barajı CHP aşırttı. Bu nedenle de; ‘’Sandıkta beraberlerse cenazede de beraber olsunlar, CHP şehit cenazelerinde değil gidip PKK’lı leşlerin cenazelerinde HDP ile saf tutsun…’’
Bilmem sizlerin de tüyleri diken diken oldu mu?
Kendinizi bir distopya ülkesinde gibi hissediyor musunuz?
Halkın can güvenliğini korumakla mükellef İçişleri Bakanı, ana muhalefet ve ondan sonra Meclis’te en fazla temsile sahip üçüncü partiyi tehdit ediyor.
Seçim sonuçlarından hareketle, yargısız infaz yapıyor.
Soylu, Meclis’in üçte birinden fazlasını PKK terör örgütünün destekçisi ilan ediyor.
Halkı galeyana getiriyor. Halen görevinin başında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da tek satır kınama henüz olmadı…
1990’lara döndük anlayacağınız.
***
CHP ile ilgili dün tahmin edilen ama olmaması beklenen bir şey daha gerçekleşti yeni dönemin ilk haftasında…
CHP’den yeniden milletvekili adayı gösterilmeyen hakkında çok sayıda fezleke bulunan Eren Erdem, dört yıl önceki bir köşe yazısı gerekçe gösterilerek evinin önünde sabah saatlerinde gözaltına alındı ve ardından aynı gün tutuklandı.
Erdem hakkında zaten yurtdışına çıkış yasağı bulunuyordu.
Erdem gibi CHP’den vekil gösterilmeyen gazeteci kökenli bir iki isme daha operasyon yapılacağına dair kaygılar var.
CHP’de aktif görev yapan Erdem ve diğer isimler, gayretleri ve yaptıkları açıklamalarla iktidarın şimşeklerini üzerlerine çekmiş ve hedef olmuşlardı.
Erdem, mevcut olmayan bir terör örgütü ‘FETÖ’ gerekçesi ile tutuklandı.
Böyle bir silahlı terör örgütü mevut olmadığı halde CHP de dahil tüm siyasiler iktidarın söylemlerini sakız edip ağızlarında çiğnedikleri için, iktidar rahatlıkla tüm muhaliflerini aynı yalanla yaftalayabiliyor.
Şayet olmayan bir ‘silahlı terör örgütünü’ var kabul ediyorsanız, bağlantınızın var olmadığını nasıl ispat edebilirsiniz?
İktidar, alıcısı olduğu sürece bu hayali terör torbasına daha çok muhalif doldurur…
***
Dedik ya, ‘Tek Adam’ dönemi hızlı başladı. Soylu bu yarışta tek de değil…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim zaferinin ardından bir teşekkür ilanı verdi.
İlanda dikkat çeken husus, Cumhuriyet, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, Sözcü, Aydınlık, Türkiye’de Yeniçağ, Yeni Şafak, FOX TV, Karar gibi bir çok medya kurumundan gazetecilerin isimlerine liste halinde açıktan yer verildi. Yayınları ve yazdıklarıyla MHP’yi durdurmayacakları dile getirildi.
Ulusal ve uluslararası gazeteci kuruluşları, ilana gazetecileri hedef gösterdikleri ve örtülü tehdit olduğu gerekçesiyle tepki gösterdi.
Haksız da sayılmazlar…
***
Gazetecilere yönelik bir liste de cezaevindeki Alaattin Çakıcı’dan geldi.
Karar gazetesi yazarlarını, AK Parti ve MHP ittifakına zarar verecek yayınlar yaptıkları gerekçesiyle isim isim tehdit eden bir mektup gönderdi.
Çakıcı’nın ‘’içeriden infaz emri verdiği’’ de iddia edildi.
Nitekim polis, Karar gazetesi önünde güvenlik tedbirleri almak zorunda kaldı.
Çakıcı, son dönemde siyasi arenada bayrak gösteren bir isim.
MHP lideri Devlet Bahçeli kendisini seçim arefesinde cezaevinde ziyaret etti, Çakıcı’yı da kapsayacak şekilde bir kapsamlı af çıkarılması çağrısında bulundu.
Bahçeli’ye göre, eşini öldürtmeye azmetmekten hapis yatan Çakıcı, devletine hizmet etmiş bir ülkücü…
***
Eskilerin deyimi ile ‘‘Gün be gün yevmü’l beter…’’ yani ‘’her gün bir öncekinden kötü…’’ bir dönem yaşamaya devam ediyoruz.
Bir ileri iki adım geri gidiyor ülke…
Mehmet Altan ve Celalettin Can’ın tahliyesine seviniyor, umutlanıyorsunuz, ardından yeni gazeteci tutuklamaları ile sarsılıyorsunuz.
Meclis’te çok partili yapı, siyasi uzlaşmayı artırır diye umuda kapılıyorsunuz, ama tam zıt yönde nefret tohumlarının saçıldığına, kutuplaşmanın körüklendiğine şahit oluyorsunuz.
Masum kadın ve bebelerin ‘silahlı terör örgütü’ iddiasıyla hapse doldurulduğu, öğretmenlerin, akademisyenlerin, hakim ve savcıların kamudan keyfi ihraç edildiği, mafya babaları ve tetikçilere af dilenen ve hırsızların salıverildiği bir dönem yaşıyoruz.
Muhalefetin seçim kaybetmeyi zafer sandığı, meydanlara hakim olup sandığa sahip çıkamadığı, partilerin bölünerek büyüdüğünü iddia ettiği garip bir dönem!!!
Birileri lunaparkta kamikazeye binmiş gibi heyecanlı çığlıklar atıyor ama bu bir eğlence değil.
Alt üst olan bindiğiniz kamikaze değil, devlet ve kurumları. Ülkeye yazık oluyor…