1990-1997 yılları arasında Avustralya’nın NSW eyaletinde ilk Müslüman din
görevlisi olarak hapishanelerde
çalıştım. Pek çok ders aldığım hatıralarım var.
Bir defasında hapishanenin birisinde isyan olunca idare, mahkûmların zaruri
olmayan bütün eşyalarını, çalar saat dahil toplatmıştı.
Suçsuz yatan bir Türk mahkûm de vardı. Kendisi namazında orucunda biriydi
ve hücrede tek başına kalıyordu.
İsyan Ramazan’dan bir kaç gün önce olduğu için onun da çalar saatini
almışlardı. Sahura kalkmadan hele o uzun günlerde oruç tutması mümkün değildi.
Çünkü şeker hastasıydı.
Ramazan’dan sonra ziyaret ettiğimde bana” Hocam çok endişe ettim. Hayatım
boyunca Ramazan da orucumu tutmuştum. Sahur yapmasam şekerim yükselecek belki
ölecektim. Ne olacaksa olsun diyerek oruç tutmaya karar verdim. Otuz gün
boyunca imsaka bir saat kala bir kuş gelir, benim hücremin penceresini
gagasıyla vurur ve ben kalkıp ışığı yaktığımda uçar giderdi. Ramazan bitti ve
bir daha ben o kuşu görmedim.” Evet
sebepler tükenince ve de kişi kulluğunda samimi olunca müsebbibül esbab olan
Cenab-ı Allah inayet eder. Nitekim Rabbim Allah deyip imana ve Kur’an-a hizmet
ettikleri için zindanlardaki inleyenlerin başına Hz. Muhsin inayetini sağınak
sağınak yağdırıyor. Gün gelince bu işin tarihini yazanlar, çok şaşıracak.
Çaresiz Kalan Mahkum
Sydney’de mahkûmun biri de sahura kalkmak istiyor, fakat çalar saat olmayınca
kalkamıyor. O da çare olarak uyumadan
önce çok su içiyor. Böylece gece tabii ihtiyaç için kalkmak zorunda kalınca
sahurunu da yapmış oluyor. Evet insan veya samimi bir mümin çaresiz kalınca,
çaresizlerin çaresi olan Allah, insana bir çare ilham ediyor.
İlk Oruç
Müslüman olan bir Avustralyalı genç ilk defa uzun günlerde oruç tutuyor.
İlk iftarını da Müslüman dostları ile yapıyor. İlk gün zor olmuştur, özellikle
çok susamıştır. İftarda suyu ağzına alıyor ve bir müddet bekliyor, sonra
içiyor. Neden bekledikten sonra içtin diye soranlara “Şu yaşa geldim. Hayatımda
ilk defa suyun ne büyük bir nimet olduğunu öğrendim. İstedim ki, o nimetin
üzerinde biraz düşünüp sonra içeyim.”
Evet orucun en önemli hikmetlerinden biri Üstad’ın tabiri ile verilen
nimetlerin kadru kıymetini bilmektir. Her nimetin kadru kıymetini bilip,
şükrünü eda edenlere ne mutlu.
Oruçluyken Okul İnşaatında Çalışmak
Yıl 1996. Sydney’de o günkü adı ile Şule, yeni adı ile Amity Koleji’nde
baraka şeklindeki binaların yerleştirilmesi, çocukların oyun yerlerinin
yapılması vs inşaat işleri devam ediyor. Mevsim yaz ve Ramazan ayı. Bir kaç
oruçlu genç o sıcakta gönüllü olarak çalışıyor. Biraz çalışıyorlar, sonra
gölgede biraz dinleniyor tekrar devam ediyorlar. Çünkü inşaatın yetişmesi
gerekiyor. Para da yok. Mecburi olarak işler gönüllülere kalmış. Oradan geçen
ve imkanları iyi olan bir bacımız, onların bu samimi halini görerek,çok
etkileniyor ve bugünkü değeri yaklaşık 60
bin dolar olan, bir çek yazıp gönderiyor.
O gençlerden biri o yorgun hali ile gece saat on gibi teravihe gidiyor.
Teravihten sonra bir esnafın evinde bir araya gelip kitap okuyup, evradu-ezkar
yapıyorlar. Sonra sahur yapıp eve gidiyorlar.
Bu genç de eve gidip sabah namazını kılıp uyuyor. Sabah sekizde kalkıp
tekrar işe gidecek. Rüyasında, etrafında ki herkesin bir merdivenden tirmanıp
hacca gittiğini görüyor. Bu da gidenlerin arkasından merdivenleri çıkmak
isteyince ayağı kayıp düşüyor. Ve vücudundan irine benzer şeyler çıkıyor. O
haline o kadar üzülüyor ki; keşke ölseydim, diyor. Peygamberimiz gelip onun
yüzünü gözünü siliyor ve alnından öpüp ‘haydi evladım hacca gidebilirsin’
deyince uyanıyor. Evet zorluk ve inayet.
Bu okul ile alakalı havuz medyası ne yalanlar yazdı ve iftiralar attı. Ehli
hasedin rüesası da beş yıldır kapatmak için oynamadık kirli oyun bırakmadılar.
Yan kolları kanalı ile çocuklarını gönderenleri tehdit ettiler ama Allah inayet
etti. Bazı Türkler çocuklarını aldı ama başkaları madem bunlar yaptığınız
eğitime düşmanlık yapıyor, demek ki siz doğru yoldasınız deyip, çocuklarını
kaydettiler. Öğrenci sayısı daha da arttı ve kolejin başarıları da her yıl daha
da katlanarak devam ediyor.
Evet Rabbimizden bu mübarek ay dolayısıyla bütün dünyaya bir huzur
getirmesi için yalvaralım, yakaralım. Dünyanın her köşesinde mazlum, mağdur,
mahkûm ve fakir kalmışlar için hem fiili, hem de kavli dualar yapalım. Sadece
açlık ve susuzluk ile değil, her halimizle oruç tutalım. Bütün amellerimiz,
orucumuz gibi ihlaslı olsun. Ramazanınız mübarek olsun. yucelsalih@yahoo.com