M.NEDİM HAZAR-TR724.COM
Her çocuk için anne önemlidir, hele ki Ramazan geldi mi daha çok. Annesinin dizinin dibinde oturanlar çok fazla kavrayamayabilir ne demek istediğimi. Uzağında olanlar daha çok anlayacaktır eminim. Hele ki, ötelere gitmiş annelerin çocukları…
İş bu nedenle her Ramazan daha çok aklımıza düşer annemiz, daha hüzünleniriz bu sebepten. Bilirim ki, Ramazan ‘hüzün’ demektir bir yönüyle.Kalkılan ilk sahur, oturulan ilk iftar, içilen her yudum, bir düğüm gibi çöker boğazımıza ve biz anneye duyduğumuz özlemi iliklerimize kadar yutkunarak hissederiz her Oruç ayında.
Özledikçe anneyi biz, onun öptüğü yerler sızlar için için. Gözbebeklerimiz sızlar, ellerimiz, yanaklarımız…
Bilir misiniz, en çok yanaklarımız hasret çeker anne avuçlarına! Her secdeye vardığımızda onun dudağının vuslatı vardır seccadeyle. Kim bilir kaç kere almıştır alnımızdaki ateşi dudaklarıyla!
Aç kaldıkça daha çok hatırlarız anneyi. Zira acizliğimizde ilk sığınağımız annedir. Bakın albümdeki resimlere, en çok annelerine sığınan çocuklar göreceksiniz! Anne merhameti bize Rahim-i Mutlak hakkında bir fikir verir ve deriz ki, ‘bu kadar merhametliyse anne, Rabbin merhameti nasıldır kim bilir?’
Anneli oruç hatıraları canlanır birden. İlk oruçlar mesela… Meseleye aşina herkesin de çok iyi bildiği gibi, anne çocuk ile beraber tutar orucunu. Çocuk tutar, anne aç kalır; çocuk ağlar, anne zamanı ileri alır! Saatleri çocuğu için ileri alabilen, akrebe, yelkovana güç yetiren tek canlıdır anne!
Sahur vakti, her şey sessizliğe, ıssızlığa teslim olmuşken, bir anneler, bir de melekler gezinir sofalarda. Annenin yediği bile görünmez doğru dürüst, bu vakitte kurulan sofralarda.
Anne adı katılmayan dua eksiktir bu yüzden, anne duasının katık yapılmadığı yemek ise tatsız. Annesiz iftar sofrası eksiktir be!
‘Daha çok hüzünleniriz’ dedim ya, tabii olarak daha çok ağlarız Ramazan’da yine annelerden gözyaşlarını ödünç alarak. Hasrete gözyaşını bulaştıran annedir çünkü. Hem kavuşurken ağlar anneler, hem ayrılırken ve biz iki gözyaşı arasında kalırız öyle sulu sepken.
Bu sebeple dökülen gözyaşı yabancı değildir bize. Hani yola değil, içimize dökmüştür bir tas suyu ardımızdan! Bir yağmuru bilirim, en az annelerinki kadar kutsal ve ıslak.
Zordur Ramazan aslında, her imtihan gibi. Ve huzur verir, mutluluk veriri, neş’e verir her gufran gibi. Anne kolaylaştırır zorlukları, anne ile dökülür takvim yaprakları. Dün ‘merhaba’ ile hoş gelişler ola yaptığımız bu kutsal sevgiliye bugün ‘elveda’ deriz buruk bir tatla. Annesiz Ramazan daha da zordur. Bu nedenle kıymeti bilinmelidir hem annenin hem oruç ayının. Vakt-i zamanı geldiğinde her ikisi de gidecektir çünkü…
Her veda bir hüzün, her hüzün sesli sessiz bir haykırışı saklıyor içerisinde. Bir gün son köşesini dönecek, son yokuşunu tırmanacak, son virajını alacak bu kutsal ay ve bizler ardından bakarken böyle boynu bükük, mahzun, sanki giden anneymiş gibi acıtacak içimizi.
Bir burukluk, bir hüzün ve ancak annenin anlayabileceği bir sükûnet… Veda vakti yaklaşmakta, gözyaşları selamlamak için bu vedayı hazırlıklarını tamamlamaktadır. Dudaklarımızda ‘Yasin’ler, ‘amin’ler ile özlleriz bu iki kutsal sevgiliyi.
Hani diyor ya şair,
“Beni de yanına al anneciğim…”
Anneler Günü vesilesiyle hasretle…