Bazı saçma sapan haberlere rast geldikçe rahmetli Necip Fazıl’ın zamanında binbir güçlükle çıkardığı Büyük Doğu’da yayınladığı bir karikatür geldi aklıma.
Her gün dört bir yandan saldıran muhaliflerine cevap vermek için uğraşırken sahnede rol çalmaya çalışan taşralı bir yerel gazete de bu kervana katılınca “Biz böyle kocaman çomarlarla uğraşırken bu fino da nereden çıktı?” diye yayınlanan o karikatür…
Ülkeye harami gibi çöküp yağmacı Moğollar gibi milletin malını gasp etmek, bu hırsız sürüsünü yeterince kesmemiş olacak ki mundar ellerinin ulaşamadığı iklimlere de en azından mikrop saçmak için havlamaya devam ediyorlar.
Başta tasması saraya bağlı AKİT adlı varakpare olmak üzere, seçim günleri manipülasyonlarıyla meşhur Anadolu Ajansından aldığı haberleri yayınlayan pek çok saray çomarı, ağına taze delikanlı düşürmüş evde kalmış kız kurusu coşkusu içinde “Zaman Avustralya“nın kapısına kilit vurulduğunu, artık gazetenin basılmadığını, Türklerin gazeteye olan desteklerini çektiğini, çocuklarını Türk okullarından aldığını ve gönlünden ne kadar hezeyan geçiyorsa onları da ekleyerek anlatmış.
Bunun üzerine istedikleri zaman havlamaları için Büyükelçilikten beslenen Avustralya’daki finolarından biri de bu haberi alıp zevkten dört köşe halde haber yapmış.
Büyükelçilik de durur mu hemen o da topa girip “Bak, ta Avustralyalarda cemaatle nasıl mücadele ediyoruz, bizi de artık görürsün Reis!” aşk u şevkiyle haberi alıp hemen elçiliğin sitesine yapıştırmış.
Körler sağırlar birbirlerini ağırlar misali, kendi yazdıkları habere bakıp mutlu olan bu saftiriklere kötü bir haberim var. ZAMAN Avustralya hala açık. Hem internetten uluslararası İngilizce ve Türkçe yayın yapıyor hem de baskısını falan durdurmuş değil.
Gerçi doğru, gazetemizi devleti kurtaracak kahvehane bulamadığınız için her gün önünde oturup laklak ettiğiniz, adı uyuşturucu ticaretiyle anılan bazı Türk marketlerinde bulamayabilirsiniz ama yolun tam karşısına geçip Auburn kütüphanesine girerseniz girişte sağda, kapının yanında baskılı halini alıp okuyabilirsiniz.
Tamam kitapla, okumakla falan aranız pek iyi değil biliyoruz, hatta bir nevi “kitapsız” olduğunuz bile söylenebilir ama en azından biraz destekli sallayın be oğlum! Hadi kütüphaneden hazzetmiyorsunuz, bari birkaç market, esnaf falan gezin, o zaman gazeteyi bulup okuyabilirsiniz.
Hiç bulamadınız, polis merkezinin tam karşısındaki “Şer yuvası kapandı.” diye utanmadan yalan haber yaptığınız gazetenin taşınan yeni bürosu hala açık, kapıyı çalıp girin, korkmayın. Enes Bey’in bir çayını için, merak etmeyin kalender adamdır, niye geldiniz diye sorup sorgulamaz.
İşte bu çomarlar ve yancısı lokal minik fino, havlamanın dozunu ayarlayamayınca ne yapacağını şaşırmış. Çıkardığı garip seslere bakılırsa Zaman Avustralya, internetten karalama kampanyalarına devam ediyormuş. (Eee demin kapandı demiştiniz ama… Bilmiyorsanız ben söyleyeyim, gazete 23 yıldan beri kesintisiz yayınına devam ediyor.)
Cami avlusuna bomba attırmaktan bahsedip darbe planları yapan Ergenekoncu “masum” darbecileri de zaten biz haber yapıp suçsuz yere hapse attırmışız. Hem de BYLOCK’tan daha tehlikeli bir sistem kullanıp kırmızı bültenle aranan “terörist gazeteciler“in haberleşme trafiğini de biz sağlıyormuşuz.
En büyük suçumuz da Türkiye’den kaçamayanlara yine sosyal medya üzerinden yol gösterip hangi ülkeye nasıl iltica edilir, yol göstermekmiş.
İşte böyle dostlar, ne yapalım suçumuz büyük… Elbette Büyükelçiliğimizin mümtaz “monşer“leri de bu yaptığımız tehlikeli işlerden dolayı Avustralya hükümetini uyarıp “Bu terörist gazetecilere dikkat edin!” demişler.
Ne yapalım deşifre olup yaptığımız gizli kapaklı işler de bu olağanüstü gazetecilik başarısıyla açığa çıktığına göre itiraf ediyoruz. “Sizinkinin aksine hala gazetecilik yaptığımız için suçluyuz.”
Öncelikle Avustralya’da yaşayan Türklere sonra da dünyanın dört bir yanından bizleri okuyan dostlara şunu söylemek istiyorum:
AkİT ürür kervan yürür, ZAMAN adını hala şerefle taşımaya devam eden bu gazete, siz destek oldukça yaşamaya devam edecek…
@YHepcakar
yilmazhepcakar@yepyeni.zamanaustralia.com