Davutoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 aya yakın süredir Ankara’da olmamasına da dikkati çekerek, “Türkiye hala darbelerin yapılacağı bir ülke ise, bu darbeler tweet atarak değil, Sayın Erdoğan’ın 45 gündür gitmediği ülkenin başkentine ivedi olarak dönmesiyle engellenebilir” ifadelerini kullandı.
ÜLKEYİ TROL ÜLKESİNE ÇEVİRDİLER
Ahmet Davutoğlu, yaptığı haftalık basın açıklamasında, ‘iktidarın darbe tartışmalarıyla otoriter politikalarını meşrulaştırdığını’ ifade etti. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamalarına karşı iktidar cephesinden yapılan darbe yorumlarıyla ortaya çıkan tartışmaları değerlendiren Davutoğlu, “Türkiye’de seçim dışında bir iktidar değişikliğini aklının ucundan geçirenler demokrasinin düşmanı olduğunu ilan etmiş olur. Türkiye’de seçim dışında iktidar değişimini talep edenlerin sonu hep hüsranla bitmiştir. Çok geriye gitmeye gerek yok: İstanbul seçimlerine yapılan hukuksuz müdahalenin sonunda seçim dışında bir şekilde kazanmaya çalışanların nasıl kaybettiklerini, milletin nasıl tavır gösterdiği hatırlarımızdadır” dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
“İktidar, AKP ve Sayın Erdoğan son dönemde bu tür gündem değiştirici söylemleri istismar otoriter eğilimlerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Kah beş para etmez, akademik olarak çapsız, gazetecilik açısından yetersiz bir rapordaki yarım yamalak bir cümleden bütün ülkeyi darbe tehdidi ile ayağa kaldırıyorlar kah bir siyasetçinin sorumsuz ifadesinden bütün memleketin darbe tehdidi ile savaşması için kendi kendilerini oyalıyorlar. Ülkemizi bir trol ülkesine, iktidarı bir propaganda şirketine çeviren bu durum gerçekten traji-komik manzaraların oluşmasına yol açıyor.
Türkiye bir darbe tehlikesi ile karşı karşıya ise, birilerinin darbe yapma ihtimali, imkanı ile ilgili ciddi bir bilgi-duyum varsa Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp bunu açıklamalıdır. Türkiye hala darbelerin yapılabileceği bir ülke ise bu darbeler iktidarın twitter kampanyalarıyla, çocuksu mesajlarıyla sanal alemde değil ülkenin başkenti Ankara’da ciddi bir şekilde meselelere eğilerek engellenebilir. Bu vesile ile şunu da vurgulamak isterim ki, Korona gerekçesiyle de olsa Sayın Cumhurbaşkanı’nın 45 gündür ülkenin başkentinden uzakta olması doğru değildir. Devletin kritik meseleleri siber güvenliğinden kimsenin emin olmadığı dijital ortamda yapılan toplantılarda değil, sosyal mesafeye dikkat ederek başkentte yüz yüze yapılan toplantılarda ele alınabilir. Öyle düşünmüyoruz ama Türkiye hala darbelerin yapılabileceği bir ülke ise bu darbeler tweet atarak değil Sayın Cumhurbaşkanının 45 gündür gitmediği ülkenin başkentine ivedi olarak dönmesiyle engellenebilir.Türkiye hala darbe tehdidi altındaysa, bu darbecilerle sosyal medya mesajlarıyla değil hukuk devletinin mekanizmalarını işleterek mücadele edilmelidir. Yok eğer bir gerçek darbe tehdidi yoksa; başta Sayın Erdoğan olmak üzere bütün iktidarın önde gelen isimleri ne yapmayı amaçlamaktadırlar? Bu ülke sosyal medya kampanyalarıyla değil devlet ciddiyetiyle yönetilebilir.Bu ülke reklam ajansı filmleriyle değil insanımızın ve ülkemizin gerçek gündemiyle dertlenilerek yönetilebilir.Şubat sonundan beri ülkemizin başındaki ağır musibetleri asgari düzeyde yönetmeyi beceremeyenler, daha da kötüsü önümüzdeki aylarda ortaya çıkan ağır faturayı ve zararı nasıl kontrol altına alacaklarını bilemeyenler gündemi manipüle etmek için olmadık yollara baş vuruyorlar. Ülkemiz bu kadar ciddiyetsizliği, liyakatsizliği ve sorumsuzluğu kaldıracak durumda değildir.”dedi.