Yukarıdaki dua, Musa (AS)’ın duası olup (Araf:155), Tur dağında onlarca
mucizeye rağmen hâlâ kalbinde iman yerleşmemiş kimseler için yapmıştır. Allame
Hamdi Yazır’a göre, “İnanmıyorlar ve
inanmak istemiyorlar, ona inanmayı Allah’ı görme şartına bağlıyorlardı ve
Allah’ı görmeyi, kelâmını işitmeye benzetiyorlardı. İşte o zaman bir sarsıntıya
tutuldular o sarsıntı bunları tutup sarsmaya başlayınca, (Bakara: 55, 56)
onları yıldırım çarptı veya dağda bir zelzele oldu, onlar da düşüp bayıldılar
ve belki öldüler.” Ayet her ne kadar İsrail oğullarından bir
gurup için inmiş ise de o sıfatları tanıyan herkes için geçerlidir.
Kur’an-ı Kerim’de “beyinsizler’’ tabiri genelde münafıklar ve bütün delillere
rağmen hâlâ kalplerinde şüphe olanlar için kullanılır. Onlar münafıkların
sıfatlarını taşırlar, kendileri cahil olmasına rağmen başkalarını cehaletle
suçlarlar. Hak ve hakikati bilir, fakat anlamazlar. Anlasalarda hasetlerinden
dolayı inanmazlar. Bakan gözleri vardır. Fakat Nizami’nin tabiri ile gören ve
seven gözleri yoktur.
Kelamcılar münafıklığı itikâdi ve ameli olmak üzere ikiye ayırırlar.
İtikâdi olan malum. İnanmaz ama değişik nedenlerden dolayı inanır görünür.
Ameli münafıklık ise zahiren inanır fakat münafıklığın sıfatlarını üzerinde
taşır. Yalan söyler, emanete ihanet eder, sözünde durmaz velevki namaz kılsalar
bile.
Helâk etme Allah’ım
Bir zamanlar Türkiye İslam ülkeleri için ilham kaynağı idi. Dünyaya da
ilham kaynağı olma yolunda idi. Avrupa’lı, Amerika’lı milletvekilleri,
senatörler onları ziyaret ederlerdi. Afrika ülkelerinin devlet başkanları
kapılarına gelirdi. Orta Asya’dakiler, abi gibi görürlerdi. Asya’dakiler için
bir umut kaynağı olmuştu. Şimdi tersi oluyor. Dünyada hemen hemen dostları
kalmadı. Yaptıkları ile dünyaya maskaralık oluyorlar. Onlar Afrikalıların
ayağına gidip Anadolu insanının fedakârlık ile açtığı müessesleri hem de rüşvet
vererek dünyadaki gulyabanilerin desteği ile kapatmaya çalışıyorlar. Ortadoğu’da
hemen hemen bittiler.
Peki neden böyle oldu. Ülkeyi sırtında taşıyan, genelde hiç bir beklentisi
olmayan, dünya da ülkenin ses ve soluğu olan Hizmet babayiğitlerine zulüm
etmeye başladıkları günden beri her şey tersine gitti. Adeta kendilerine kurşun
sıktılar. Dünya da karanlık güçlerin çaktırmadan ellerine verdikleri dosyalara
kanarak zulüm yapmaya başladılar. Fedakâr Anadolu insanını anlayamadılar. Nasıl
anlasınlar ki; malının hepsini hak yolunda Abu Bekir’ gibi feda eden Hizmet
erini ancak malının hepsini feda eden anlar. Ailesini ve güzel ülkesini hiç bir
karşılık beklemeden terk edip dünya, hicret edenleri ancak sahabeler ve onlar
gibiler anlar.
Son altmış yıldır nerede ise mahkemesiz günü geçmemiş, ızdırap ile
kıvranmış, dünyada dikili bir ağacı olmayan; dinim, milletim, davam deyip son
altmış yıldır gözyaşlarını ceyhun etmiş olan zâtı ancak Hasani Basriler, İmami
Azamlar, İmam Gazaliler, Abdulkadir Geylaniler, Bediüzzamanlar anlar. Hayatı
şan, şeref, mevki, alkış, menfaat endeksli olanlar, hasedi imanının önüne geçenler
veya umutsuzluğu imanına gölge olanlar onu anlayamaz.
Ne olacak
Peki, herkesin sorduğu soru ne olacak. Öncelikle geleceği bilen Allah’tır.
Fakat tarihe baktığımızda şu gerçeği görürüz. Hak yolunun yolcuları, eninde
sonunda kazanmışlardır. Ehli dalalet ve ehli haset rüesası yüzbinlere zulmetti.
Fakat kader adalet etti. Yüzbinlerce evliya yetişti. Bediüzzaman’ın tabiri ile
yüzbinlerce Said yetişti. Allah’ın inayet ve keremi ile bunlar geleceğin fikir
mimarları, gözyaşları dindirenler ve zulmü aydınlığa çevirenleri olacak.
Dünya da ise âlemi İslam kan gölü haline getirildi. Soykırımlar,
soykırımları takip ediyor. Geleceği Allah bilir, fakat gelecek yıllarda başka
soykırımlarda yapacaklar. Son 28 yılda yaklaşık altı milyon civarında Müslüman
öldürüldü. Yaklaşık otuz milyon yurtlarından yuvalarından oldu. Perde
arkasındaki zulüm planlayanlar, şartları hazırlayanlar görünmüyor veya halkın
ekseriyeti bilmiyor. Sadece ilimde rusuh sahibi olanlara idrak ediyor. Fakat
Âlim ve Basir olan Allah biliyor. Geçmişte zulmedenler ve ettirenler cihan
savaşları ile bedel ödediler. Bugün de kim zulüm ediyorsa perde önünde veya
arkasında olsun, gün gelecek Kahhar olan Allah onlardan intikam alacak.
Yeşil Kağıt
Ekonmik kriz olunca 28 Şubatçı bir general kağıdı yeşile boyayıp, dolar
yapalım demişti. Şimdikiler de aynı yolda dolarla kira vermeyi yasaklıyorlar.
Un ihracatını yasaklıyorlar. Bakalım daha neler göreceğiz. Kısacası, Özal’ın
öncesi dönemine doğru gidiyoruz. Ekonomist değilim. Fakat ne zaman Hizmeti
İmaniyye ve Kuraniyye ile mücadele edilmişse belalar, felakatler çoğalmış,
ekonomi batmış. Menderes döneminde altı yedi yıl kısmen nurlar serbestti. Milli
gelir 150 liradan 400 liraya cıktı. Bunlar döneminde dokuz on yıl dokunmadılar.
Milli gelir 2500 dolardan yaklaşık on bin dolara çıktı. 28 Şubat’çılar
zulmettiler, iki ekonomik kriz yaşandı. Bunlar zulmettiler, ekonomik kriz
yaşanıyor. Malum tusunami önce gelir, sonra geri çekilir. Bu demektir ki, daha
büyüğü gelecek. Nitekim Açe’de böyle olmuş. Evet nura karşı savaşırlarsa Allah’u
a’lem daha nice ekonomik krizler olacak.