ENGİN TENEKECİ-TR724.COM
Eski Diyanet İşleri Başkanı ve İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Mehmet Görmez, katıldığı bir TV kanalında büyük günahların güncellenmesine ilişkin bazı açıklamalarda bulundu.
Kendilerinin günahı kebair (büyük günahlar) listesinin değiştiğini söyleyen Görmez, şöyle devam etti: “Bütün kitaplarımızda kebair günahlar sayılmıştır: Adam öldürmek, zina yapmak, hırsızlık yapmak vs. Kebair değişti. Tohumun geniyle oynamak, gıda ile oynamak, kimyasal silahlar üretmek… Bunlar eski kitaplarımızda günahı kebair arasında geçmiyor diye bizim oraya sıkışmamamız lazım. Günahı kebairleri Kur’an ve sünneti ele alarak güncellemek gerekiyor.”
Tuhaftır, Görmez, gen teknolojisine giren tohumun geni ile oynamayı büyük günah sayıyor. Halbu ki bazı hadislerde -işin ehli daha iyi bilir-, gelecekte gen teknolojisinin gelişmesiyle bir bitkiden bir milletin yiyeceği, istifade edileceği işaret ediliyor. Bunu, ister bu teknolojinin geldiği son nokta ya da bir hedef algılayalım farketmez, ancak bu hadisin, bu ilmin terakkisine parmak bastığı muhakkaktır.
İnsanın Görmez’e sormak istediği, ta kendi başkanlık döneminden itibaren, 20. yüzyılın Türkiye’sinde alenen irtikap edilen büyük günahlara dair bazı sorular geliyor.
Mesela; 17 Temmuz darbe tiyatrosu vesile edilerek bebeği ile hapsedilen mescun annelere yapılan hukuksuzluklar; helal kazançlarla kazanılan malların üzerine haramice konmalar; işkenceye maruz kaldıkları ispatlanmış muzdarlara yapılanlar; sırf haber yaptığı, köşe yazısı yazdığı için hapsedilen gazetecilerin zoraki cezaevinde tutulmaları; sosyal hakları elinden alınmak suretiyle cebri hicret maruz kalan ve bu esnada Meriç’te yaşamlarını kaybeden çocuklar, anne ve babalara yapılanlar büyük günah kategorisine giriyor mu?
Örnekleri çoğaltalım: Görmez, Karaman’ın, “Yolsuzluk, hırsızlık değildir” şeklinde ki açıklamalarını hangi günah grubuna dahil edecek acaba? Ayrıca kendisi iyi hatırlar: Karaman’da, Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’ne ait yurtlarda kalan 9-10 yaşlarındaki çocuklar cinsel saldırıya maruz kalmışlardı. Olay sonrası AKP Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, “Ensar Vakfı, başarılı işler yapmaktadır. Biz inadına Ensar Vakfı’na destek olmaya devam edeceğiz” demişti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ise ‘bir kereden bir şey olmaz’ şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.
O zaman ve sonrasında devam eden tüm bu tacizleri hangi tür günahlar çeşidine dahil edecek?
Görmez, tüm bunları görmemezlikten gelerek ilmin terakkilerinden gen teknolojisinin meyvelerini yemeği büyük günah sayarak, hem gündemde kalmak hem de gündemi değiştirmek istiyor.
Hz. Musa (as) dönemi sihirbazların halka yaptığı sihrin; Firavun’un halkına yaptığı zulmün bilmem kaç katı bugün, AKP-Ergenekon-mafya ittifakı ile yapılıyor. Yani, bu ittifakın ele geçirdiği medya, hukuk, sanat, akademi, iş dünyası ile… İşledikler bu zulümler göğün kubbesini çatlatmak üzere, belki de çatlattı da.
Halkın eli ayağı bağlanmış; kalem ehlinin kalemi satın alınmış; ekonomi çökmüş, ancak tersi şeklinde lansedilmiş;hukuk ayaklar altına alınmış; zulüm tavan yapmış; uyuşturucu kullanma yaşı 9’a dayanmış; irtikap, hırsızlık, haramilik, yolsuzluk arttıkça artmış.. ancak Görmez bunlara bırakın günah demeyi, görmek bile istemiyor. Üstelik kendini hayatı boyunca rabbani olamaya adamış; hayatlarını iman, İslam,ihsan, tebhide hizmete adamış insanları hazırlattığı raporlarla tekfir ediyor, ettiriyor.
İşin acı olanı zulmün rahmet ayı Ramazanda da devam etmesi. Memlekette ne kadar mafya, hırsız, tecavüzcü, dolandırcı, cani varsa serbest bırakılırken, koronaya kapılması muhtemel suçu ıspatlanmamış hükümlülerin, Hizmet ehlinin bu af kapsamına dahil edilmemesi bir başka zulüm.
Hiç şüphesiz Hz.Allah(cc) her şeyi hakkıyla görendir. İnsan kendi kendine bunca zulmü gördükçe, “Şükür ki ahiret ve hasap var.” diyor.