SEMİH ARDIÇ-TR724.COM
Her gün yeni bir kuşatmaya ve devlet mekanizmasını doğrudan Saray’a bağlama teşebbüsüne şahit oluyoruz. İhtiraslarına kilitlenmiş iktidar sahiplerinin gözleri kör, kulakları sağır.
Daha Varlık Fonu’nda bütün imtiyazın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’a devredilmesini hazmetmeye fırsat bile kalmadı.
GÖZ YAŞARTICI SOĞAN BASKINLARI
Hazine’nin akabinde Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) anahtarları da damat Berat’a altın tepside takdim edildi. Vahim karar, zabıtaların “göz yaşartıcı soğan baskınları” kadar haber olamadı.Erdoğan ailesinin memlekete yeni sürprizi torba kanun teklifinin içinden çıktı. Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi (FİKKO) namıyla yeni bir komite ihdas edilecek.Komitenin “kriz var” tespiti ile Reis-i Cumhur’a iktisadî olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek.
MUĞLAK MADDE İLE SINIRSIZ YETKİ
Torba kanun teklifinin 22’inci maddesinde böyle bir yetkinin nasıl kullanılacağına dair çerçeve de çizilmemiş.Reis-i cumhur ekonomik OHAL ilan ettiğini belirterek Merkez Bankası’nı kendisine bağladığını da söyleyebilir. Faizleri indirebilir de yükseltebilir de…
Kamu bankalarına kredi talimatı da verebilir. Hazine üzerinde dilediği tasarrufta bulunabilir.Üstelik verilecek yetkiye dair başlangıç ve bitiş tarihinden bahsedilmiyor. Reis-i Cumhur, padişahta bile olmayan imtiyazı dilediği gibi kullanabilecek.
AKP KOLAYINI BULDU: AT TORBAYA GİTSİN!
38 kanun ve 3 Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) değişiklik teklifi bir torbaya sığdırılınca kanun hazırlama usûlüne ve şeffaflığa riayet edilmesi beklenebilir mi?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) “noter” gibi kullanmaya alıştı nasıl olsa!
Onlarca kanunda, yüzlerce maddede değişiklik bozuk bir Türkçe ile “torba” kanun teklifine dercediliyor. Vatandaş anlayana kadar kanun yürürlüğe giriyor.
KÜÇÜK MÜTTEFİK MHP BİLE TEDİRGİN OLDU
Son torbada geçen “ekonomik OHAL yetkisi” Erdoğan’ın küçük müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) bile tedirgin etti. MHP böylesine geniş yetkilerden endişe duyduğunu saklayamadı.
Teklifin müzakere edildiği TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, “tartışma konusu olan maddenin son fıkrasındaki ifade farklı anlama gelebilir. Bunun düzeltilmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
CHP: KENDİSİ İLAN EDECEK, KENDİSİ YÖNETECEK
MHP’nin müttefiklikten mütevellit nezaketine mukabil ana muhalefet partisinin itirazı daha keskin.Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu sözü eğip bükmedi ve şunları dile getirdi: “Asla olmaması gereken madde. Bu 22’nci madde ile cumhurbaşkanına bir finansal OHAL yetkisi veriliyor. Kendisi ilan edecek ve kendisi yönetecek.”
Bütün yetkileri elinde bulunduran Erdoğan böyle bir fermana niye ihtiyaç duydu? Bu suâlin cevabı biraz da “tek adam” rejiminin inşâ safhasının henüz tamamlanması ile alakalı.
GEZİ BAHANESİYLE YARIM KALAN HESABI GÖRECEK
Erdoğan ayak bağı diye telakki ettiği “kuvvetler ayrılığı” devrinden kalan bakiyeleri temizlemeye devam ediyor. Kanunlara rağmen iş yaptırmakta bazı manilerle karşılaşıyor.
Hâlâ Merkez Bankası’na müdahale edemiyor. İş Bankası’nda öteden beri gözüne kestirdiği yüzde 28 CHP hissesine el koyamıyor.2013 senesi mayıs ve haziran aylarında İstanbul Taksim’i kendisine dar eden Gezicileri himaye eden Koç, Sabancı, Boyner, Eczacıbaşı, Özyeğin ve Doğuş gibi holdinglerin patronlarının malına mülküne kayyım tayin edemiyor.
Karşısına mülkiyet hakkı, ticaret hukuku çıkıyor. Bu çemberi kırmak için bu sefer Gezi’yi manivela olarak kullanacak. Böylece yarım kalan hesabı görecek.Osman Kavala, Sırrı Süreyya Önder, Mehmet Ali Alabora, Can Dündar, Anadolu Kültür Vakfı, Açık Toplum Vakfı… Bütün bu şahıs ve kuruluşlar peşinen suçlu ilan edildi. Hepsi Gezi torbasına “düşman” diye atılıyor. Saray’ın listesinde işadamları, gazeteciler, sanatçılar ve müzisyenler de var…
15 TEMMUZ’U HİZMET HAREKETİ’NE KARŞI KULLANDI
15 Temmuz 2017 darbe teşebbüsü ile Erdoğan, Hizmet Hareketi’ne ait okul, dersane, yurt, üniversite, gazete, televizyon, şirket ve dernek-vakıf namına ne varsa gasp etme fırsatı yakalamıştı. O lütfu birkaç defa itiraf da etti ve, “Bunları 15 Temmuz olmasa yapamazdık.” dedi.
Sırada kim mi var? Hizmet Hareketi haricinde kalan ve ekseriyeti “beyaz Türkler” diye nitelenen büyük holding patronlarına sıra geldi.Son iki-üç senedir “terör, darbe ve vatan hainliği” gibi her darda kaldığında Aspirin gibi kullanabildiği bahanelerin yanına şimdi “ekonomik/iktisadî kriz” kavramlarını ilave edecek.Üstelik krizin müsebbibi olarak bu sefer Gezi Hâdiseleri’ni tertip ve teşvik eden TÜSİAD sermayesi gösterilecek.
MAVİ KLASÖRLERDEKİ PLANLAR
Torba kanunun Meclis safahatı birkaç haftaya ikmal olunur. Akabinde banka hesaplarına, döviz mevduatına, şirket hisselerine el koymak için hazırladıkları planları mavi klasörlerden çıkarırlar.
Muhalifleri hâlâ şu acı hakikati idrak edemedi: Erdoğan planlarını tatbik ederken onlar armudun sapı üzümün çöpü meselelerle oyalanıyor. Muarızlarını gafil avlıyor. Her seferinde atı alıp Üsküdar’ı geçiyor.
FİKKO’nun tesisi ve Erdoğan’a verilen sınırsız imtiyaz gösteriyor ki Türkiye’de muhtemel iktisadî krizler de tek adam rejiminin menfaatine olacak.Krizin fâili olarak hep Erdoğan’ın icat ettiği düşmanlar bilinecek. Halk onları taşlarken Erdoğan ve sülalesi başka bir kalenin kapılarına dayanacak.
SENİN ANLAYACAĞIN PATRON!
Türkiye’de sermayeyi karanlık günler bekliyor. Erdoğan imparatorluğunun hudutlarını genişletiyor.Makalelerini muhakkak okuduğum Naci Karadağ sermayenin zavallılığını dün gayet sarih şekilde ifade etmişti.
Müessif bahsi ondan bir cümle ile noktalayayım: “Senin anlayacağın patron, galiba artık ne yaparsan yap seni bekleyen akıbetten çok fazla kurtulma şansın yok. Bu saatten sonra demokrasi, hukuk, yatırım özgürlüğü vs. gibi kavramların sadece aşağılama, küfür ve alayla karşılık bulacak.”
İŞTE TARTIŞILAN 22’NCİ MADDE: “Finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz bir gelişmenin Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi tarafından tespiti halinde, üye kurum ve kuruluşların yetkileri dışında alınması gereken tedbirleri belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkili olup ilgili bütün kurum ve kuruluşlar belirlenen ve tedbirleri derhal uygulamakla yetkili ve sorumludur.”