Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur talebelerine o günkü zalimler
tarafından zulüm yapılınca ülkede kıtlıklara sebep olduğunu defalarca yazmıştı.
Fakat kör gözler görmemiş, sağır kulaklar işitmemişti. Cumhuriyetin nerede ise
50 yılı Risale-i Nurlarla ve nur telebeleri ile mücadele ile geçirilmişti.
Ekonomi tarihi, Üstadı haklı çıkarıyor. Türkiye 1980 yılına girdiğinde ülkenin
yüzde sekseninde elektrik yoktu. Güneydoğu için söylüyorum. Köylü şehire gitmek
için giyecek elbise olmadığı için zenginlerden ödünç alır giyer ve şehre
ihtiyaçları için giderdi. Özal geldi Risale-i Nurlar serbest, Nur talebelerine
de yapılan zulüm büyük ölçüde ortadan kalktı. 8-9 yıl zarfında ekonomi üçe
katlandı. Elektriğin gitmediği köy kalmadı.
28 ŞUBAT ÖZAL’IN ÖLÜMÜYLE BAŞLADI
28 Şubat fiilen Özal’ın vefatından sonra başladı. Tekrar yasak ve baskılar.
Türkiye 9 yılda iki defa ekonomik kriz atlattı. Çok ilginçtir hali hazırdakiler
2002’den, 2008’e kadar zulüm etmediler. Ekonomi tekrar üçe katlandı. Kişi
başına gayri milli hasıla üç katına çıktı. Dolar Türk Lirası’na göre nerede ise
4-5 yıl hemen hemen hiç artmadı veya çok az arttı. Türkiye, Dünya Bankası’na
olan borcunu bitirmekle kalmayıp hatta 4-5 milyar dolar borç verdi. Ne zaman
ki, gizli zulüm başladı, hızlı büyüyen ekonomi yerinde saymaya başladı. Ne
zaman ki, zulüm açıktan başladı. Ekonomide çöküş başladı. Şimde tefecilerden
yüksek faizle para alarak, ekonomiyi komada tutmaya çalışıyorlar.
HZ. OSMAN VE KÖLE ARASINDAKİ DİYALOG
Hz. Osman (ra) bir gün kölesine “Şu on dinarı al, ağaç altında uzanan şu
kişiye ver. Kabul ederse sen hürsün” der. Köle ağacın gölgesindeki Abuzer
Gifari’ye (ra) gidip parayı vermek istedi. Abuzer Gifari hazretleri kabul
etmedi. Köle ona “Bu parayı kabul edersen ben hür olacağım” deyice, o, “sen hür
olacaksın ama ben bu parayı gönderene köle olacağım” dedi. Evet parayı alan
zamanla buyruk alır.Evet ekonomik çöküşten bahsediyorlar. Dolar habire yükseliyor. Ekonomist
değilim. Tahminlerim doğru olmayabilir. Türkiye’yi idare edenler tefecilerden
yüksek faizle borç alıp ekonominin çökmesine engel olmaya çalışıyorlar.
Öyle ise, üç ihtimal var.
Ya ekonomi çökecek.
Ya istifa edip gidecekler ki, bunu asla yapmazlar.
Üçüncü bir ihtimal ise; tefeciden yüksek faizle borç almaya devam edip
ekonomiyi komada tutmaya devam edecekler. Böylece koltuklarını biraz daha
koruyacaklar. Fakat tefecilerin her dediğini yaparak onlara esir olacaklar.
AFRİKALI KÖLELER PARANGALI AMA
BEYİNLERİ HÜRDÜ
Afrika’dan, Amerika’ya zorla getirilip satılan köleler hakkındaki “The
Servant Allah” kitabının yazarı New York Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Syliviane Diouf “Afrika’lı müslüman zenci kölelerin ayakları prangalı, fakat
beyinleri hürdü” diye yazar. Onlar onbinlerce eğitim gönüllüsünü alıp
zindanlara attılar. Zindanlardakilerin ayakları prangalı fakat beyinleri hür.
Fakat ehli haset rüesası, ayakları prangalı değil saraylardalar ama ruhları,
beyinleri tefecilere esir.
Kimin yaptığı belli olan ihtilalden önce Hizmet babayiğitleri Avustralya’da
hemen hemen sadece Türklerle hizmet götürürlerdi. Şimdi ise tabiri caizse
yetmiş iki millete hizmet götürüyorlar. Bir kaç gündür, tatil nedeniyle
okulların yapmış olduğu değişik programlara katıldım. Programa katılan
öğrenciler, tam bir dünya harmonisi. Türk, Arap, Avustralyalı, Afrikalı,
Hintli, Asyalı var. Kendi kendime soruyorum.
BİLAL HABEŞLER VE DAHA NİCELERİ
Neden daha önce yapılmadı? Evet gelecekte Bilal Habeşi’lerin, İmam
Rabbani’lerin, Abdülkadir Geylani’lerin yolunda gidecek farklı ırklardan,
renklerden babayiğitler yetişiyor hem de eskiye nazaran daha iyi. Zulüm tabii
olarak hoşumuza gitmez. Fakat o zulüm altında Cenab-ı Allah ne tohumlar
serpiştittiriyor. Tıpkı bazı Emevi ve Abbasi idarecilerin zulmünden kaçan Ehli
Beyt’in Asya, Afrikaya yayılışı gibi. Onlar gitmek zorunda kalmasaydı belki
bugün Asya ve Güney Asya’da 850 milyon Müslüman olmayacaktı. Çünkü ilk
tohumları zulümden kaçan Ehli Beyt attı.Evet hakiki imanı elde eden için, ha
Çin ha maçin, ha zindan, ha gül bahçesi fark etmez. O her yerde her türlü
şartlarda aynen Sahabi gibi hizmet eder. Tohum atar. Allah o tohumları
yeşertir. Tıpkı bugüne kadar yeşerttiği gibi. Pek çok büyük alim ve Üstad’ın
tabiri ile dine samimi olarak hizmet edenler, manen Ehl Beyt’ten sayılırlar.
Onların da attıkları tohumları Cenab-ı Allah, yeşertecektir inşallah. yucelsalih@yahoo.com