HAFTANIN YORUMU
Türkiye’den Avustralya’ya ilk göç 52 yıl önce başladı.
13 Ekim 1968.
Yarım asır önce…
İki ülke arasındaki anlaşma ise; 5 Ekim 1967’de imzalandı.
20 saati aşan bir uçak yolculuğu.
Dünyanın ucu.
İlk kafileyi, dönemin Başbakanı Demirel uğurladı.
Sydney’e inen ilk kafile, 169 kişiden oluşuyordu.
Kıta ülkesine gelenlerin ilk durağı, Sydney ve Melbourne.
‘En kalabalık grup’ 903 kişiden oluşan Turgut Özal’ın iktidarı dönemi olan 1988’te gerçekleşti.
Avustralya’da, 110 bin Türkiye vatandaşının varlığından söz edilir.
150 bin diyen de var.
Rakamlar uçuşuyor.
İstatistik verileri farklı.
Çünkü ülkedeki toplam Müslüman nüfusu, 500 bin kadar.
Her neyse, mevzumuz kemmiyet değil elbet.
Keyfiyette hal-i pürmelalimizi, sizinle paylaşmak istiyorum.
ÖZAL’DAN İLK ZİYARET!
İlk resmi ziyaret, 1989’te.
İlk göçten 21 yıl sonra Özal, Cumhurbaşkanı sıfatıyla misafir oldu burada.
İkinci jenerasyonunun askerlik çağına ulaştığı zaman dilimi.
Özal’ın bu tarihi ziyareti, insanlarımızın yoğun yaşadığı Sydney’in, Auburn semtinde gerçekleşti.
Tarihi ada Gelibolu Yarımadası’nın ismini taşıyan Cami’ye bu tarihi ziyaret yapıldı.
Herkes camiye akmış adeta.
Heyecan ve sevinç zirvede.
Özal’ı kucaklayıp öpenler, sevinçten gözyaşı dökenler oldu.
Gelibolu Camii, inşaat halindeydi…
13 yıl aradan geçmesine rağmen bitirilemiyordu.
Yani parasızlıktan ötürü, bir türlü tamamlanamamıştı.
Kubbe ve duvarları tahta kalıplarla kaplıydı.
İnşaatı tamamlama müjdesini verdi; Dindar, Demokrat ve ilk Sivil Cumhurbaşkanı.
Hatta bir miktar da şahsi nakdî yardımda da bulundu.
Böylece, temeli 1986’da atılan Gelibolu Camii, 1999’da ibadete açıldı.
TARİHİ MABET’TE TARİHİ NASİHAT!
Özal, bu tarihi ziyarette tarihi bir konuşma yaptı.
Sanki dâhilde ve hariçte 70 kıtaya bölünen bugünkü Türkiye’yi görüyor gibi.
Çok veciz sözlerle hitap etti, nasihatlerle süslü bir konuşma yaptı.
Mabedi kin ve nefretle kirletenlere ders niteliğinde.
Ufku geniş ve vizyoner bir liderin konuşması:
Özal, özetle:
“Uzun zaman bu uzak mesafelere gelemedik.
Ama Allah’a hamdolsun, bugün buradayız.
Allah evinin çatısı altında.
Soydaşlarımızın bulunduğu bu mekânda, bir araya gelmek nasip oldu.
Bundan dolayı, Allah’a hamdediyorum.
Bakın, artık Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve bakanları, eskiden gelemediği Yeni Zelanda ve Avustralya’ya gelebiliyorlar.
Bu oldukça önemli bir hadisedir.
Sizden önemli bir isteğim var.
Bir arada olduğunuz zaman, birliğiniz olduğu zaman, yani aranıza ihtilaf girmediği zaman, birbirinizle sırt sırta verdiğiniz zaman, sayınız fazla olmasa da, sözünüz buradaki yerliler tarafından dinlenir.
Allah’ın izniyle bizlerin desteğiyle kalan cami inşaatını bitireceğiz.
Bu arada elinizdeki afişi gördüm.
Okul isteğiniz var, talebinizin üzerinde hassasiyetle duracağım.”
TAVSİYENİN ARASINDAN 31 YIL GEÇTİ…
Bugün Özal’ın gelişinin arasından 31 yıl geçti.
O sıfatla gelen giden yok
Peki, Özal’ın bu tarihi isteği ve mevcut durum ne?
Birlik ve beraberlik mi dediniz?
Hak getire…
Sırt sırta verme!
O de ne?
Sırtından hançerleyen hançerleyene…
Kuyu, kazan kazana…
Türkiye’nin ağırlığı mı?
Güldürmeyin!
Anzak törenleri olmazsa, Türkiye’nin haritada bile yerini bulan olmaz.
AKP rejimine angaje olmuş, algısı zayıf geniş kitleler…
Vatandaşını dışarda gammazlayan iktidar ve ona kuyruk olan müfteriler…
Komşu ve yol arkadaşını ihbar eden paralı vatanseverler!..
Akraba ve ahbabını ispiyonlayacak kadar maddiyat severler.
İz süren, sinsi planlar yapan sözüm ona devletlûlar!
Rejime yaranmak adına, dünyanın uzak köşelerinden, bayat ve bayağı mesajlar veren sözüm ona diplomatlar…
Ya mabetlerimizi dolduran troller…
Anadolu’da camileri vıcık vıcık siyasetle kirletenler yetinmedi…
Bu kirli ve şeytani hevesleri Kangurular diyarına kadar taşımada beis görmüyor, iktidarın mücahitleri!
Özal’ın mirası, Gelibolu Camii’nin çatısı altında iftira, karalama, alçakça ithamlar.
Masum insanlara “terörist” diyen zavallılar.
Sakalın gölgesine sığınan ikiyüzlü müfteriler.
Kirli propaganda için maaşlı imamlar yetmiyor.
İradesini satan, harcayan dernek başkanlarının ağzına da verdiler, “Fetö” sakızını…
Sihirli kelimeyi söyle gerisi tamam.
Saray rejiminin hutbesini irad buyuruyorlar, Gelibolu Camii’nin minberinden…
Hem de Allah’ın evinde…
”Avustralya için en büyük tehlike” diyen paralı veya gönüllü memurlar…
Kim desen var…
Asaroğlu.
Sansaroğlu.
Her türlü oğlu var.
Konuştukça batıyorlar, battıkça konuşmadan geri kalmıyorlar.
Hayâ imandandır…
Ecnebiler, bu ahlaksız ithamlara neden inanmıyorlar biliyor musunuz?
Kimin kaç paralık ciğere sahip olduğunu çok iyi bildikleri için.
“Terörist” diye iftirada bulunduğunuz insanları, sizlerle yan yana koyunca çok daha iyi anlıyorlar.
Federal Parlamenter Craig Laundy şunu ifade etmişti: “Seçim bölgemdeki Türklerin tüm guruplarıyla görüşüyorum. Gülen Hareketi mensupları, kimsenin aleyhinde konuşmuyor, ülkeye katkı sağlıyorlar. Güzel iş üretiyorlar.”
Bakan Laundy’nin dediği ‘güzel işlerden’ bazılarını beraberce hatırlayalım isterseniz.
Ülke Parlamento’da ilk iftarı organize etti ve o çatıda ilk ezan okudu “terörist” dediğiniz bu insanlar.
11 yıl önce…
Parlamentolardaki iftar yıllardır devam ediyor.
Hatta bu geleneği sekteye uğratma adına aynı salonlarda ve aynı formatta bu yolda devam ediyorsunuz.
Onlarca okul ve enstitü açtı bu “teröristler”.
İçte ve dışta masumlara “terörist” diyen yobazların evlatları da okudu.
Hatta birçoğu bu kurumların sürekli müdavimlerdeydi.
Siyasetin jargonuyla kirlettiğiniz Gelibolu Camii’nde, minareden ilk ezanın okunmasına da yine ön ayak oldu bu “terörist”ler.
Sadece diğer semavi dinlerin mabetlerinde yapılan ‘Adli Yıl’açılış töreni geleneğini, Gelibolu Camii’nde olmasına bizzat organize etti, iftira eteğiniz bu insanlar.
Yargıçları, Müslümanlarla buluşturup, tanıştırdı, bu “terörist”ler.
Misafirlere ev sahipliği yaptı, ikramda bulundu, hatta misafirlerle Cami yönetimi arasında tercümanlık ve iletişimi de “terörist” diye itham ettiğiniz insanlar sağladı. Çok uzak değil, 6-7 yıl önce.
Hizmet Hareketi mensupları, Avustralya’da sadece diğer semavi dinlerin mabetlerinde yapılan ‘Adli Yıl’açılış töreni geleneğini, Sydney’deki Gelibolu Camii’nde olmasına bizzat önayak oldular. Yargıtay Başkanı ve Yargıçlar,yapılan yapılan tören sonrasında Hizmet Hareketi mensuplarından İslamiyet ve Cami hakkında bilgi alıyor.
BİRAZ UTANIN!
Sayalım mı daha?
Kültür şölenleri düzenledi.
Sydney ve Melbourne göbeğinde 35 binden fazla insanı buluşturdu, defalarca.
Dil Festivalleriyle, 20’den fazla ülkeden dünya gençleri buralara taşındı.
Hem de yıllarca…
Ülkenin bakan, bürokrat ve devlet başkanlarıyla (Genel Vali Peter Cosgrove) ile buluşturdular…
NSW Eyalet Meclisinde kabul edilen ‘soykırım yasa tasarısı ‘ sürecinde Hizmet Hareketi kurumları ve fertlerinin pozitif gayretini bugün “Fetö” sakızını mimberde çiğneyenler en çok bilir.
Mabetlerden “bunlara bağışı yapmayın” diye itham ettikleriniz, Afrika kıtasında muhtaçlara yardım elini uzatıyor.
Daha sayalım mı?.
Peki ya siz?
Çeyrek asır önce açılan bu yollarda şimdi yürürken, yolun müdavimlerine iftira atmaktan utanmıyor musunuz?
Bu hizmetleri kirli emellerinizle engellemeye çalışıyorsunuz.
Yalan, iftira, karalama ve her türlü ahlaksız eylem ve söylemlerinizle gölgelemeye çalışıyorsunuz.
Biraz utanın…